Ne önceki hükümet ne de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, bu yağmanın sayısal ifadesini yapabildi. Havada afaki rakamlar uçuşuyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yılda dört kez düzenlediği raporların sonuncusu, 23 Ekim 2003 tarihli ve o raporun "yönetici özeti" başlığı altında yazılanlardan biz bu kazığın 39.3 milyar dolar ya da kurumun ifadesiyle Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYİH) yüzde 26.6'sı tutarında olduğunu okuyoruz.
21.8 milyar doları kamu bankaları batağından, 17.3 milyar doları Fon'a devredilen hortumlanmış bankalardan. Buna henüz İmar Bankası yükü dahil değil. Onu da 5.7 milyar dolar kabul ediyor BDDK. O zaman rakam 45 milyar dolara çıkıyor. Az buz değil 45 milyar dolar...
Biz böyle sanıyoruz. Bu tarihi soygunun rakamsal ifadesi BDDK raporunda bu şekilde yer alıyor. Buna da şükür. Allah beterinden korusun, deyip teselli de bulabilirsiniz. Ama sonra ne oluyor?
TBMM'de farklı rakamlar
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bir araştırma komisyonu kuruluyor. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin ve Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakçı, Türkiye'nin yaşadığı bankacılık krizinin toplam faturasını, TBMM'de oluşturulan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen bankalarla BDDK faaliyetlerinin ve bununla ilgili iddiaların incelenmesi amacıyla kurulan araştırma komisyonuna anlatıyorlar.
Tutanaklar henüz yayınlanmadı ama ANKA'dan Önder Doğan, artık medyada pek yapılmayan, ender rastlanan sıkı bir gazetecilik örneği ile bu tutanaklara ulaştı. 27 Ocak 2004 günü komisyona bilgi veren Bilgin ve Çanakçı'nın ifadelerinden bu faturanın 77 milyar dolara ulaştığını ortaya çıkardı.
Evet, bu 77 milyar dolar; Önder'in TBMM'ye verilen ifadelerden çıkardığı rakamdır. Bürokratlar, TBMM'ye bu rakamı telaffuz etmediler ama Hazine ve BDDK patronlarının verdikleri ifadeler alt alta konduğunda, 77 milyar dolar ortaya çıktı. Bu rakamı ertesi gün önce Adalet Bakanı, ardından bütün hükümet üyeleri ifade etmeye başladılar.
Şimdi bir "77 milyar dolarlık hortum" lafıdır gidiyor. Ama bu, sorumluların yaptıkları hesap değil, kırık dökük ifadelerin bir araya getirilmesi ile çözülmüş "puzzle"daki resimdir.
Varın halimizi siz düşünün. Bu kaba soygunla yüzleşmeye, onu sayılarla ifade etmeye, başta sorumlular olmak üzere kimse cesaret bile edemiyor. Oysa deştikçe, yüzleştikçe, kazığın sanılandan daha büyük olduğu ve daha çekecek çok çilemiz olduğu anlaşılıyor.
Nasıl 77 milyar dolar?
Son BDDK raporunda 40 milyar dolar dolayında ifade edilen kazığın 77 milyar doları nasıl bulduğunun hikayesine gelince...
BDDK Başkanı Bilgin ve Hazine Müsteşarı Çanakçı'nın tutanaklara geçen ifadelerinden ulaşılıyor bu rakama. BDDK, İmar dahil olmak üzere devralınan batık, hortumlanmış bankaların mevduat yükünü 26, kredi yükünü 6, toplamını da 32 milyar dolar olarak açıklıyor.
Bu sayıya, 17.3 milyar dolarlık batıkların zararlarını ekliyor. Bu zararın 11 milyar doları bankaların hortumladıkları. Ve yine öğreniyoruz ki, 11 milyar doların bugüne kadar ancak 3.6 milyar dolarını geri vermek üzere hortumcular protokol yapmışlar. Gerisi, "borcum borç" bile demeye tenezzül etmemiş.
Böylece 32 milyar dolarlık yükümlülüğe 17.3 milyar dolarlık zarar eklenince Fon'un yükünün 49.3 milyar dolar olduğunu anlıyoruz. Buna son olarak 5.7 milyar dolarlık İmar yükü eklenmiş. (Hoş bunun bu rakamda kalacağı şüpheli ya, haydi öyle kabul edelim.) Böylece Fon yükünün 55 milyar dolar olduğunu anlıyoruz.
Hazine cephesi
TMSF ya da kısaca Fon, bu 55 milyar dolarlık yükle baş edebilmek için bugüne kadar Hazine'den 36.2 milyar dolar kullanmış. Hazinenin patronu Çanakçı, TBMM'ye verdiği ifadede, Fon'a batıklar için Hazine'den 36.2 milyar dolar ödendiğini, bunun 13.6 milyar dolarının faiz olduğunu belirtmiş.
Hazine'nin, dolayısıyla borç stoku şeklinde bize, halka yansıyan miktar bununla sınırlı değil. Bir de hortumlanmış, yağmalanmış Ziraat, Emlak, Halk bankalarına enjekte edilen 22.1 milyar dolar var. Bunu da ekleyince aktarılan kaynak ediyor 58.3 milyar dolar. Ama bu rakama, kamuya aktarılan borcun faizleri dahil değil. Kamu bankalarındaki yangını söndürmek için Hazine ne kadar faiz vermiş, belli değil.
Çile bitmedi
Belli ki, Hazine'nin kapısını Fon tekrar çalacak. Çünkü Fon'un üstlendiği yük 55 milyar dolar ama Hazine'den çektikleri şimdilik 36.2 milyar dolar. Çekmesi muhtemel rakkam ise 18 milyar dolar ve her gün faiz işliyor. Bunu kabaca 20 milyar dolar diye okuyabilirsiniz. Yani, bugüne kadar ödediğimiz 58-60 milyar dolarlık yüke eklenecek daha 18-20 milyar dolar var...
Sırtımızdaki ağır borç yükünün esas vebalinin sayıları 20 dolayındaki hortumcu zevata ait olduğunu yeterince fark edebiliyor muyuz?
Başımıza bela edilen krizin altında bu kaba soygunun olduğunu biliyor muyuz ?
Bu soygunun ince iş değil, çok kaba saba, herkesin gözünün içine baka baka yapıldığını biliyor muyuz ?
Bu kaba soyguna göz yumarak, ortak olarak, destek vererek iştirak eden siyasetçi, bürokrat, teknokrat ve diğer zevatın ellerini kollarını sallayarak dışarıda olduğunu, hayat standartlarının zerre kadar değişmediğini, biliyor muyuz?
Hepsinden önemlisi, bu tarihi soygunun rakamsal ifadesini yapamadığımızı, bunu telaffuzdan bile kaçındığımızı, yüzleşemediğimizi, adı bile konulmamış bu soygunun ceremesini daha uzun süre yaşayacağımızı biliyor muyuz? (BB)