3 Mart’ta başlayan bu yazı dizisinde; 30 ilin ilçeler ayrımında genel ve yerel seçim sonuçlarına
yansıyan seçmen eğilim benzeşme vefarklılaşmaları incelenerek,
2014 yerel yönetim seçimlerinde il ve (eski ya da yeni sınırlarıyla) ilçelerin
nasıl bir oydağılımıyla seçime girecekleri, seçimde aday etkisinin önem
ve ağırlığı konularında ortaya çıkan bilgi ve bulgular paylaşıldı.
6360 sayılı Büyükşehirler yasasının AKP’ye sağladığı avantajlar
sergilendi, şimdi de 30 Mart Pazar akşamı nasıl sonuçlarla
karşılaşabileceğimize ilişkin düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
2014 Yerel Yönetim Seçimlerinin seçmenleri kim?
30 Mart 2014 Pazar günü Türkiye’nin 81 ilinde yerel yönetim seçimleri yapılacak. 30 ilde yapılacak seçimlerle, diğer 51 ilde yapılacak seçimler birbirinde az da olsa farklı. Bu fark da nüfusu 750 bini aşan 30 ilin yeni bir yapıyla Büyükşehir ilan edilmesinden kaynaklanıyor..
30 Mart yerel yönetim seçimlerinde yaklaşık 52 milyon 696 bin kayıtlı seçmen oy kullanma hakkına sahip olacak. Kabaca bu seçmenleri 3 milyon 260 bini yeni kayıtlı seçmen olarak ilk kez oy kullanacak seçmenlerden oluşuyor. Kayıtlı seçmen sayısının bir önceki seçime göre 2 milyon 500 bin dolayında artmasına karşın yeni seçmen sayısının 3 milyonu aşmasını nedeni üç yıllık dönemde 750 bin civarında (kaba ölüm oranına göre hesaplanmış) seçmenin, seçmen kütüklerinden düşmesinden kaynaklanıyor.
2011 seçimlerinde oy vermek için sandık başına gitmemiş ya da oyu geçersiz sayılmış seçmenlerle birlikte düşündüğümüzde, kaba bir hesapla, 10 milyon 600 bin civarında seçmen (kayıtlı seçmenlerin yüzde 20,1’i) 2014 seçimlerinde 2009’dan bu yana ilk kez seçimde oy kullanıyor olacaklar. Demek ki kayıtlı seçmenlerin yüzde 79,9’u 2014 seçimlerinde sandık başına geçmişte sandığa yansımış bir siyasal tercihle gidecek ve yeni oy kullanma kararlarını ya eski, ya da yeni tercihlerine göre üretecekler. Bir önceki seçimden gelen farklı siyasal tercihlerle oy kullanmış seçmenlerin 2014 seçimlerindeki sayısal-oransal büyüklükleri şöyle;
* Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP’ye) oy vermiş olanlar yaklaşık 20 milyon 990 bin kişi ve yüzde 39,8’lik bir büyüklüğü temsil ediyorlar.
* Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP’ye) oy veren 10 milyon 740 bin seçmen yüzde 20,8’lik bir oranı yansıtıyor,
* Oyunu Milliyetçi Hareket Partisi’ne (MHP’ye) atmış yüzde 10,4’lük bir kitleyi temsil eden 5 milyon 490 bin seçmen.
* Barış ve Demokrasi Partisi’ni (BDP’yi) meclise taşıyan bağımsızlara oy vermiş 2 milyon 770 bin’lik (yüzde 5,2’lik) bir kitleyi temsil eden seçmen.
* İlk dört partinin dışında kalan tüm diğer partilere oy veren yüzde 3,7’lik bir kesimin temsilcisi 1 milyon 940 bin seçmen.
Demek ki geçmiş seçim verilerinden hareketle bir değerlendirme yapılacak olursa, 2014 yerel yönetim seçimlerinde temel olarak dört parti (AKP / CHP / MHP / BDP) yarışacak. Ama seçim propaganda sürecini baz alarak seçimlere bakacak olursak da, seçimlerde iki ana grubun yarışacağını söylemek mümkün. Bir tarafta önceki seçimden arkasında yüzde 39,8’lik seçmen gücü kabulü ile yola çıkan iktidar partisi, diğer tarafta ise farklı partilere oy vermiş yüzde 40,1’lik bir seçmen ağırlığını temsil eden muhalif partiler ile son 5 yıl içinde ilk kez oy kullanacak yüzde 20,1’lik seçmen kitlesi.
