Fotoğraflar: AA, Kaynak: AA, Arkeonews, Arkeofili, sputniknews, hurriyet.com, indyturk.com
Anadolu arkeolojik açıdan dünyanın en zengin topraklarından biri. Öyle ki, insanlık tarihini kökten değiştiren gelişmeler yeri geliyor tarlaya portakal fidanı dikmeye çalışan çiftçi sayesinde, kimi zaman da definecilerin kazdığı köy evinin altında gün yüzüne çıkıyor.
Mezopotamya topraklarından Roma döneminin kalbi olan Batı Anadolu'ya, Akdeniz'in derin sularından, İç Anadolu'nun zengin coğrafyasına uzanan haberlerle 2022'de öne çıkan 12 arkeolojik gelişmeyi derledik.
Ocak
Özgür bırakılan köle mozaiği
Hatay'ın Arsuz ilçesinin Arpaçiftlik Mahallesi'nde, bahçesine portakal fidanı dikmek için toprağı kazan Mehmet Keleş'in fark etmesi üzerine 2007'de bölgede başlayan kazı çalışmalarının ardından Kutsal Havariler Kilisesi başta olmak üzere mozaikler, hayvan figürleri, taş mezarlar ve kemik kalıntıları gibi birçok buluntu gün yüzüne çıkmıştı. Devam eden kazı çalışmaları neticesinde geçen ocak ayında bu buluntulara bir yenisi daha eklendi.
Arkeologlar bölgede bu sezon yaptıkları kazılarda, üzerinde tavus kuşu figürü ve bir kölenin azat edilmesinden sonra Tanrıya teşekkür ettiği yazıtın da yer aldığı mozaik taban buldu. İlk çağlardan bu yana liman kenti olarak kullanıldığı bilinen Hatay'ın Arsuz ilçesinde bulunan bu mozaiğin yetkililer tarafından 6. yüzyıla tarihlendiği belirtiliyor.
Şubat
Dikili'de 14 bin yıl öncesine tarihlenmiş insan izleri
İzmir'in Dikili ilçesinin Ballıkaya mevkiinde Kibele kutsal alanı olarak kullanıldığı belirtilen mağarada 14 bin yıl öncesine tarihlenen epipaleolitik (Geç Yontma Taş Devri) döneme ait insan kemikleri ve aletler bulundu.
Buluntuları "Batı Anadolu'daki en eski insan izleri" olarak tanımlayan yetkililer aletlerin "av mevsimi" gibi geçici süreli mevsimsel kullanım amacı ile üretildiğini belirtiyor.
Bergama Müzesi Müdürü Nilgün Ustura bölgenin 14 bin yıl öncesiyle kalmayıp Roma Dönemi'ne kadar kullanılmış olduğunu belirtirken alandaki kazı çalışmalarını sürdürmeye devam edeceklerini de ekledi.
Mart
Fethiye'de Rodos batığı bulundu
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü tarafından yürütülen "Türk Batık Envanteri Projesi: Mavi Miras" kapsamında Fethiye Körfezi'nde milattan sonra 3. yüzyıla tarihlenen Rodos gemisi batığı bulundu.
Yetkililer körfezin 28 metre derinliğinde tespit edilen batığın Roma Dönemi'ne ait son Rodos batığı olduğunu belirtirken, keşfedilen buluntulardan hareketle geminin ana yükünü amforaların (testi) oluşturduğu belirlendi.
Uzmanların fırtına sebebiyle batmış olduğunu düşündükleri geminin 20-30 metre uzunluğunda olduğu ve kaptan da dahil olmak üzere 6 mürettebatı taşıdığı da erişilen bilgiler arasında.
Nisan
Mardin'de gün yüzüne çıkan dev yeraltı şehri
Mardin'in Midyat ilçesinde milattan sonra 2-3. yüzyıllara tarihlenen yeraltı şehri bulundu.
Yaklaşık 2 yıl önce çeşitli sokak ve evlerde başlatılan çalışmalar kapsamında gün yüzüne çıkan mağaranın dehlizlerle farklı mekânlara geçiş sağlayan bir yeraltı şehri olduğu anlaşıldı.
Elde edilen bulgulara göre içerisinde ibadethane, silo ve su kuyuları bulunan şehrin Geç Roma Dönemi'ne ait olduğu belirtildi. Kazı çalışmalarının devam ettiği yer altı şehrine, "Matiate" adı verildi.
