*Fotoğraf: Eski Türkiye fotoğrafları arşivi
Başkanlık Cumhuriyet Arşivi’nde yer alan 8/ 10/ 1943 tarihli Şark vilayetlerindeki Halkevleri ve Halkodaları hakkında Kemal Güngör’ün ve Ahmet Adnan Saygın’ın Raporları ilginç bilgiler içeren önemli Raporlardır.
Sözkonusu raporlara değinmeden önce Kemal Güngör ve Ahmet Adnan Saygın hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.
Kemal Güngör Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Halkevleri Folklor Şefi ve Halkevleri Müfettişi ve Şevket Aziz Kansu’nun da asistanıdır.
Ahmet Adnan Saygın ise Yunus Emre Derneği Genel Sekreteri’dir (1)
Gerek Kemal Güngör’ün ve gerekse de Ahmet Adnan Saygın’ın Halkevleri ve Halkodaları hakkındaki Raporlarının ilk bölümünde şark illerindeki Halkevlerindeki ve Halkodalarındaki teftiş izlenimleri aktarılıyor.
İkinci bölümde ise Kemal Güngör’ün Sivas ve Çorum Halkevlerindeki ve Halkodalarındaki teftiş izlenimi paylaşılıyor.
Kemal Güngör raporu
Kemal Güngör 8 Ekim 1943 tarihli Halkevleri Raporu’nun CHP Halkevleri Bürosu Şefliği’ne gönderiyor.
Raporun ilk sayfasında Kemal Güngör, teftiş ve folklor tetkiklerinde bulunmak üzere muavin arkadaşı Ferruh Arsunar (2) ile birlikte gittiği Diyarbakır, Bitlis, Ahlat, Adilcevaz, Van, Erciş, Ağrı, Kars, Sarıkamış, Erzurum ve Hasankale Halkevleriyle Beşiri ve Patnos Halkodalarının durumlarına dair teftiş raporlarının ilişikte olarak sunulduğunu arzeder.
Diyarbakır
Raporda kısaca Diyarbakır Halkevi’nin bina, bütçe ve Komite çalışmalarına değinilir. Diyarbakır Halkevi’ne bilhassa Umumi Müfettişin gösterdikleri yakın ilgiye değinilmesi önemlidir.
“… Reis (Dr. Redri Noyan) genç ve münevver bir arkadaş olmakla beraber geniş ölçüde entellüktüel'i bulunan Diyarbakır gibi büyük bir yerde halkevi reisinin bütün memleket aydınlarını toplayacak ve onlardan azami şekilde istifade edebilecek kuvvette bir şahıs olması şayanı arzudur. Bu günkü durumda memleket aydınlarından halkevi çalışmalarında layiki ile istifade edilememektedir…”
Burada sözü edilen Reis (Dr. Bedri Noyan) Bektaşiliğin Babagan kolunun 36. Dede babalığını yapmış ve yıllarca da Alevilik - Bektaşilik çalışmaları yapmış bir kişidir.
Ağrı
Ağrı Halkevi’ne dair ise Ağrı Halkevi’nin muhit icabı çok daha canlı ve çok daha faal bir hale gelmek zorunda olduğu, zira halkın dil ve kültürel durumunun burada Halkevi’ne büyük vazifeler yüklemekte olduğu, bütün memleket aydınlarını ve bilhassa halkı Halkevine bağlamanın çok gerekli olduğu vurgulanıyor.
Burada halkın dil ve kültürel durumuna değinilmesi tesadüf olmasa gerektir.
Keza Ağrı’da Halk dershaneleri ve kurslar şubesine halkı okutma bakımından büyük vazifeler düşmekte olduğu, Halkevinin bu yöndeki teşebbüslerinin devamsızlık yüzünden neticesiz kaldığından şikayet edildiği, bu yolda muvaffak olmak için kanuni yollardan gidilmesi ve bilhassa hükümet otoritesince yardım edilmesi dileğinde bulundukları ifade ediliyor.
Kars
Kars Halkevi’nde Lozan gününün bile kutlanmamış olduğunun teessürle öğrenildiği de belirtiliyor. Sarıkamış Halkevi’nin binasının eski bir kilise binası olup bazı tadillerle Halkevi haline getirildiği de raporda yer alıyor.
