Fotoğraf: AA arşiv
“ABD’de son 24 saatteki silahlı saldırılar: Northridge’te 4 kişi, Louisville’de 6 kişi, Dadeville, Alabama’da 20 kişi, Cyrus, Minnesota’da 6 kişi, New Orleans’ta 3 kişi, Detroit’te 4 kişi, Louisville’de 3, Los Angeles’ta 3, Charlotte’ta 3, Newark’ta 4 ve Cincy’de 3 kişi vuruldu.”
Gazeteci Jeffrey St. Clair bu tweet’i 16 Nisan’da yazdı, aradan geçen günlerde bu sayılara yenileri eklendi.
ABD’de, ülkedeki silahlı saldırıların, epidemi haline geldiği konuşuluyor. BBC’de konuyla ilgili yayınlanan makaleye göre, “silahlı şiddet Amerika’nın demirbaşı” ancak sorun gayet politik ve silah kontrolü savunucuları, silah taşıma haklarını sonuna dek savunanlarla sürekli karşı karşıya.
ABC’nin haberine göre, bu yıl ülkede yılın günlerinden daha fazla kitleye silahlı saldırı [mass shooting] gerçekleşti. 2023 yılında bu tür saldırıların sayısı 163.
Günde 2 silahlı saldırı
Gun Violence Archive’da yer alan rakamlara göre, sadece Nisan ayında 17 ayrı saldırı gerçekleşti. Son üç yılda ise her yıl 600’den fazla silahlı saldırı oldu, yani yaklaşık gün başına 2 saldırı… Gun Violence Archive’daki bilgiye göre, 2022 yılında 647, 2021’de de toplam 690 kitleye silahlı saldırı düzenlendi.
2022 yılında ülke çapında 44 bin 287 kişi silahlı şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. (Gun Violence Archive, kitleye silahlı saldırıları “4 veya daha çok kişinin vurulduğu ya da hayatını kaybettiği saldırılar” olarak tanımlıyor.)
İsviçre merkezli Small Arms Survey adlı kuruluşun araştırmasına göre, ABD’de 2018 yılında 390 milyon silah dolaşımdaydı, 2011 yılında 100 kişi başına 120 silah düşüyordu.
İktidar “çağrıda bulunuyor”
Konunun yeniden tartışmaya açılmasına, geçen haftaki iki saldırı yol açtı. Alabama eyaletinin Dadeville kentinde 15 Nisan, saat 22.30 sıralarında doğum günü kutlamasının yapıldığı bir mekana gerçekleştirilen saldırıda 4 kişi hayatını kaybetti, en az 20 kişi yaralandı. Aynı gece Kentucky eyaletinin Louisville kentinde de bir parktaki kalabalığa ateş açılması sonucu 2 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı.
ABD Başkanı Joe Biden, bu saldırıların ardından yaptığı yazılı açıklamada, “Silahlar, Amerika'da çocukların önde gelen katilidir ve sayılar azalmıyor, artıyor” dedi. Kapsamlı sabıka kaydı kontrolleri, silah üreticilerinin sorumluluk muafiyetini ortadan kaldırmak, saldırı silahları ve yüksek kapasiteli şarjörlerin yasaklanması gibi konularda Kongreye harekete geçme çağrısını yineledi.
Ancak siyasetçilerin (Başkan da dahil) genellikle tek yaptığı, güçlü silah lobisine yönelik çağrıda bulunmak oluyor. Biden geçen yıl da artan silahlı şiddet olaylarına ilişkin Kongre'ye yarı otomatik silahların ve yüksek kapasiteli şarjörlerin yasaklanması ya da silah alma yaşının 21'e çıkarılması “çağrısı yapmıştı”. Ardından bazı yasal adımlar atıldı ancak silahlı şiddet artmaya devam ediyor.
Saldırılarda kullanılan silahların çoğu yasal. ABD Adalet Bakanlığı'na bağlı Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Bürosu’nun 1 Şubat'ta yaptığı açıklamaya göre, polisin 2021'de suç mahallerinde el koyduğu ateşli silahların yüzde 54'ü, son 3 yıl içinde yasal yollardan satın alınmıştı.
“Öğrencilerime ne diyeceğim?”
BuzzFeed’den Max Collins’a yazan bir öğretim görevlisi, “Öğrencilerimle nasıl konuşacağım?” diye soruyor.
Mektubunda, birçok diğer okul gibi kendilerinin de kitle saldırısına maruz kaldıklarını anlattı: “Acilen düşündüğümüz, güvenliğimize odaklanmaktı, bu da o gün ve takip eden günler için mantıklıydı. Bir hafta kadar sonra idare, dönemin geri kalanını nasıl ele almamız gerektiğine dair büyük ölçüde çelişkili açıklamalar yaptı ve öğrencilere söylememiz gereken şeyleri bildirdi. Bunların hiçbirinin onlara fayda sağlamayacağını düşünmeme rağmen, öğrencilere yapmaları gereken şeyleri nasıl anlatacağım?”
Okulun aldığı önlemleri “güvenlik tiyatrosu” olarak tanımlayan öğretmenin mektubunda en çarpıcı kısım, “Okul idaresinin saldırıyı asla gerçekten planlamadıkları açık, bu, ABD’de yaşananların oranı düşünüldüğünde son derece aptalca” sözleriydi.
Yani, kendi okullarında da bu tür bir saldırının olacağına kesin gözüyle bakıyordu. ABD menşeli polisiye diziler de özellikle okullarda gerçekleşen saldırıları sıkça ekranlara taşımaya başladı. Öğrenciler ve öğretmenlerin ana gündemlerinden biri, bu tür silahlı saldırılar.
"Bireysellikle iç içe geçmiş silah kültürü" |
Siyaset bilimci Prof. Dr. Simten Coşar, bianet’ten Selay Dalaklı ile söyleşisinde, “ABD'de doğrudan bireycilik ile iç içe geçmiş” silah kültürünü tanımlarken “ABD topraklarında yaşayan yerlileri yerinden etmenin kendi kaderini belirleme olarak tanımlanmasından siyah köle ticaretine ve avlanmanın – siyahları, kadınları, insan olmayan hayvanları avlamanın – belirli eyaletlerde Amerikan kültürü olarak tanımlanmasına kadar uzanan geniş bir sosyo-politik ve tarihsel yelpazeye” vurgu yapıyordu: “Bilebildiğim, izleyebildiğim kadarıyla ABD'de silah kültürünün doğrudan bireycilikle iç içe geçtiğini görüyoruz. Bireysel öz-savunma ve mülkiyet hakkı ile kapitalizmin en vahşi ve en doygun şekilde tecrübe edildiğini düşündüğüm bu ülkede ağırlıklı olarak örgütsüz gerçekleşen, çoklu toplulukları hedefleyen ve katletme amacıyla plânlanmış, bireylerin fail oldukları silahlı saldırı örnekleri ABD'nin maalesef yerleşik gerçekliği.” |
(AS)