İlk saptama; 2014 yerel yönetim seçimleri iktidarın siyasal kutuplaşma politikası üzerinden bir genel seçim havasıyla yürüyecek olursa, AKP’nin çabası önceki seçimde kendisine oy vermiş yüzde 39,8’lik seçmen kitlesini korumak ve bu yolla birinci partiliğini devam ettirmek olacaktır. Bu da AKP’nin dışladığı seçmen kitlesinin büyüklüğünü kayıtlı seçmenlerin yüzde 60,2’sine çıkarmak anlamına gelebilecektir.
2014’ün Büyükşehirleri
2009’da 16 olan Büyükşehir sayısı 30 Mart 2014’te 30’a çıkmış olacak. Büyükşehirlerin yeni tanımı kır / kent ayrımını ortadan kaldırarak il ve ilçe mülki sınırlarını belediye sınırları haline getirmesi nedeniyle, 2009 - 2014 belediye başkanlığı seçimlerinin karşılaştırılabilirliği ortadan kalkıyor. Aynı zamanda 30 Büyükşehir ile Türkiye’nin diğer 51 illinin belediye başkalığı seçimleri de kıyaslanabilir seçimler olmaktan çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye’de 30 Mart seçimleriyle beraber ikili il belediyecilik yapısına da geçilmiş oluyor.
Büyükşehir belediyeleri illerin, Büyükşehir ilçe belediyeleri ise ilçelerin kayıtlı seçmenlerinin tamamı tarafından seçilen yerel yönetim birimleri haline gelirken, belediyelerin hizmet alanları da il ve ilçelerin kırı - kentiyle tamamını kapsar hale dönüşmüş oluyor. 2014 seçimlerinde toplam kayıtlı seçmenlerin yaklaşık yüzde 77’si 30 Büyükşehir ilinin (40 milyon 500 bin) yerleşik seçmeniyken, kabaca 12 milyon 200 bini kadar seçmen de 51 ilde yerel yönetimi seçimleri için oy kullanacak. Bu yazının konusu Büyükşehir seçimleri ve dolayısıyla seçmenleri olduğu için, aşağıda tartışılacak veriler de Büyükşehirlere odaklanacak.
30 Büyükşehir’in kayıtlı seçmenlerinin 2011 genel milletvekili seçimlerinde oy verdikleri partilere göre mekana dağılımlarına bakıldığında, tablo üç önemli saptamaya imkan veriyor.
Mahalle Statülerine Göre Seçmenlerin Oy Verdikleri Partiler Dağılımı / 2011 | AKP | CHP | MHP | Bağımsız | Diğer Partiler | Oy Vermeyen / Geçersiz | Toplam Kayıtlı Seçmen |
1-En Üst | 0,9% | 1,8% | 0,4% | 0,1% | 0,1% | 0,6% | 3,8% |
2-Üst | 2,8% | 2,8% | 1,0% | 0,2% | 0,3% | 1,3% | 8,4% |
3-Orta Üst | 5,1% | 3,6% | 1,5% | 0,5% | 0,5% | 2,0% | 13,3% |
4-Orta | 7,3% | 3,9% | 1,9% | 0,9% | 0,6% | 2,6% | 17,2% |
5-Orta Alt | 9,3% | 4,4% | 2,1% | 1,1% | 0,8% | 3,1% | 20,9% |
6-Alt | 5,2% | 2,1% | 1,1% | 0,8% | 0,5% | 1,7% | 11,4% |
7-En Alt | 1,9% | 0,8% | 0,4% | 0,3% | 0,2% | 0,6% | 4,1% |
20 Binden az Nüfuslu Kentler | 1,1% | 0,5% | 0,4% | 0,1% | 0,1% | 0,5% | 2,8% |
Kırsal (Bucak - Köy) Kesim | 8,1% | 3,6% | 2,0% | 1,2% | 0,8% | 2,5% | 18,2% |
Genel TOPLAM | 41,7% | 23,7% | 10,8% | 5,3% | 3,8% | 14,7% | 100,0% |
Birincisi; 30 Büyükşehir seçmeninin yüzde 21’i kırsal, 79’u kentsel yerleşim birimlerinde yaşıyorlar. İkincisi; yüzde 79’luk ağırlığa sahip kent seçmeninin 12,2 puanlık kesimi üst/en üst statülü mahallelerde yaşarken, 15,5 puanlık kesimi de alt/en alt statülü mahallelerde iskan edilmiş durumda. Ama asıl ağırlıklı (51,4 puanlık bir büyüklüğü temsil eden) seçmen kitlesinin yerleşme mekanları orta alt/orta/orta üst statülü mahalleler olduğu* da gözden kaçmaması gereken önemli bir nokra. Tablonun sergilediği üçüncü önemli saptama ise; geçerli oy kullanan ve kullanmayan seçmenlerin oylarının partilere ve mekana dağılımı.
