*Uygarlıklar da yıldızlara benzerler; doğarlar, parlarlar ve sönerler.
*Karanlıkta bulduğumuz huzuru aydınlıkta bulamıyoruz, ne garip.
*Yalan bile kendini örgütlediğinde hakikat olur.
*Her tapınağın bir sunağı vardır.
*İnsan doğası diye bir şey olsaydı, toplum mühendisleri işsiz kalırdı.
*Duygu ve düşüncenin de kasları vardır; ilgi ve çabamıza bağlı olarak onları ya geliştiririz ya da zayıf bırakırız.
*Cehalet güçtür; egemenlerin değirmenine su taşıyan.
*Kitleleri harekete geçirmede masallar hakikatlerden daha etkili olmuştur.
*Tarihe bir son biçmek, tarihi dondurmaktır. Oysa tarih hep akar; ona son hazırlayan fikir ve ideolojileri bir bir gömerek.
*İnsanlar, yaşadıkları dönemin sorunlarına çare olsun diye kurallar koyarlar, daha sonra o kuralların esiri olurlar ve nesiller boyunca onlardan kurtulamazlar.
*Gölgenin düşmediği zirve yoktur.
*Ayrı kuyularda yaşayanların gökleri de ayrı olur.
*Bizden güçlü olandan beklediğimiz adaletin yarısını bizden zayıf olana karşı gösterebilsek, dünyadaki adalet sorunu önemli ölçüde çözülür.
*Tanımlar da canlılar gibi doğarlar, büyürler ve ölürler.
*Deliler, manifestosuz devrimcilerdir.
*Yaşam, kuralları sürekli değişen bir oyundur. “Anladım” dediğimiz anda boşuna sevinmeyelim; çünkü tam da o esnada yaşam yeni kurallar doğurmak üzeredir.
*Şaşırabildiğimiz müddetçe yaşamdan öğreneceğimiz şeyler vardır.
*Bir şeyi nasıl algılarsanız hakikatiniz de odur.
*“Öldü” dediğimiz fikirler ölmezler aslında; buzluğa saklanırlar.Yaşam, farklı bir zaman ve mekânda onları her an buzluktan çıkarabilir.
*İnanç, en büyük sömürge alanıdır.
*Kendi çevremize ördüğümüz çitleri aşmak, başkalarının çevremize ördüğü çitleri aşmaktan daha zordur. Çünkü ona emek vermişiz.
*Bilinmezlik güçtür; en büyük güç.
*İki çeşit yaşam hali vardır: Biri, yaşamın kurallarını kendi yaşam kuralı haline getirme hali; diğeri, kendi yaşam kurallarını yaşamın kuralı haline getirme hali.
*Tek tiplilik tipsizliktir, tek renklilik renksizliktir, tek seslilik sessizliktir.
*Her aşkın bir sonu olabilir ama öğrenme aşkının asla.
*Esaretine kutsal anlamlar yükleyen tek canlı varlık, insandır.
*Ha toplum mühendislerince inşa edilmiş bir toplum, ha genetik mühendislerince yeşertilmiş bir tarla.
*Hakikatin asıl düşmanı akıldır.
*Popülizmde vaatler o kadar göz kamaştırıcıdır ki hakikatler görülmez.
*Slogan ve düşünce birbirleriyle ters orantılıdırlar; biri arttıkça diğeri azalır.
*Cennet, cehennemin çocuğudur.
*Farelerin bir cennetleri olsaydı, orda peynirden dağların olduğunu iddia edeceklerdi.
*Bir çakıl taşına inanmak bile hiçbir şeye inanmamaktan daha iyidir; o çakıl taşı sığınılacak bir dağ olur.
*Menteşe görünmez ama tüm ağırlık onun sırtındadır.
*Dünya koca bir tiyatro sahnesidir; rollerini hakkıyla oynayanlar siyasetçilerdir
*Özgür olmamasına rağmen özgür olduğunu zannetmek, özgür olmamaktan daha kötüdür; çünkü böyle bir durumda özgürlük hayali bile olmaz.
*Hiyerarşi ve eşitlik güneş ve gölge gibidirler; biri olunca diğeri olamaz.
*Ödül, cezadan çok daha etkili bir susturma aracıdır.
*Her kutsal, bir şeytana ihtiyaç duyar.
*-Şeytan kan kaybından komaya girecek olsa, din adamları kan bağışında bulunmak için sıraya girerlerdi.
*En parlak ve cilası kurumayan heykeller, üzerlerinde siyaset yapılan heykellerdir.
*Dış düşman çoğu zaman bir tehdit değil, bir ihtiyaçtır.
*Zorbaya boyun eğmek, onu sakinleştirmez; aksine azdırır.
*İnsan ötekisiz yapamaz; ötekileştirilenler bile kendilerine bir öteki bulurlar.
*Kimlik, kanat da olabilir, kafes de.
*En çok tanımlanan canlı varlık insan olmasına rağmen en tanımlanamayanı yine insandır.
*Gözün karanlığa, burnun kötü kokuya, duygunun acıya alıştığı gibi insan da her koşula alışabilir.
*Dalkavuk yaratan sistemler, hastalıklı sistemlerdir.
*Zirvedeki egemenler, yamaç ve eteklerdeki egemenlerin egemenlik sevdasından beslenirler.
*Kurtarıcılar kurtarır ama özgürleştirmezler.
*Anlamlarımız, enerji depolarımızdır.
*Anlam esareti, diğer tüm esaretlerin en derin ve kurumlaşmış halidir.
*Başlarına buyruk kaldıklarında duygu da düşünce de canavarlaşma potansiyeli taşırlar.
*Toplumlar mideye benzerler; hazmedemediklerini atarlar.
*Halklar özgürleştirilmezler, özgürleşirler.
*Ortadoğu bir ucuzluk pazarı gibidir: Vatanseverlik ucuz, vatan hainliği ucuz , ; dindarlık ucuz, kâfirlik ucuz; devrimcilik ucuz, karşı devrimcilik ucuzdur. Çünkü Ortadoğu’da insan ucuzdur.
*Ortadoğu’da üç çeşit enerji kaynağı vardır: Petrol ve gaz, din ve inanç, cehalet ve kompleks.
*Gerçeklikten kopuk yaşamak ne kadar yanlış ise gerçekliğin esiri olmak da bir o kadar yanlıştır; çünkü gerçekliği yaratan da insandır.
*Sevgi bilinmezlikte, korku bilinmezlikte, güç ve iktidar bilinmezlikte ve en önemlisi de beka bilinmezliktedir.
*Zamana ve mekâna bağlı olarak kazanılan kimi alışkanlıkları “insan doğası” olarak algılıyor ve tanımlıyoruz.
*Eskiyen dil ile yeni düşüncelere ulaşılamaz.
*Duygu diye baktığımız, duygu diye tattığımız, duygu diye kokladığımız çoğu şey akıl katkılıdır.
*Gerçeklikle sulanmayan düş bahçeleri uzun süre dayanamaz ve kururlar.
(AB/APK/EMK)