"3. İstatistik Kongresi", 16-20 Nisan 2003 tarihleri arasında Antalya'da yapıldı. Hepimiz ve Türkiye için ne kadar önemli olduğu sona erdikten sonra anlaşılan yarı uluslararası bir kongreden son anda haberdar olduk. "İstatistikçiler" de kendi hallerinde sessiz sedasız ülkenin içinde bulunduğu durumu saptıyor. Geleceğin nasıl bir gelecek olduğunu göstermeye çalışıyor.
İstatitistik Mezunları ve Türk İstatistik Derneği ile üniversiteleri ve katkısı bulunan tüm kuruluşları, bu başarılı kongrelerinden ötürü kutlamak gerekli.
"Medyada İstatistik Kullanımı" başlıklı bir panel için "istatistikçilerle" gazeteciler bir araya geldi. İki ayrı ama komşu mahallenin birbirinden haberi yok. Gazeteciler istatistik biliminden ne kadar yararlanıyor? İstatistikler haberlerde nasıl kullanılıyor? Sonuçlarıyla oynanmış bir araştırmanın yayınlanması "etik" olarak nasıl açıklanabilir?
Türkiye'nin gündemine "af" düşünce sürekli istatistiklerden yararlandık. Yaşanan "deprem" felaketi de haberlerde istatistikleriyle birlikte yer aldı. Deprem sonrası toplumsal ve sosyal sorunların çözümü için istatistiklere başvurulmadı mı? Depremden sonra kaç sosyal konut yapıldı, kaçı ve kime teslim edildi? Bu sorular siyasilere istatistikleriyle sorulmadı mı?
Bir sosyal sorunun veya sosyal bir riskin derecesini az veya çok objektif bir biçimde ölçen değişken veya değişkenler "gerçek yaşam göstergesi" olarak adlandırılıyor. İstatistikçilerle "denk" düştüğümüz nokta bu oldu.
Gerçek yaşam göstergelerinin kamuoyuna haber olarak aktarılmasında "medya" görevini yerine getirmelidir. İstatistikçiler de sessizliklerini bozmalı, artık sokağa, çarşıya pazara çıkmalı. Medya ile istatistikçiler toplum yaşamında gereği gibi yerlerini almalıdır. Gerçek yaşam göstergelerinden insanlar böylece haberdar olabilir. Böylece de istatistiklerle saptanan gerçekleri insanlar gelecekleri için tartışabilirler ve sonuç çıkarabilirler.
Bu gerçekleşirse, insanlığın geleceğinde ve toplumun yeniden şekillenmesinde medya ve istatistikçiler birbirine denk düşecek. Tünelin ucundaki aydınlığı görmek yetmiyor. Nasıl ulaşacağınızı bilmelisiniz. O nedenle istatistikler aydınlığa ulaşılacak yol haritasının karanlıktaki fosforlu ve ışığı kendinden kilometre taşlarıdır.
Karanlıkta bile olsa yolumuzu aydınlatan ve geleceğimizin yol göstericileri olarak yararlanmak gerekir. Kötü yazgıları değiştirmek elimizdedir. İstatistiklerin yol gösterici gücünü kullanmayı bilmek gerek.
"3.İstatistik Kongresi Bildiriler El Kitabı" bilgilerle dolu. İçinde 85 bildiri yer alıyor. Boşanmadan çoğalmaya, seçmen tercihlerinden TV izleyicilerinin sınıflandırılmasına, Web sayfasındaki anketlere, yoksulluk ve Avrupa Birliği'ne (AB) kadar sayamayacağım kadar yaşamın içinden çıkarılmış gerçek yaşam göstergelerini bulabilirsiniz.
Örneğin, "Boşanma" konusu... "Ailenin boşanmadan önceki ikametgah yerinin köy ve şehir olması, boşanma nedenini etkilemektedir. Boşanmalar genellikle ilk bir yılını dolduran ve 20 yılın üzerinde evlilerde meydana gelmektedir."
Bu sonuç, Yrd.Doç. Dr Hülya Şen ile Araş.Gör Özer Aydın'ın hazırladığı, "Boşanma nedenlerini etkileyen faktörler" hakkındaki bildiriden bir bölüm.
Başka bir örnek..."Ülkemizi ziyaret eden ziyaretçilerin orta gelir grubunda olduğu dikkate alınırsa daha üst grupların tercih edeceği turizm politikalarının üretilmesi gerekmektedir. Gezi, eğlence, tatil amaçlı ülkemize gelen ziyaretçiler çoğunluğu oluşturmaktadır. Turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi açısından, spor ve konferans turizm açılımlarının turizm bölgeleri dışında başka çekim merkezleri yaratılarak planlanması, ülkemizin diğer turizm alanlarında da söz sahibi olmasını sağlayacaktır." (Devlet İstatistik Enstitüsü)
Dr. Şeref Hoşgör, Muzaffer Balaban ve Ayşegül Üyetürk, yaptıkları araştırmayla "Türkiye'ye Kimler Nerelere Geliyor" sorusunun yanıtı vermişler. Bir başka deyişle ülkenin "turizm politikasına" yol gösteren kilometre taşlarından birini ortaya çıkarmışlar.
Kitapta yer alan Prof. Dr. Ersoy Canyürek'in bildirisi, istatistikçinin "etiği" üzerine. "Medya, istatistiği her yöndeki amaçları için çarpıtarak kullanmakta bir sakınca görmemektedir.(...) Medyanın istatistikten ve istatistikçiden istediği yönden yararlanması gibi, kimi istatistikçinin de medyadan yararlanması ve sansasyon yaratarak ilgi ve çıkar sağlaması benzer durumlara ve sonuçlara yol açmaktadır.
Doğruyu göstermede en önemli araç olan istatistik, ne yazık ki yanlışı doğru gibi göstermenin aracı olarak da kullanılabilmektedir. Bu davranış bir istatistikçi için ahlak dışıdır, etik bakımdan hoş görülemez." Gerçeğin gizlenemeyen ve görünün acı yüzü bu...
Kısacası istatistikler, gerçek yaşam göstergeleridir. İstatistikçiler ortaya çıkardıkları sonuçları, gazeteciler ise ortaya çıkan gerçekleri ve sonuçlarını değiştiremez, değiştirmemelidir. Medya istatistiklerle kanıtlanmış gerçekleri işine geldiği veya gelmediği için üzerinde oynayarak yayınlayamaz. İstatistikçilerle gazetecilerin etik denkliği, bunu gerektirir. Gerçekler medya tarafından eğilip, bükülmeden, saptırılmadan ve değiştirilmeden kamuoyuna aktarılmalıdır.
İstatistiklerin gücü, gerçeği ortaya koymak için kullanıldığında ortaya çıkar. Ancak o zaman insanlığa hizmet eder. Gerçek yaşam göstergelerini eğip, büküp değiştirerek "güçlerin medyası" için kullanmak gerçeği değiştirmeye çalışmaktır. Oysa gerçekler değişmez. (Fİ/BB/NK)