Türkiye’de neoliberalizm, 12 Eylül darbesinin 24 Ocak Ekonomik Kararları’nı koruması altına almasıyla başladı. Tarım sektörü istikrar programlarına bu süreçte girdi. 1980’li yıllardan sonra tarımda neoliberal politikaların uygulanması ile bir dizi değişim ve dönüşüm süreci yaşandı. Devletin 1950-1980 yılları arasındaki tarımı destekleyen tavrı değişti; destekleme alımları, girdi ve kredi sübvansiyonları şeklinde üç ayaktan oluşan rolü küçültüldü.
Neoliberalizmin ilk dokuz yılı (1980-1988) köylülüğün göreli durumunun dramatik boyutlarda bozulduğu bir dönem oldu. Cumhuriyet tarihi boyunca köylülük, bu şiddette bir bölüşüm şoku ile daha önce de, daha sonra da karşılaşmamıştır.
1980’li yıllardan beri uygulanan politikalarla devlet-köylü ilişkisinin yerini sermaye-köylü ilişkisi almaya başladı. IMF-Dünya Bankası patentli programlar küçük üreticiliğin çözülme sürecini hızlandırdı. Küçük ölçekli çiftçiler üretimden çekilirken, yerini tarım şirketlerine dayalı bir yapı almaya başladı.
IMF, 1 Ocak 2000’de başlatılan stand-by programıyla ekonomiye ve tarıma el koydu. 2000’li yılların en kapsamlı yapısal dönüştürme programı, Dünya Bankası aracılığıyla tarımda uygulandı. Bankanın hazırladığı Tarım Reformu Uygulama Projesi (ARIP) tarımda fiyat, girdi ve kredi desteklerinin kaldırılarak doğrudan gelir desteği (DGD) sistemine geçilmesini, tarım birliklerinin işlevsizleştirilmesini, bazı ürünlerde kota uygulamasını, bazılarında ise üretim alanlarının daraltılmasını içeriyordu. Projenin uygulamadaki etkileri tarım sektörü için oldukça yıkıcı etkilere yol açtı. Bunlar; tarımda hızlı çözülme, kırdan kente göç, tarımdaki dağıtım, pazarlama ve ar-ge etkinliklerinin yerli ve yabancı tekellere devredilmesi olarak sayılabilir.
Tarımdaki dönüşüm iç dinamikler kadar dış dinamiklerin de ürünüdür. Çokuluslu şirketler azgelişmiş ülkelerde tarımı çeşitli mekanizmalarla kontrol altına almaktadır. Tarımda doğrudan yatırıma girmekte veya tarımı denetim altına almak için yerli taşeronlar kullanmaktadırlar. Türkiye’de de çiftçileri girdi, kredi ve pazarlama mekanizmalarıyla kontrol etmektedirler. Buna, son 20 yıllık dönemdeki ekonomik krizler sonrası piyasa değerleri düşen gıda şirketlerinden birçoğunun yabancı sermayeli tekeller tarafından satın alındığı da eklemek gerekir.
Günümüzde girdi sağlamadan üretime, işleme ve pazarlamaya kadar tüm süreç çokuluslu şirketler veya onların taşeronları tarafından kontrol edilmektedir. Süreç, yabancı sermayeli şirketlerin sözleşmeli üretim aracılığıyla tarım ve gıdayı doğrudan denetim altına alması yoluyla ivme kazanmaktadır.
Tarımda istihdam geriliyor: Bu olumsuzlukların sonucu olarak çiftçi tarımdan kopmaktadır. 2000 yılında tarımdan geçimini sağlayan çiftçi sayısı 7.8 milyon kişi iken, 2012 sonunda 6.1 milyon olmuştur. Yani 1.7 milyon çiftçi tarımdan kopmuştur. 2000 yılında tarımın istihdamdaki payı yüzde 36 iken 2012 sonunda yüzde 24.6’ya düşmüştür.
2000’li Yıllarda Tarımın İstihdamdaki Payı (Bin kişi)
Yıllar | Toplam İstihdam | Tarım | Sanayi | Hizmetler | |
Kişi | % | ||||
2000 | 21.581 | 7.769 | 36,0 | 3.810 | 10.001 |
2001 | 21.524 | 8.089 | 37,6 | 3.774 | 9.661 |
2002 | 21.354 | 7.458 | 34,9 | 3.954 | 9.942 |
2003 | 21.147 | 7.165 | 33,9 | 3.846 | 10.135 |
2004 | 19.632 | 5.713 | 29,1 | 3.919 | 9.999 |
2005 | 20.067 | 5.154 | 25,7 | 4.178 | 10.735 |
2006 | 20.423 | 4.907 | 24,0 | 4.269 | 11.247 |
2007 | 20.738 | 4.867 | 23,5 | 4.314 | 11.557 |
2008 | 21.194 | 5.016 | 23,7 | 4.441 | 11.737 |
2009 | 21.277 | 5.240 | 24,6 | 4.079 | 11.958 |
2010 | 22.594 | 5.683 | 25,2 | 4.496 | 12.415 |
2011 | 24.110 | 6.143 | 25,5 | 4.704 | 13.263 |
2012 | 24.821 | 6.097 | 24,6 | 4.751 | 13.973 |
Kaynak: TÜİK |
Tarımda büyüme hızı düşük: 2000’li yılların başında uygulanmaya başlanan IMF ve Dünya Bankası patentli politikalar sonucu tarımdaki büyüme hızı gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) büyüme hızının altında kalmıştır. Bu dönemde ekonominin genelinde yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 4.5 olarak gerçekleşmesine karşılık, tarımdaki büyüme hızı yüzde 2.4’te kalmıştır.
