2015 yılı kelimenin tam anlamıyla berbat bir yıl olarak Türkiye kayıtlarına geçti. 2016’nın da selefinden farksız olduğunu söylemek zor. Memleketin dört bir yanından kayıp haberleri gelmeye devam ederken içimizi ısıtacak argümanlar aramakla geçti 2015.
Patlamalar, kaybedilen canlar, mülteci sefaletleri, beğenilmeyen seçim derken en klişe haliyle dirsek masada bu topraklara çok da yabancı olmayan “Ne olacak bu işler?” sorusuyla baş başa kaldık.
Ancak rahmetli Çetin Altan’ın son yazısında belirttiği gibi “enseyi karartmamak” da bir yandan içimize bir umut nakşediyordu. Derken bir süredir konuşulan ama “Acaba?” muammasıyla bizi umutlandıran haber 1 Ekim’de Duman cephesinden geldi. Normalde dört yılda bir albüm çıkartmasına artık aşina olduğumuz grubun “frontman”i Kaan Tangöze’nin Ada Müzik etiketiyle yayınlanan Gölge Etme albümü, 1 Ekim’de raflarda yerini bir aldı pir aldı.
Hiç şüphesiz Kaan Tangöze ve Duman Türkiye’nin en nev-i şahsına münhasır isimleri. 1999 yılındaki kült albümleri Eski Köprünün Altında’yla başlayan müzik serüvenleri 2013’te Gezi Direnişi’yle özdeşleşen şarkısı Eyvallah’ı da barındıran Darmaduman albümüyle devam etti. 2015 yılının yaz aylarında ise grubun solisiti Kaan Tangöze’nin solo albüm çıkaracağı söylentisi müzik kulislerinde yayılmaya başlayınca sadece grubun kemik kitlesi değil tüm Türkiyeli müzikseverlere heyecan kaynağı oldu.
Tangöze’nin Gölge Etme albümünü nokta atışıyla 2015’in en iyi albümü olarak değerlendirmek mümkün. Bunun birinci sebebi daha önce Türkiye’de Amerikan folk müziğiyle özdeşleşen bir altyapıyla ama yine sırtı bu topraklara dayalı bir albümün yayınlanmamış olması. İkincisi ise albümün teması.
Kaan Tangöze’nin albümünü yine albümden özetlemeye kalkarsak karşımıza cevaben şu dizelerin çıkması kuvvetle muhtemeldir: “Elinde silahın varsa benim de gitarım var.” Bu dizeler aynı zamanda mevcut durumda bizlerin de durumunu özetliyor.
Albüm genel olarak siyasi bir eksende ilerlese de Kaan Tangöze’nin Âşık Mahzuni Şerif, Karacaoğlan, Özdemir Asaf gibi isimleri bir potada ustalıkla eritmesiyle aşk, yalnızlık, umutsuzluk, çekip giden sevgili gibi konulara da ışıklarını çevirmeyi ihmal etmiyor.
Başımızdan bir türlü eksik olmayan “Birlik ve beraberliğimize en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde” klişesine karşı 2015’teki müzikal anlamdaki en büyük umudumuz Gölge Etme oldu.
Tangöze, lafını sakınmadan mevcut iktidara, ABD’ye, AB’ye, Ortadoğu sorunlarına, sıfırlanan paralara, Gezi Direnişi’ne, yitip giden aşklara selamını Gölge Etme’de söylemiş.
Bize de bu selamı alıp Gölge Etme’yi 2016’da dabaş ucumuzdan ayırmadan dinlemeye devam etmek kalıyor. (BS/AS)