2011 genel milletvekili seçimlerinde kullanılan oyların 30 Büyükşehir’de mekansal dağılımı; AKP seçmeninin (o partiye oy vermiş seçmen) CHP ile MHP seçmeninden farklılaştığını gösteriyor. AKP seçmeni üst statülü mahallelerden alt statülü mahallelere doğru gidildikçe oransal olarak artarken, CHP ve MHP seçmenleri alt statülü mahallelerden üst statülü mahallelere doğru gidildikçe artıyor. Yani AKP ile CHP ve MHP seçmenleri birbirine tam zıt statüsel bir dağılım sergiliyorlar. Sonuç olarak AKP kentlerin alt/en alt statülü mahallelerinde en yüksek oy (kayıtlı seçmen bazıyla yüzde 45,8) düzeyine ulaşırken, CHP ve MHP açısından bu mahaller en düşük oranda (yüzde 18,7 ve 9,7) oy alınan kentsel yerleşim alanları oluyor.
AKP’nin oy oranları statüsel olarak üst’ten alt’a doğru inildikçe yüzde 30,3 / 42,2 / 45,8 şeklinde artış gösteriyor. CHP’de bu oranlar yüzde 37,7 / 23,2 / 18,7 şeklindeki bir azalışı yansıtırken, MHP’de ise yüzde 11,5 / 10,7 / 9,7 şeklinde azalıyor. Yani alt statülü mahallelere doğru gidildikçe CHP’de hızlı, MHP’de biraz daha yavaş bir oy kaybı gözleniyor.
Üst, orta ve alt statülü mahallelerde yaşayan nüfusun kimi özelliklerinden söz edilecek olursa mahalle statüsü – parti seçmenliği ilişkisi belki daha iyi kavranabilir. 30 Büyükşehir’in farklı statülü mahallelerinde yaşayan birey ve hanelerin kimi ortalama özellikleri şöyle;
* Mahalle statülerine göre nüfus içindeki seçmen oranı üst statülü mahallelerden alt statülü mahallelere doğru gidildikçe azalıyor. (Üst statülü mahallelerde her yüz bireyden 72,6’sı seçmen iken, bu oranlar Orta statülü mahallelerde 67,2, ve Alt statülü mahallelerde de yüzde 64,3 olarak gerçekleşiyor.)
* 6 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresi üst statülü mahallelerde 9 yıl iken, orta statülü mahallelerde 7,2 yıl, alt statülü mahallelerde de 6,3 yıl olarak hesaplanıyor,
* 0-14 yaş, yaş bağımlılık oranı üst statülü mahallelerde yüzde 19,1 iken, orta statü de yüzde 24,7 ve alt statüde de yüzde 27,5. Demek ki alt statülü mahallelerde yetişkin her 100 kişiye 27-28 çocuk düşüyor. Buna karşılık 65+ yaş, yaş bağımlılık oranı üst statülü mahallelerde her 100 yüz kişiye 9,2 oranında 65 ve daha büyük yaşta kişi düşmesi anlamına gelirken, bu oranlar orta statülü mahallelerde 5,6’ya alt statülü mahallelerde de 5,3’e kadar geriliyor.
