Bir çanta dolusu para, pat diye önünüze düşse ne yaparsınız? Üstelik İstanbul'un tam göbeğindesiniz. Malum, koca şehirde kim kime dum duma. Ama bu çantaya sahip olmanın bedeli ağır. Tıpkı büyükşehirde tutunmak gibi.
Kendine emanet edilen para dolu çantayı kaybeden Taksici Metin (Ali Atay), Nijerya'da âşık olduğu kadının peşinden yola çıkıp gözünü İstanbul'da açan Godwill (Ntare Guma Mbaho Mwine) ve kafayı numerolojiyle bozmuş hemşire Sevda (Deniz Çakır). Üçü de bir çanta dolusu paranın peşinde. Sonrası, İstanbul'un dolambaçlı sokaklarında bir keşmekeş.
Paralel kurguyla anlatılan ve sonunda kesişen insan hikâyeleri, sinemada defalarca kullanılsa da, büyüsünü koruyor. Belki de yavan hayatlarımızda, başkalarına dokunma ihtimalini seviyoruz. Bu yüzden 40'ın ilk yarısında, karakterlerle tanışırken, paralel kurgu tuzağında olduğumuzu bilsek de içten içe "Hadi artık, rastlaşın" diyoruz.
İstanbul mağduru anti kahramanlar
40'taki karakterlerin hayatı zor. Çocuk yaşta yolu İstanbul'a düşmüş, sonra da kirli işlere bulaşmış Taksici Metin'in başı fena halde belada. Boş vakitlerinde mafyatik işlere bulaşıyor, para ve uyuşturucu taşıyor. Ulaştırması gereken bir çanta dolusu parayı kaybedince, arka arkaya küfürler patlatıp "Öldürün lan beni!" diye bağırıyor taksisinin içinden. Leyla ile Mecnun dizisinden tanıdığımız Ali Atay'ın oyunculuğu sayesinde, Metin çok tanıdık, çok inandırıcı.
O, siyah deri ceketi, elinde tespihi ve dilinde küfürleriyle arka sokakların bitirimi. "İstanbul'da istenmeyen herkes Tarlabaşı'nda yaşar" diyen Nijeryalı Godwill, sıkça karşılaştığımız ama yaşadıklarını sadece tahmin edebildiğimiz insan ticareti mağdurlarından. Godwill (Tanrı'nın isteği), adının anlamının ve dünyaya mucizevî gelişinin aksine, bu şehirde iki işte birden çalışmak zorunda kalmış, talihsiz bir öteki. Tek amacı biraz para biriktirip çocukluk aşkının peşinden Paris'e gidebilmek.
Kendini bulmak için uğraşırken Budizmi, Hıristiyanlığı ve Tasavvufu deneyen hemşire Sevda ise yerinde olmak istemeyeceğiniz kadar obsesif. Sıkıcı hayatından ve kötü evliliğinden kurtulmak için numerolojiden medet umuyor. Sayılarla ilgili didaktik açıklamaları sayesinde, 40'ın farklı inançlarda kaderi simgelediğini de ondan öğreniyoruz. Sevda, her sayıda hayatın anlamını ararken, bir çanta dolusu parayla sınandığında, yırtmak için ikinci kez düşünmüyor bile.
Arka sokaklarda kaos
Kaybeden kahramanların peşinde Kumkapı, Tarlabaşı, Taksim ekseninde dolaşan 40, değişik bir İstanbul güzellemesi aslında. Boğaz'da süzülen vapurlar, Beyoğlu'nun kalabalığı ve Tarlabaşı'ndaki asılı çamaşırlar iç içe. Görüntü yönetmeni Clint Lealos'un fotoğrafı andıran kareleri, sıkça başvurulan yakın çekimler ve hareketli kamera sayesinde, başınızı döndürüyor. Bir röportajında, seyircilere salondan çıkarken "Daha önce böyle bir Türk filmi izlememiştim" dedirtmek istediğini anlatan Yönetmen Emre Şahin, ilk uzun metraj denemesinde amacına ulaşmış gibi.
Film, 2010'da Ifİstanbul'da gösterildi ve aynı yıl Şahin'e Altın Portakal'da Behlül Dal Jüri Özel Ödülü'nü kazandırdı. Vizyona girişi epey gecikse de, 40'ın üçüncü haftasında salonun kalabalık olması, filmin kulaktan kulağa yayıldığının kanıtı. 40'tan çıkarken içiniz burkulsa da, kulağınızda Sezen Aksu ve Ceza'nın müzikleri, aklınızda 15 milyonluk şehirde yanından geçip gittiğiniz hayatlar kalıyor. (EG/IC)
Künye
Yönetmen: Emre Şahin
Senaryo: Emre Şahin
Oyuncular: Ali Atay, Ntare Guma Mbaho Mwine, Deniz Çakır
Yapımcı Firma: 34 Productions
Dağıtıcı Firma: Tiglon Film
Vizyon Tarihi: 15.07.2011