Sarıkamış
Sarıkamış Halkevi’nin binasının eski bir kilise binası olup bazı tadillerle Halkevi haline getirildiği bilgisi de önemli bir bilgidir.
Kemal Güngör’ün raporu Erzurum Halkevi’ne dair bilgilerle sona eriyor.
Ahmet Adnan Saygın raporu
Ahmet Adnan Saygın ise raporunun CHP Genel Sekreterliği’ne göndermiş, rapor 19 Ocak 1941 tarihli.
Gaziantep
Ahmet Adnan Saygın Gaziantep CHP Genel Sekreterliği’ne gönderilen raporda da –ki, bu Rapor da 19 Ocak 1941 tarihli- Halkevi binasının oldukça müsait olduğu, burasının bir kilise olduğu, Kilise Halkevinin salonu haline getirildiği (ifrağ olunduğu), kilisenin müştemilatından olup buna bitişik bulunan kısımda ise bir çok odalar mevcut olduğu, kilisenin alt katının Parti tarafından Halkevine değil, şehir kulübüne tahsis olunduğu bilgisini aktarır.
Gaziantep Halkevi’ne dair ise, güreşin kötü tarafının güreşçilerin don giymemeleri ve bunun çirkin bir manzara arzettiği, Halkevinin böyle adetlerin önüne geçmeye çalışmak tasavvurunda olduğu belirtiliyor.
Türk tarihi gibi bahisler üzerinde serbest kurslar yapılması tasavvur olunmakta olduğuna da değiniliyor ve rapor bitiyor.
Beşiri Halkodası raporu
Kemal Bingöl
Kemal Güngör Umumi Müfettişlik bölgesine dahil olan Beşiri’nin parti teşkilatı olmadığından hususi yardıma muhtaç olduğu belirtiyor.
Halkevleri Müfettişi Kemal Güngör, Hakkari Halkevi’yle ilgili yazdığı raporda ise, Hakkari’nin bir vilayet merkezi olmasına rağmen muhitin çok geri olduğunu, halkın evde ısınamadığını, Hakkari’de halkın gerek lisan gerekse de kültür bakımından inkişaf edebilmesi hususunda Halkevinin büyük bir rolü olmak iktiza ettiğini, bu hususun ehemmiyeti üzerinde ısrarla durarak lazım gelen izahatı verdiğini belirtiyor.
Kemal Güngör’ün rapordaki ilave notları da önemli.
Bitlis, Hakkari, Muş, Siirt ve Van vilayetleri dahilindeki Halkevleri ve Halkodaları hakkındaki müşahedelerini ve intibalarını her halkevi için tanzim etmiş olduğu raporlarda arz ettiğini, bu ilave notlarında bir Türk çocuğu olmak sıfatıyla bu uzak bölgelerde görmüş olduğu bazı içtimai noktaları arz edeceğini belirtiyor. [acaba bu alıntıları aynen tırnak içinde almak daha anlaşılır olabilir mi? aslında uzun olduğu için böyle bir yol tercih edildiğini de düşündüm.]
Kürtçe
Güngör, Siirt’te halkın ekserisinin evlerinde, çarşıda, kahvede hatta Halkevi’nde bile Türkçe bildiği halde Arapça konuşmakta olduklarını, Arap kültürünün bu acı tesir ve nüfuzunun kaldırılması ve onun yerine milli kültür ve özdilimizin hakim kılınmasını, aynı zamanda Diyarbakır’ın köylerinden başlamak üzere Siirt’in, Muş’un, Bitlis’in, Van’ın kaza ve köylerinde ve Hakkari havalisinde ekseriyet Kürtçe konuşmakta olunduğunu anlatıyorç
Kemal Güngör devamla, “memleketimizde maddi ve manevi sahalarda mucize denecek kadar büyük işleri başarmış olan Partimizin diğer Devlet daireleriyle de teşriki mesai ederek veya bizzat buralarda öz dilimizi yaymak ve yabancı nüfuzunu kaldırmak hususunda karar veya çalışması milli birlik ve bütünlüğümüz için olduğu kadar milli kültür davamız bakımından da çok faydalı bir hizmet olacağını” söylüyor.
