Dünyada korumada öncelikli 100 ormandan biri olan Fırtına Vadisi ormanları içerisinde yer alan ve orman niteliğine sahip olan tek yer olan şimşir ormanları bir mantar hastalığına yakalandı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı kurumaya yüz tutan ağaçların, “odun vasfını yitirmeden kesilmesini” salık verdi.
Şimşir ağacı çok değerli bir ağaç türü.20-30 cm çapa, 8-10 m boya ulaşabilmiş şimşirlerin saf olarak veya kızılağaç, kayın, ladin gibi ağaç türleriyle karışık orman oluşturması bilimsel, genetik ve toplum kültürü yönünden son derece önemli ve değerli. Çünkü kaşık, tarak gibi gereçlerin yapımında kullanıldığı için şimşirler tarih boyunca kesilmiş ve şimşir ormanları yok edilmiş.
Karadeniz kıyı bölgesindeki ormanlarda doğal olarak yetişen şimşirlerin ağaç boyutlarına ulaşmış bireyleri yok edildiğinden günümüzde ormanlardaki şimşirlerin büyük çoğunluğu çalı boyutlarında.
Bu toplu yıkımdan en az etkilenmiş olan ve günümüzde büyük boyutlu şimşirlerin orman oluşturabildiği tek yer Çamlıhemşin ormanları. Ancak Çamlıhemşin’in Çat bölgesindeki şimşir meşceresinde de bir tür mantar hastalığı baş gösterdi. Uzmanlar hastalığın Gürcistan’dan girdiği ve yayıldığı düşünüyor. Hastalığın başka alanlara yayılmasını önlemek için özen gösterilmesi gerekiyor.
Odun evsafını kaybetmeden…
Dünyanın koruyup bizim yok ettiğimiz doğal alanları düşündüğümüzde şimşir ormanlarına ne kadar duyarlıyız acaba diye düşünürken, Orman Genel Müdürlüğü’nün Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne gönderilen 80915303-220.01.01/81010 sayılı ve 22.07.2013 tarihli yazı ile Doğu Karadeniz Bölgesinin bazı alanlarında, şimşir ormanlarında 2010 yılında başlayan kurumalara ilişkin Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü’nce hazırlanan raporda “şimşir yanıklığı (Cylindrocladium buxicola) zararlısı sonucu kuruyan şimşirlerin odun evsafının değer kaybetmeden, istihsal çalışmaları sonucunda ekonomiye kazandırılması” görüşü yer alıyor. Yani şimşir ağaçları kuruduğu için mücadele etmek yerine kesilmesi öngörülüyor!
Maksat korumak olmalı
Bir mantar hastalığı nedeniyle Avrupa üzerinden Gürcistan’a ulaştığı sanılan bu hastalığın, Fırtına ormanlarına bulaşmasının önlenmesi için yeterli çalışma yapılmamasından yakınan uzmanlar, konuyu şu sözlerle yorumluyor: “Kuruyan şimşirlerin odun evsafının değer kaybetmeden, istihsal çalışmaları sonucunda ekonomiye kazandırılmasıönerisi hastalıkla mücadeleyi gözardı eden bir yaklaşım. Kuşkusuz hastalıkla mücadelede ağaçlar da kesilebilir. Ancak buradaki amaç odunları ekonomiye kazandırmak değil, hastalığın yayılmasını önlemek olmalı.”
Şimşirler neden kesilmemeli?
Şimşirlerin kesilmek istenmesine karşın uzmanların önerileri ise şöyle:
“Bilindiği gibi şimşir, son derece yavaş büyüyen, sık ve dar yıllık halkalar oluşturan dolayısıyla da son derece sağlam ve dayanıklı odunu olan bir bitki türü. Kuruyan şimşirlerin kolayca çürüme özelliği gösterdiği saptaması da kuşkulu. Kaldı ki, söz konusu mantar hastalıkları da yaprak dökülmesi ve kabuk soyulmasına neden oluyor.. Bildiğimiz kadarıyla odun çürüten mantarların varlığı ve etkenliği saptanmamıştır.
"Dolayısıyla, bir aciliyet söz konusu değildir; kuruyan şimşirlerin uzun bir süre daha ekonomik değer kaybına uğramayacağı ileri sürülebilir. Fırtına Vadisi içinde yer alan ve Türkiye’nin yegane Şimşir (Buxus sempervirens) Gen Koruma Ormanı olan Meydanaltı mevkiindeki ormanda bile kuruduğu gerekçesiyle şimşirlerin kesilmesi düşüncesi ekonomik gerekçelere dayandırılarak haklı gösterilemez.
"Fırtına Vadisi, WWF'nin, 1999 yılında, Avrupa'nın biyolojik çeşitlilik bakımdan en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 alandan oluşan ve "Avrupa Ormanları'nın Sıcak Noktaları" olarak tanımlanan alanlardan biridir. Özellikle milli park içerisinde, orman; ekosistem bütünlüğü içinde düşünülmeli ve yapılacak girişimin ekosistem bütünlüğüne zarar verebileceği göz ardı edilmemelidir.” (UB/EKN)