Mayıs
Urfa'da Demir Çağı'na ait duvar resimleri keşfedildi
Urfa'nın Siverek ilçesine bağlı Başbük Mahallesinde yağmalama amacıyla kazılan bir köy evinin altında Asur İmparatorluğu'na ait olan ve Demir Çağı'na tarihlenen duvar resimleri bulundu.
Uzmanlar ilk incelemelere göre tamamlanmamış olduğu düşünülen resimlerin tarihinin milattan önce 9. yüzyıla dayandığını ve tahminlere göre Pagan inanışına ait bir grup tanrının toplanmasını anlattığını belirtti.
Haziran
Kimmerler'in Anadolu'daki ilk yerleşim alanı Kırıkkale'de bulundu
Rusya'nın güneyinde yaşayan atlı göçebe bir topluluk olan Kimmerler'in ilk yerleşim yerinin Kırıkkale olabileceği saptandı.
2009'dan beri Büklükale'de yürütülen arkeolojik kazıların başkanlığını yürüten Japonyalı arkeolog Doç. Dr. Kimiyoshi Matsumura'nın belirttiği üzere milattan önce Ukrayna topraklarından ayrılan Kimmerler'in Anadaolu'da ilk yerleşim yerlerinin Kırıkkale'nin Büklükale bölgesi olduğu tahmin ediliyor. Kazı alanında bulunan büyük sur duvarında Kimmerler'e özgü hayvan motifleri ve objeleri keşfeden Matsumura ve ekibi bulguların o dönemin çağdaş mimarisiyle uyum gösterdiğini belirtiyor.
Azak Denizi'nde yaşayan bir topluluk olan İskitler tarafından Anadolu'ya sürülen Kimmerler'den Homeros'un "Odysseia"sında şöyle bahsedilir: "Güneş batarken ve kararırken tekmil yollar vardık sınırlarına deri nakışlı Okeanos'un, oradadır Kimmerler'in ülkesi..."
Temmuz
Tuşba'da Urartular'a ait yapı grubu bulundu
Van'ın Tuşba ilçesinde kaçak kazı sırasında yerin 6-7 metre altında Urartu döneminden kalma yapı grubu bulundu.
33 yıldır kazı çalışmaları yürütülen, Ayanis Kalesi'ne 3 km uzaklıkta bulunan ve Jandarma İl Komutanlığı tarafından kaçak kazı yapıldığı gerekçesiyle koruma altına alınan bölgede yapılan incelemeler sonucunda 6-7 metre derinliğinde ve uzunlukları 10-15 metre arasında değişen, koridorlarla birbirine bağlanmış birçok odadan oluşan büyük bir anıtsal yapı grubuyla karşılaşıldı. Bir buçuk metre genişliğinde ve bir metre yüksekliğinde olan labirent şeklindeki duvarların bir kısmında üç sıra şeklinde insan ve hayvan figürleri ile çeşitli bezemeler olduğu tespit edildi.
Korunması gereken en önemli bölümün resimler ve kerpiç duvarlar olduğunu belirten yetkililer, resimlerin üç bölümden oluştuğunu ve yanında mitolojik olabileceği düşünülen bezemelerin yer aldığını aktardı. Bezemelerde üç renk kullanımı tespit edilen yapılardan örnekler alıp laboratuvar ortamında gerekli incelemelerin yapılacağı da verilen bilgiler arasında.
Ağustos
Diyarbakır'ın Göbeklitepesi'nde yeni buluntular
Diyarbakır'ın Kocaköy ilçesinde bulunan Gre Fılla Höyüğü'nde 2018'den beri yürütülen kazı çalışmalarında en eski yerleşik topluluklara ait M.Ö 7000 yılına tarihlenen eserler bulundu.
Neolotik Çağ'ın en eski yerleşim yeri olarak bilinen Gre Fılla Höyüğü'nden 4 yılda 2 bin 687 eserin gün yüzüne çıkarıldığı belirtildi.
Göbeklitepe ile çağdaş oldukları öne sürülen bölgede ritüel etkinliklerde kullanıldığı düşünülen çapı 10 metreye yakın 3 çukurun da açığa çıkarıldığı yetkililer tarafından açıklandı.
Detaylı araştırmalar sürerken, yetkililer bölgenin hangi amaçla kullanıldığıyla ilgili tahminde bulunabildiklerini ancak henüz kesin veriler elde edemediklerini belirtiyor.