Radyo
Kemal Güngör ayrıca memleketimizin bu köşelerinde milli kültür ve inkılabımızı yaymanın yerinde olduğunu, zira buraların kültürel ve sosyal bakımdan inkişafa en çok muhtaç olan yerler olduğunu, bu maksatla buralara sık sık konferansçılar gönderilmesi, bu kısımlarıyla yakından ilgilenecek elemanların bulundurulması, hatta daha evvel köylerine varıncaya kadar Radyo gönderilmesinin bir çok işlerden daha tesirli olacağına kani olduğunu, zira Radyo bulunan yerlerde hiç Türkçe bilmeyen çocukların Türkçe şarkı söylediklerini sevinçle duyduğunu aktarıyor.
Güngör, Bitlis’ten sonra Van ve Hakkari’de son derece pahalılıktan şikayet edilmekte olduğunu, yolların çok bozuk olması ve kışın uzun aylar nakliyenin işlememesi gibi amillerden tahassu eden bu vaziyetin memurlar üzerinde fena tesir bırakmakta olduğunu, bazı ahval dahilinde şekerin kilosunu 150 kuruşa aldıklarını ve bazen ekmek dahi bulamadıklarından müşteki olduklarını ifade ediyor. (24)
Kemal Güngör, Siirt Halkevi’nin bilhassa mali vaziyetinin çok teessüf edilecek bir durumda olduğunu, Halkevi’nin şerefine yakışmıyacak şekilde eşhasa ve esnafa borçlanmış ve itimat edilemez bir hale geldiğini anlatıyor raporunda.
İnkişafa mazhar
Devamla, Hakkari’de Halkevi gibi bir kültür yuvasının faal bir hale getirilmesinin çok arzu olunduğunu, tarihin eski zenginliklerini sinesinde taşıyan fakat saltanat devrinin ihmaliyle kültür bakımından layık olduğu inkişafa mazhar olamıyan bu güzel Türk illerinde Halkevlilerle, halkla, konuşarak onlara daha faal ve daha ileri bir çalışma temin etmek maksadile Halkevlerinden beklenilen gayeleri ve talimatnamenin ahkamını izaha çalıştığını belirtiyor.
Muş-Bitlis
Sonra da, Muş Halkevi’nde Halk dershanelerinin açıldığı, bu kursları tezyit ve okuyup yazma bilmiyen yurttaşları okutma işine daha esaslı bir şekilde devam etmeleri hususunu alakadarla konuştuğu bilgisini aktarıyor.
Bitlis Halkevi binasının 1938 yılında inşası için ikmal edilmiş olduğu bilgisi de raporda yer alıyor.
Kemal Güngör, devamla, Vilayet mektupçusu S. S. Alemdar’ı gerek Halkevi’ne karşı olan samimi alakası ve gerekse münevverler ve memleket gençleri üzerindeki iyi tesiriyle Halkevi reisliğini bihakkın yapacak kudrette gördüğünü belirtiyor.
Ahlat
Ahlat Halkevi’ne ilişkin olarak ise gençlerin uyuşuk olduğunu, Hapishane açılmasını tavsiye ettiğini ifade ediyor. Van Halkevi’ne ilişkin olarak ise, Halkevi hizmetinin her münevver için milli bir vazife olduğunu izaha çalıştığını belirtiyor.
Halk dershanesi ve kurslar şubesinin okuyup yazma bilmiyen yurttaşları okutmak maksadıyla dershane açmış olduğunu, 2 öğretmenin burada gayretle çalıştıklarını, 2 öğretmenin mesaisinin takdire şayan olduğunu ifade etmiştir.
Adilcevaz
Adilcevaz Halkevi’nin dileklerine dair “Milli şefimiz İnönü’nün fotoğrafları” yazılmış fakat üzeri kalemle çizilmiştir.
Şirvan
Şirvan Halkodası’na dair “Muhitin alakası” başlıklı bölümde, halkın cahil ve hemen ekserisinin Türkçe dahi bilmediğini, ilaveten memurları da az alakalı gördüğünü, Milli kültürün yerleşmesi ve halkın inkişafı için esaslı bir merkez olan bu yuvalarda geri kalmış olan vatandaşları yetiştirmek ve tenvir etmenin her Türk münevverlerinin hem vazifesi hem de borcu olduğu ifade ediliyor.
