ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, kendi konumunu, bir cümleyle özetledi: “CHP’nin, HDP’nin ve sosyalistlerin yan yana geldiği bir seçim ittifakı AKP’yi geriletebilir. Bu ittifak halkçı, kamucu, ekolojist, cinsiyetçi olmayan, Türkler’in ve Kürtler’in bir aradalığını önemseyen ve demokratik çözümü savunan, gerçek bir laiklikten yana ve emperyalizme karşı tutum alan bir programla bir araya geldiğinde sandık bazında başarılı olamaması halinde bile, siyaseten Türkiye’nin geleceği kazanılmış olur.” (http://bit.ly/1IpR3DD)
CHP’nin, CHP-MHP koalisyon hükümetine siyasi yatırım yaptığı, HDP’nin de seçime tek başına ve parti olarak girme kararı aldığı koşullarda, 2015 Genel Seçimleri’ne mevcut durum dışında, Alper Taş’ın işaret ettiği türden bir programın siyasal ittifakıyla girilmesi ‘neredeyse’ ihtimal dışıdır. Yine de, eğer kurulabilirse, HDK-BHH ekseni bu programı “barış ve demokrasi hükümeti” için mücadele çağrısına telif ederek, 2015 Genel Seçimleri’ni bir demokratik kazanıma dönüştürebilir.
CHP “sorunu”
AKP’nin kurduğu rejimin sandıktan çıkabilecek hükümet düzeyindeki tek alternatifi, “barış ve demokrasi hükümeti”dir. CHP, tümüyle “CHP-MHP Hükümeti” alternatifine yönelmiş olup, Taş’ın formülü CHP’den kaynaklanan beş temel nedenden ötürü CHP’yi de içine alarak gelişememektedir.
(1) ‘Sermaye partisi’ : Bu alternatifin önündeki en büyük engel, CHP ve sermaye ilişkisidir. CHP, bir ‘muktedir sermaye partisi olmak’ isterken sermaye ondan sadece ‘bir denge unsuru olmasını’ istemektedir. Bütün renkleriyle sermayenin onay verdiği ya da rıza gösterdiği tek program, AKP tek parti çözümünün olanaklı ve görünür kıldığı “Yeni Türkiye” ya da “2023” hedefleridir. Sermayenin bu tercihi, CHP’nin ülke sorunları bağlamında geliştirdiği siyasal tepkilerin program bütünlüğüne ulaşmasına set çekmekte, CHP, eklektik bir ‘siyasal birlik’ görünümü taşımaktadır.
(2) ‘Mezhepsel sıkışma’ : Kurucu CHP’nin ‘Alevi’ bireye teklifi, dinsel baskıdan kurtarıp özgürleştirmek değil “seni Müslüman olarak tanıyorum” demekten ibaretti. AKP bunu mantıki sonuçlarına, “ama Müslümanlık Sünni ve Hanefi olmaktır”a götürünce, cumhuriyetin bu kurucu stratejisinin artık sürdürülemez olduğu kesinlik kazandı. Sermaye CHP’ye, AKP tek parti iktidarının kamu hizmetine girme başta olmak üzere tüm toplumsal hayatta dışladığı Alevilerin amasız ve fakatsız haklı olan taleplerini ve tepkisini yönetme görevi vermiş görünmektedir. CHP, bizzat sermaye tarafından, siyasal İslamcı partinin restore ettiği sisteme yönelik Alevi tepkisinin massedildiği sistem içi bir siyasal odak olmakla sınırlanmaktadır. Alevi hareketinin taleplerini ise görmezlikten gelmektedir.
(3) ‘Sağa açılan strateji’ : CHP, iki seçimdir, “cumhuriyetçi, çoğulcu, halkçı ve demokratik” bir “sol” siyasi parti olmadığını “sağa açılma hamleleri” ile de göstermiştir.
HDP “olanağı”
HDP’nin, sermayenin benimsediği AKP tek parti çözümü karşısında emekten ve ezilenlerden yana bir siyasal alternatif önerdiği biliniyor: Demokratik Özerklik. Bu, artık sürdürülemez hale geldiği için sermayenin siyasal İslamcıların tek parti çözümüne terk ettiği cumhuriyeti, demokratik ve sosyal cumhuriyet olarak yeniden kurma programıdır. Şeklen bir “demokratik konvansiyonun yeni anayasa yapımı” ile gerçekleşebilecek bu program, esasen ulusal sorunun siyasi ve demokratik çözümünü, toplumsal ilişkilerde sermaye karşısında emeğin güçlendirilmesini, özgürlüklerin ezilenler için genişletilmesini, dinsel baskıyı ve ayrımcılığı ortadan kaldıracak şekilde laikliğin temel siyasal uzlaşı olarak tanınmasını, özetle, emperyalizme karşı Taş’ın programatik formülünü içerir.