Eylül
Hattuşa'da tesadüf eseri keşfedilen hiyeroglifler
Hitit Medeniyeti'nin başkenti olarak sayılan Çorum Hattuşa'da 1907'den beri yürütülen çalışmalarda yeni bulgulara rastlandı.
Bölgede bulunan 80 metre uzunluğundaki Yerkapı Tüneli'nde 3 bin 500 yıl önceye tarihlenen 249 adet hiyeroglif keşfedildi. Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Genç'in öğrencileriyle birlikte fotoğraf çektirmek için girdiği tünelde taşların üzerine kök boyalarla çizilmiş şekilleri fark etmesi üzerine simgelerin üç boyutlu taraması yapıldı.
Almanya Arkeoloji Enstitüsü'nden kazı başkanlığını yürüten Prof. Dr. Andreas Schachner, hiyerogliflerde tanrıların betimlendiğini değerlendirdiklerini ancak konu ile ilgili uzmanlarla birlikte incelemeler yapılmaya devam edildiğini aktardı.
Ekim
Mardin Dargeçit'te 12 bin yıllık kamu binası bulundu
Mardin'in Dargeçit ilçesinde "Boncuklu Tarla Neolitik Çağ Yerleşim Yeri Çevre Düzenlemesi Projesi" kapsamında yapılan kazılarda 12 bin yıllık olduğu belirtilen kamu binası kalıntılarına ulaşıldı.
Birbirine yakın dönemlerde üst üste inşa edildiği belirtilen yapının içinde steller, payandalar ve kolonlar bulunması sebebiyle konuttan ayrılarak döneminde birçok kişi ve grup tarafından kullanılan büyük bir yapı olduğu tahmin ediliyor.
Yapının bulunduğu alanda çok sayıda boncuk, kemik kalıntıları ve ok uçları bulunduğu da bilgiler arasında.
Kasım
Efes Antik Kenti'nde 7. yüzyıl mahallesi ortaya çıktı
Efes Antik Kenti'nde sürdürülen kazılarda M.S 7. yüzyıla tarihlenen yangın tabakasının altında kalmış bir mahallenin kalıntılarına ulaşıldı.
Efes Antik Kenti kazı heyeti başkanı Sabine Ladstatter, Erken Bizans Dönemi'ne tarihlenen mahallenin yamaç evlerinden sonra 50 yıllık bir aranın ardından Efes'teki en önemli keşif olduğunu vurguluyor.
Keşfedilen bölgenin Roma kentinin siyasi merkezi olan Domitian Meydanı'nda olduğunu belirten Ladstatter, mahallenin M.S 614-615 yıllarında aniden yok olduğunu ve kalın bir yangın tabakasıyla örtülmesi sebebiyle çok iyi şekilde korunmuş olduğunu da belirtiyor.
Şimdiye kadar 170 metrekarelik bir alanda kazı yapan yetkililerin yüzeye çıkardığı buluntular arasında seramik kaplar, içerisinde tuzlanmış uskumru bulunan amforalar, meyve çekirdekleri ve kömürleşmiş bakliyatlar bulundu. Hristiyan hacılar için hediyelik olarak satılan çok sayıda hacı şişesi de keşfedilen eşyalar arasında.
Aralık
Sayburç'ta 11 bin yıllık duvar kabartması keşfedildi
Urfa'nın Sayburç antik kentinde M.Ö 9000 yılına tarihlenen insan sahneli duvar kabartması bulundu.
Göbeklitepe yakınlarında yer alan bölgede keşfedilen duvar kabartmasında 5 figür yer alıyor: İki insan, iki leopar ve bir boğa.
İnsanlardan birisinin elinde bir yılan tuttuğu görülürken diğerinin üreme organını tuttuğu görülüyor. Almanya Arkeoloji Enstitüsü'nde Neolitik dönem üzerine çalışan arkeolog Jens Notroff eserin bir tür erkeklik anlatısı olduğunu vurgularken, Neolitik dönem avcılarının bu mesajı çok net kavrayabileceğini ancak bizim henüz böyle bir bilgiye sahip olmadığımızı belirtiyor.
Yaklaşık 3,7 metrelik bir alanı kaplayan kabartmalardaki figürlerde boğa boynuzu, leopar dişi gibi tehlikeli sayılabilecek özelliklerin vurgulanması dikkati çekiyor.
(EŞ/AÖ)