AB çiftçisini desteklemek için Tarımsal Garanti Fonu (FEOGA) oluşturdu
Roma Antlaşması'nın 38-47. maddeleriyle yasal çerçevesi belirlenen OTP, 1962 yılında ilk ortak piyasa düzeninin oluşturulmasıyla hayata geçirildi. OTP'nin ilkeleri ortak bir pazarın kurulması, topluluk tercihi ve ortak mali sorumluluk olarak belirlenmiş; bu ilkelerin uygulanabilmesi için ortak bir finansman kaynağına ihtiyaç duyulması sonucunda AB bütçesinde Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) oluşturuldu.
Dolayısıyla FEOGA'nın kuruluş amacı, Roma Anlaşması çerçevesinde tarım politikaları arasında yer alan düzenli bir ürün arzının güvence altına alınması, üreticilerin belirli bir gelir düzeyine ulaştırılması, fiyat politikalarını ve tarımsal altyapıyı düzenlemek için bir finansman kaynağı oluşturuyor.
AB Ortak Tarım Politikası küçük işletmeleri tasfiye etti
AB'de OTP uygulamalarının başlamasıyla, yapısal değişimin yaşandığı iki temel alan, tarımsal nüfus ve işletme ölçekleri oldu. Makineleşmenin artması ve piyasa ekonomisi ile bütünleşme bir yandan tarımda çalışan işgücünü azalttı, öte yandan yeni sosyoekonomik ve teknik yapıya uyum sağlamayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin bir bölümünü tasfiye etti.
Tarım nüfus yüzde 50, işletme sayısı yüzde 33 azaldı
Topluluk üyesi dokuz ülkede tarımda çalışan nüfus 1960-1980 arasında yarı yarıya azalarak 15 milyondan 7,7 milyon kişiye düştü. Aynı dönemde tarımda çalışan nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 21'den yüzde 7,4'e geriledi; tarımsal işletme sayısı ise 7,3 milyondan 4,9 milyona düştü. 1960 yılında 120 dekar olan ortalama işletme büyüklüğü 1980'de 175 dekara yükseldi. Bu dönemde genişliği 500 dekarın üstünde olan işletmelerin toplam tarım alanlarında tuttuğu yer yüzde 20'den yüzde 43'e yükseldi.
Büyük işletme sahipleri sistemden daha çok yararlandılar
1990'lı yıllara kadar üreticilere verilen gelir desteğinin ürünlere sağlanan fiyat güvencesine bağlı olması, desteğin üretim miktarına bağlı olarak artması sonucunu doğurdu. Üretim potansiyeli daha fazla olan büyük işletme sahiplerinin geliri, sistemden daha çok yararlanmalarından dolayı küçük ölçekli işletmelere göre daha çok arttı. Öte yandan, küçük işletmelerin genellikle Akdeniz ülkelerinde yoğunlaşması nedeniyle, OTP uygulamalarıyla yalnızca işletmeler arasında değil, bölgeler arasında da gelir dağılımı adaletsizlikleri arttı.
Bölgeler arasındaki gelir farklılıkları büyüdü
OTP çerçevesinde ürünlere göre farklı düzeyde destek sağlandığından, farklı ürün yetiştiricileri ve bölgeler arasındaki gelir farklılıkları büyüdü. Otuz yıllık uygulama döneminde büyük işletmeler küçük işletmelere göre; süt-et ve hububat üretiminde uzmanlaşan Kuzey Avrupalı çiftçiler, meyve-sebze-şarap üreten Güney Avrupalı çiftçilere göre OTP'den daha fazla mali yardım aldılar.
Bu nedenle Belçika, Hollanda, Danimarka ve İrlanda çiftçileri FEOGA fonlarından en fazla yararlanan üreticiler oldular. Örneğin 1980'li yılların başında yapılan bir araştırma, Hollanda'da çiftçi başına düşen yıllık ortalama garanti desteğinin, Fransız çiftçilere sağlanandan dört kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Ortak Tarım Politikası gelir dağılımı adaletsizliğini artırdı
Günümüzde OTP aracılığıyla AB'deki tarım sektörüne sağlanan desteklerin yüzde 70'i AB'deki tarım işletmelerinin yüzde 20'sini oluşturan büyük ölçekli işletmelere gidiyor. Öte yandan toplam işletmelerin yüzde 40'ını oluşturan küçük ölçekli işletmeler ise OTP kapsamındaki yardımların ancak yüzde sekizini alabiliyorlar.
Büyük oranda fiyat ve pazar politikaları yoluyla sağlanan gelir artışları, daha çok büyük işletme sahipleri için yararlı oldu; tarımsal gelir dağılımında büyük ve küçük işletmeler arasında önemli eşitsizlikler ortaya çıktı. (NO/KÖ)
Kaynaklar:
* Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü, FEOGA ve Türkiye'de Uygulanabilirliği, Ankara, 1999.
* Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği, AB Tarım Politikası, Ankara, 2002.
* İktisadi Kalkınma Vakfı, AB'nin Ortak Tarım Politikası, İstanbul, 2004.