(4) ‘Program’: Sermayenin AKP tek parti çözümü karşısında CHP’nin -çözülen Türkiye’yi bir siyasal birlik olarak yeniden kuracak- bir siyasal programı olmadığı biliniyor. Ancak, HDP ve BHH yukarıda özetlenen ortak programını ilan edip, 2015 seçimleri sonrası için “barış ve demokrasi hükümeti” çağrısında bulunabilir, böylece, CHP ve HDP’den bağımsız ama her ikisi de içinde olarak, geniş halk kesimleri ve BHH için AKP karşıtı bir seçim platformu kurulur ve AKP’ye alternatif hükümet konuşulabilir hale gelir.
(5) ‘Seçim ittifakı’: Burjuva siyasal sahnede süregiden seçim temsilini ölçen şirketler, bu ölçümlere göre bilim yaptığını ileri süren analizciler, akademisyenler, gazeteciler vb. CHP ve HDP’nin bir seçim ittifakı halinde her iki partinin de seçmenlerini yitirerek ciddi bir oy kaybına uğrayacağını ileri sürmektedir. CHP-HDP seçim koalisyonunun oyu, ittifak CHP yüzünden devrimci bir seçim koalisyonuna dönüşemeyeceğinden ve mevcudu karikatürize etmekle -bir siyasal alternatifi işaret etmeksizin sadece basit bir seçim ittifakı olarak kalarak- yetineceğinden, kendisine yönelen siyasal saldırıların muhatabı olarak çözülmekle ve koalisyonun kendi oy toplamının altına gerilemekle karşı karşıya kalır. Bu nedenle, CHP’nin hükümet çağrısının tarafı kılınması ama seçim ittifakının HDP-BHH arasında gerçekleşmesi bir zorunluluktur. HDP, baraj sınırındadır ve aşabilecek durumdadır; BHH ile birlikte barajı aşacağı ise kesin değilse de, devrimci iyimserliğin yanında anketlerin de görünür kıldığı bir beklentidir.
HDK-BHH çözümü
Çözümün iki öğesi vardır ve son derece açıktır.
(1) ‘Demokratik ve sosyal cumhuriyet iradesi’ ile…: Çözüm, sadece seçimi kazanmak değil, halkın iktidarı için siyasal bir alternatifi inşa etmektir. Tüm Türkiye’yi içinde yaşayan emekçiler temelinde, AKP’nin alternatifi olacak siyasal, toplumsal ve iktisadi programa, AKP’nin değil demokratik ve sosyal cumhuriyetin “Yeni Anayasa”sına kazanarak, devrimci bir siyasal propagandayla AKP karşısına dikebilmektir. Bu, ana akım medyanın körleştirdiği kimilerine tatlı bir ‘hayal’ gibi görünebilir; ama, siyasal mücadelenin verili duruma razı olmaya değil, onu değiştirmeye yöneldiğinde tarihsel bir anlam kazandığını düşünenler için başka yol yoktur.
(2) ‘Barış ve demokrasi hükümeti’ için seçim ittifakı…: Değişimi hedefleyen siyaset verili durumu kabullenen bir oy hesabı üzerine bina edilemez, aksine verili durumu aşacak alternatifin inşası mücadelesidir. Siyasal alternatifi program temelinde inşa etmeyi beceren ve bu temelde halkı kendi iktidarına çağıran siyasal blok olarak HDK-BHH, 2015 Genel Seçimi’nin hedefini, açıklanan programını kabul eden güçlerle bir ‘barış ve demokrasi hükümeti’ kuracağını ilan ederek, CHP’yi de AKP karşıtı bir sol bloğun muhatabı kılabilir.
2015 ‘seçim momenti’
Demokrasi güçleri için 2015 seçimleri elbette bir son değildir, halkın kendi iktidarı kurulana kadar kesintisiz mücadele süregidecektir… Ama bu mücadelenin 2015 seçim momentindeki görevi de budur: AKP’yi “barış ve demokrasi hükümeti” ile aşmak, 2015 Genel Seçimini demokratik ve sosyal cumhuriyetçi bir kazanıma ve neşeye dönüştürmek…
HDP, seçime tek başına ve parti olarak girme konusunda kararlı tutumunu sürdürüyor ve BHH gibi güçlerle devrimci temeldeki her gelişmeye siyaseten hazır olduğunu söylüyor. Bugünden bakıldığında, hem Taş’ın önerdiği programı görünür kılmanın hem de AKP’yi geriletmenin yegâne yolu bu gibi görünüyor. (MBM/HK)
* Mustafa Bayram Mısır, Av. Dr., hukukçu ve siyaset bilimci.