* Alt statülü mahallelerde hanelerin yıllık ortalama geliri (2011 rakamlarıyla) 21.291 TL iken yıllık harcamaları 22.682 TL olarak hesaplanıyor. Yani hane başına yıllık 1.391 TL gibi ortalama bir açık söz konusu. Orta statülü mahallelerde ortalama gelir 32.083 TL’ye, gider de 30.733 TL’ye yükseliyor ve açık yıllık 1.350 TL’lik bir tasarrufla yer değiştirmiş oluyor. Üst statülü mahallelerde ise bu tasarruf sekiz kat artarak 10.900 TL’ye ulaşırken yıllık ortalama harcama tutarı da 44.477 TL’ye yükselmiş oluyor.
İkinci saptama; 30 Büyükşehir’in seçmenleri 2011 seçimlerinde hanelerindeki çocuk sayısı artıp yaşlılar azaldıkça, yıllık ortalama hane geliri düşüp bütçeleri açık vermeye başlayınca, haneler büyüyüp nüfusun seçmen olma oranı azaldıkça, bireylerin ortalama eğitim süreleri ve yaş ortalamaları azaldıkça AKP’nin oy oranı artıp, CHP ve MHP’nin oy oranı düşüyor. Acaba bu eğilimlerin ortaya çıkışında seçmenlerin dini inançlarının mı, yoksa sosyal ve ekonomik konumlarının mı daha büyük ağırlığı var? Siyasal kutuplaşma ve yolsuzluk-yerel öncelikler ikilemi, seçmenlerin gözlenen eğilimlerini inanç üzerinden mi, yoksa ekonomi üzerinden mi değiştirir?
AKP’nin 2014 seçimleri için propaganda yaklaşımını inançlar ve kutuplaşma üzerinden yürütmesi, bir tercihten çok kaçınılmazlık gibi görünüyor. Acaba bu AKP için sonun bir başlangıcı mı, yoksa Türkiye için yeni bir süreç sinyali mi?
Mahalle statüleri ayrımında 2014 yerel yönetim seçimi sonuçlarının 2011 genel milletvekili seçimleriyle karşılaştırmalı olarak incelenmesi bir çok sorunun yanıtını üretmek için bize, ilk ipuçlarını verecek. Bu ipuçlarını artırabilmek ve daha sağlıklı çözümlemeler yapabilmek açısından 30 Büyükşehir’in oluşturduğu il gruplarını, belediye başkanlığı seçimlerinde aday etkisini ve yaygınlığını da toplu olarak irdelemekte yarar var. Bu yarar kısa erimde 2014 yerel yönetim seçimlerine bakışta, sonra da 2015 seçimlerine ilişkin yordamlar açısından bize katkı sağlayacak.
Ama bu konulara şimdi değil, yarın devam etmek üzere kısa bir ara. (SK/HK)
* Veri Araştırma A.Ş. tarafından geliştirilen sosyal farklılığın mekana yansımasını gösteren Mahalle Statüleri Veritabanı’ndan yararlanarak hesaplanan seçmenlerin mekana ve partilere dağılımı bilgileri tüm Türkiye kentleri için Mahalle Statü katmanlaşmasını gösteren, dönemsel ya da yıllık verilerle sürekli güncellenen bir veri setidir. Bu veritabanında yerleşik nüfusun siyasi bilgileri yer almakta olup, gümrük kapılarında ya da askeri birlik ve ceza evlerinde kullanılan oylar dahildir değildir. Dolayısıyla oy kullanan seçmen sayılarında ortaya küçük farklılıkların çıkması, farkların yerleşik nüfusa ait olmamasından kaynaklanmaktadır. Veri Araştırma A.Ş. tarafından oluşturulmuş Mahalle Statüleri Veritabanı (MSV) bu çalışmada da esas alınmış ve partilerin toplumsal tabanlarına göre değişen oy oranlarına ilişkin bulgular da, söz konusu veritabanının ürünü olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada kullandığım Veri Araştırma A.Ş.’nin MSV.’ndanyararlanılarak oluşturulan tabloların hazırlanmasında Ahmet Payzun’un katkılarına da burada mutlaka değinmem gerekir. Ve bu katkıları için de Ahmet Payzun’a, özellikle teşekkür ederim.