Fotoğraf: David Lee / pixabay.com
Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazardaki fahiş fiyatlardan şikayetçi insanlara “patatesçilere, domatesçilere sesleniyorum, bir merminin fiyatını biliyor musun sen?” diye seslenmişti, hatırlardadır. Üzerinden fazla zaman da geçmedi. 31 Mart seçimlerinden hemen önceydi. “İdlib’te Cerablus’ta Mehmet’im tanklarıyla toplarıyla bu teröristleri yok etti mi?” sorusu vardı cümlenin girişinde. Başka ülkenin topraklarında sürdürülen savaşın adı terörle mücadele olmuştu. Öyle olunca karşı çıkılamazdı, muhalefet de hizaya sokulabilirdi.
Arkası gelecekti ve geldi. “Terörle mücadele”nin sınırı genişledi. Fırat’ın doğusuna uzandı. Artık harcamaların adı, bütün güney sınırlarımızı kapsayan “güvenli bölge” olacaktı. “Güvenliğin için harcanacak bir merminin hesabını biliyor musun sen” diye sorulacaktı itiraz edenlere, sesini çıkaranlara.
Ses çıkaran da kalmamıştı ya.
Şimdi yıllar boyu sürecek bu “güvenlikçi” politikanın finansmanı için salınan yeni vergilere itiraz eden kalmadığı gibi.
2020 bütçesinde Savunma Bakanlığı bütçesinin, 7.5 milyar TL artışla 53 milyar TL’ye çıkarılması öngörülüyor.
2020 bütçesinin finansmanında kullanılacak yeni vergilerden birinin adı ise “konaklama vergisi”.
AKP’nin ya da Cumhur İttifakı’nın “güvenlikçi” politikalarından en çok sıkıntıyı çekmiş turizm sektörü, şimdi bu politikaların finansmanı için gerek görülen yeni vergilerin de sırtlanıcılarından biri olarak görülüyor. Krizlere en dayanıklı sektör ünvanını almış ya turizm, vur abalıya misali.
Ve ne gariptir ki, sektör mensuplarından; turizmin meslek kuruluşlarından, vergiyi ödeyecek küçük pansiyonundan 5 yıldızlı oteline kadar işletmecilerin hiç birinden esaslı bir ses çıkmıyor.
Bakanlığa müteşekkir olmalılar
TBMM Bütçe ve Plan Komisyonu’nda görüşmeler sırasında vergiye iki itiraz gelmiş. Biri Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan, diğeri CHP’den. Tasarının ilk halinde vergi, turistik tesislerin hasılatından ilk yıl için yüzde 1, sonraki yıllarda yüzde 2 olarak tahsil edilecekti. Yani işletmelerin kar ya da zararından bağımsız olarak tüm hasılattan vergi alınacaktı.
Bakanlık buna itiraz etmiş ve verginin işletme tarafından değil, maktu olarak müşteri tarafından ödenmesini istemiş. Yani işletmeleri “korumuş”. Turizm işletmelerimiz bu düzeltme için bakanlığa müteşekkir olmalılar. Belki de ses çıkmaması bu yüzden. Nasılsa kendileri ödemeyecekler ya. 5 yıldızlı oteller, tatil köyleri ve özel belgeli otellerde müşteri her geceleme için 18 TL, 1 ve 2 yıldızlı otellerle pansiyon, motel ve apartlarda ise 6 TL ödeyecek.
Peki gerçek durum öyle mi? Yani gerçekten de ödemeyi müşteri mi yapacak?
Turizm sektörünün ve özellikle de konaklama tesisleri işletmelerinin gerçeğini bilenler için bu bir yutturmaca. Bu işletmelerde rekabet esas olarak fiyat üzerinden yürüyor. Özellikle krizli dönemlerde böyle. Konaklama vergisi adı altında müşteriye yansıtılacak maktu vergi tutarının esas olarak konaklama işletmeleri tarafından üstlenileceğini, “fiyatın içine yedirilmek zorunda kalınmakta” gecikilmeyeceğini unutmamak gerek.
Şehir vergisinin de önü kesildi
İkinci itiraz CHP’den geldi demiştim ya. Komisyonun CHP’li üyesi Bülent Kuşoğlu haklı olarak, otellerden alınan vergilerin dünyada da örneğini olduğunu, ama bunun adının şehir vergisi olduğunu söylemiş. Ve şehir vergilerinin de yerel yönetimler tarafından alındığını kaydetmiş. Şehir vergisi konusu, sektörde uzun yıllardır tartışma konusudur. Verginin haklı bir tarafı da vardır. Çünkü sonuçta, turistlerin ziyaret ettikleri yerlerde verilen bir hizmet söz konusudur ve bu hizmetin de bir bedeli olmalıdır.
Özellikle günübirlik ziyaret baskısı altında bulunan sahil kentleriyle, İstanbul’un Adalar gibi ilçelerinde bu çok önemli bir sorundur. Kışlık yerleşik nüfusları azdır, İller Bankası’ndan bu nüfus üzerinden hesaplanarak ödenen bütçeyle yaz aylarında devasa bir nüfus yoğunluğu ile başetmek zorundadırlar. CHP tarafından iki dönem, bu çarpıklığı ortadan kaldırmak üzere TBMM’ye yasal düzenleme teklif edilmiş ama komisyona bile sevkedilmemiştir.
Şimdi söz konusu olan konaklama vergisinin ise, turizm sektöründe bir hizmet karşılığı yoktur. Olmayacaktır.
Alınan bu vergiyle, şehir vergisinin de önü kesilmiştir.
Vatana millete ve özellikle de sektöre hayırlı olsun! (HB / HA)