“Netice” bölümünde de halkının hemen hepsinin Kürtçe konuşan ve kültür itibariyle çok geri kalmış olan Şirvan’da Halkodasının büyük bir önemi olması iktiza ettiği, bu hususun şimdilik temininin güç olduğu belirtilmiştir.
Arapça
Siirt Halkevi’nin daha faal ve daha verimli olabilmesi için dirayetli ve halk tarafından sevilen bir elemanın reis seçilmesi lazım olduğu belirtiliyor.
Siirt halkının sosyal durumunu ve kültürel vaziyetini de nazarı dikkate almaya icabettiğini, ziya (zira?) halkın ekserisinin arapça konuşmakta olduğu ifade ediliyor.
Güngör, Türkçenin tamimi gibi lüzumlu işlerin yapılması hususunda kendilerini ikaz ve teşvike çalıştığını belirtiyor.
Türkçe
Raporda, bilhassa Siirt gibi ekserisinin arapça konuştuğu bir muhitte Türkçe kurslar açmanın çok faydalı olduğu ifade ediliyor.
“Köycülük şubesi” başlıklı bölümde Köylüyü tenvir ve onlara inkılap ve cumhuriyetin hakiki cephesini ve nimetlerini tanıtmanın lazım olduğunu belirtiliyor.
Kemal Güngör devamla, Halkevinin en esaslı bir işinin de Türkçenin bütün halk tarafından öğrenilmesine ve konuşulmasına hizmet etmek olduğuna ve Siirt gibi kültürel bakımından inkişafa muhtaç bir ilde Halkevinin büyük bir ehemmiyeti olduğunu anlatıyor.
Sivas, Çorum
Şark vilayetlerindeki Halkevleri ve Halkodaları hakkında Kemal Güngör’ün ve Ahmet Adnan Saygın’ın Raporları burada bitiyor, Sivas ve Çorum Halkevleri raporlarına geçiliyor.
Halkeevleri müfettişi Kemal Güngör şöyle yazar:
“… Yüksek buyruklarınız üzerine Sivas ve Çorum Halkevlerine giderek raks ve müzik folk lorunu tetkik ile bu milli kültür mirasımızın inkişaf ve ihyası için luzumlu tedbirlerin alınma sını temine ve bu hususta metodik çalışma tarzlarını esaslı surette izaha çalıştım. Sivas ve Çorum, yurdumuzun folklor ve etnoloji bakımından çok enteresan köşeleridir.
“Zira buralar özünü ve aslını muhafaza etmek hususunda daha müsait bir coğrafi durumda oldukların dan kültürel hususiyetlerini daha iyi muhafaza edebilmişlerdir. Fakat Türkün bu çok kıymetli kültür mirası bazı ihmaller ve değerini takdir etmemekten mütevellit istihfaflarla yavaş yavaş kaybolmağa yüz tutmuş iken Partimizin çok değerli ve yerinde himayelerile ve ona layık olduğu kıymeti vermek suretile tekrar canlanmış ve Türkün eski neş'e ve kahramanlık sahnelerile dolu hayatının bir sahnesi olan oyunları ve coşkun ruhunun tezahürü olan musikisi hakiki yerini almağa başlamıştır. Bu oyunlar ve bu iki Halkevindeki folklor çalışmalarını tanzim tanzim etmiş olduğum raporumda sunar, bilvesile sonsuz saygılarımla ellerinizden öperim."
Bütün Türkçe yazılmış piyeslerin yeniden taranması ve bilhassa küçük Halkevlerine elverişli yeni piyeslerin yazdırılması şekillerinde repertuvarı genişletmenin ve zenginleştirmenin zarureti olduğu ifade edilmiştir. (MG/APK/RT)
Bazı metinler
Halkevlerinin milli birliği sağlama yolundaki faaliyetleri (1932-1950), İsmail Özer, NWSA
Türk modernleşmesinde halkevleri ve Diyarbakır Halkevi örneği/ İsmail Özer, Doktora tezi
Cumhuriyet Kürdistan'da, Kürt Tarihi dergisi
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1) Erişim Tarihi, 26. 05.2021
2) Erişim Tarihi 26. 05.2021