Haber, televizyon şirketlerine ulaştığında vakit gece yarısıydı. Çoğunluk uykuda olduğundan davullar çalınmadı ama..! Sermayeyi borsaya yükleyenler telefon zincirleriyle kutladılar, 3.8 milyar doları.
Aslında, 3.8 milyar dolarlık icazetin sevindirik olunacak bir yanı yok. Zira, zaten bu meblağ 2000 yılında uygulamaya giren program çerçevesinde Türkiye'ye verilmesi gereken hala verilmemiş olan 5 milyar doların bir parçası .
Dolayısıyla uzun toplantılar sonucu muştulanan kredi dilimi, geçtiğimiz Şubat'a kadar özveriyle uygulanan programın hak edilen ama tahsil edilemeyen kısmı!
Dahası, iç ve dış borçtaki yüklü itfalar ve niyet mektubunun yapısal reformlar bölümü; 3.8 milyar doların Türkiye'nin dişinin kovuğunu bile doldurmayacağını ortaya koymakta!
Kısacası 3.8 milyar dolar, sorunları çözmeyecek, aksine daha da ağırlaşmasına neden olacaktır. Kaldı ki petrol, tüpgaz, elektrik, telefon ücretlerine yapılan otomatik zamlar maliyet artışlarına süreklilik kazandırmıştır . Yani?
Mali kaynaklı yüksek enflasyon eşikte beklemektedir.
Her ne kadar önümüz yaz ise de... Mali operasyonun, enflasyon üzerindeki etkisini de unutmamak gerekir. Zira, bankacılık sisteminin güçlendirilmesi , salt kamu bankalarının özelleştirilip, küçük ve orta ölçekli bankaların sistem dışına çekilmesi demek değildir. Büyük bankaların da açık pozisyonlarının kapatılmasıdır ki, bu da parasal genişlemeyi gündeme getirme olasılığını yükseltir.
Hükümeti zorlayacak bir diğer sorun ise, işsizlik!
Hızlı nüfus artışı, yetersiz sermaye birikimi dolayısıyla düşük yatırım düzeyi gibi yapısal sorunların etkisiyle hayli yüksek oranlara ulaşan işsizliğin son düzenlemelerle niteliği değişmiştir.
Bankacılık sistemindeki düzenlemeyle su üstüne çıkan bu değişim, niteliksiz ya da düşük niteliklilerin yanısıra nitelikli işgücünün istihdam sorununu da gündeme getirmiştir.
Tarım ise, mevcut işsizliği besleyecek bir diğer etken!
Zira, tarım reformu doğrultusunda sektöre yönelik destekler 2003'e kadar tamamen kalkacak, piyasa ekonomisi kuralları geçerli olacaktır. Dolayısıyla, tarımsal nüfus ve istihdam azalacaktır. Ne var ki, buradaki işgücünü sanayiye yöneltecek politikalar üretilmediğinden, kırsal ve niteliksiz işgücünün işsizliği artacaktır.
Kısacası, 3.8 milyar dolar haberiyle esmeye başlayan bahar rüzgarları aslında yaz ortasındaki kara kışın habercisi !
Gelin görün ki, 16 Mayıs sabahı "3.8 milyar dolar geliyor!" haberiyle uyananların cevabını aradıkları sorular bunlar değil!
Onlar, Borsa endeksinin ne kadar yükseleceğini, faiz oranlarının nereye düşeceğini merak ediyor!
Ne diyelim, haydi hayırlısı!