Tarım Sektörü Katma Değerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıladaki (GSYH) Payı
(1998 Bazlı, Sabit Fiyatlarla)
Yıllar | GSYH | Tarım Katma Değeri | Tarımın GSYH’deki Payı (%) | ||
Miktar | Gelişme | Miktar | Gelişme | ||
1999 | 67.841 | - | 8.260 | - | 12,2 |
2000 | 72.436 | 6,8 | 8.845 | 7,1 | 12,2 |
2001 | 68.309 | -5,7 | 8.147 | -7,9 | 11,9 |
2002 | 72.520 | 6,2 | 8.861 | 8,8 | 12,2 |
2003 | 76.338 | 5,3 | 8.684 | -2,0 | 11,4 |
2004 | 83.486 | 9,4 | 8.929 | 2,8 | 10,7 |
2005 | 90.500 | 8,4 | 9.571 | 7,2 | 10,6 |
2006 | 96.738 | 6,9 | 9.701 | 1,4 | 10,0 |
2007 | 101.255 | 4,7 | 9.047 | -6,7 | 8,9 |
2008 | 101.922 | 0,7 | 9.434 | 4,3 | 9,3 |
2009 | 97.003 | -4,8 | 9.769 | 3,6 | 10,1 |
2010 | 105.886 | 9,2 | 9.999 | 2,4 | 9,4 |
2011 | 115.175 | 8,8 | 10.605 | 6,1 | 9,2 |
2012 | 117.754 | 2,2 | 10.977 | 3,5 | 9,3 |
Kaynak: TÜİK |
Tarımda yoksulluk artıyor: TÜİK’in yayımladığı GSYH ve istihdam verilerinden hazırlanan aşağıdaki tablo; tarımda istihdam başına katma değerdeki gerilemeyi (yoksullaşmayı) yansıtmaktadır.
Çalışan Başına Tarım Katma Değeri
Yıllar | Tarım Sektörü Katma Değeri (Milyon TL) | Tarım İstihdamı (Bin kişi) | Tarımda Çalışan Başına Katma Değer (TL) |
2000 | 8.260 | 7.769 | 1.063 |
2001 | 8.147 | 8.089 | 1.007 |
2002 | 8.861 | 7.458 | 1.188 |
2003 | 8.684 | 7.165 | 1.212 |
2004 | 8.929 | 5.713 | 1.563 |
2005 | 9.571 | 5.154 | 1.857 |
2006 | 9.701 | 4.907 | 1.977 |
2007 | 9.047 | 4.867 | 1.859 |
2008 | 9.434 | 5.016 | 1.881 |
2009 | 9.769 | 5.254 | 1.859 |
2010 | 9.999 | 5.683 | 1.759 |
2011 | 10.605 | 6.143 | 1.726 |
2012 | 10.977 | 6.097 | 1.800 |
Kaynak: TÜİK |
Türkiye tarımda net ithalatçı konumda: Uluslararasıstandart sanayi sınıflamasına göre (ISIC Rev. 3), son on yıldan yedisinde tarım ürünleri ithalatı ihracatı geçmiş; 2008’de ithalat 6.4, tarımsal dış ticaret açığı ise 2.3 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştı. 2009’da küresel kriz nedeniyle gerileyen ithalat 2010 yılından itibaren yeniden tırmanışa geçti, 2011’de zirveye ulaştı. İthal edilen başlıca ürünler bitkisel ham yağ, yağlı tohumlar, pamuk ve buğdaydır.
Uluslararası Standart Sanayi Sınıflamasına (ISIC Rev.3) Göre
Tarım Ürünleri Dış Ticareti (Milyon $)
Yıllar | İhracat | İthalat | Denge |
2000 | 1.659 | 2.123 | -464 |
2001 | 1.976 | 1.409 | 567 |
2002 | 1.754 | 1.704 | 50 |
2003 | 2.121 | 2.535 | -414 |
2004 | 2.645 | 2.765 | -120 |
2005 | 3.468 | 2.826 | 643 |
2006 | 3.611 | 2.935 | 676 |
2007 | 3.883 | 4.672 | -789 |
2008 | 4.177 | 6.433 | -2.256 |
2009 | 4.536 | 4.625 | -89 |
2010 | 5.091 | 6.490 | -1.399 |
2011 | 5.353 | 8.944 | -3.591 |
2012 | 5.382 | 7.502 | -2.120 |
Kaynak: TÜİK |
Uluslararası standart ticaret sınıflamasına göre (SITC Rev.3), 2011 yılında tarım ürünleri ithalatında Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılarak 17.6 milyar dolar olmuş; ihracat ise 15.3 milyar dolarda kalmıştır. Tarım ürünleri dış ticaret açığı ise 2.3 milyar dolara ulaşmıştır.
Tarımsal hammadde dış ticaretinde net ithalatçı konumda olan Türkiye gıda maddeleri dış ticaretinde ise net ihracatçıdır. Bu alandaki dış ticaret özel sektör talepleri doğrultusunda şekillenmekte olup; gıda sektörü ithal ettiği hammaddeyi işleyerek yine yurtdışına satmaktadır.
DTÖ Tanımına Göre (SITC Rev.3) Tarım Ürünleri Dış Ticareti (Milyon $)
Yıllar | İhracat | İthalat | Denge | ||||
Gıda Maddeleri | Ham Maddeler | Toplam İhracat | Gıda Maddeleri | Ham Maddeler | Toplam İthalat | ||
2000 | 3.543 | 313 | 3.855 | 2.133 | 2.023 | 4.156 | -301 |
2001 | 3.997 | 352 | 4.349 | 1.487 | 1.592 | 3.079 | 1.270 |
2002 | 3.668 | 384 | 4.052 | 1.912 | 2.083 | 3.995 | 57 |
2003 | 4.735 | 522 | 5.257 | 2.791 | 2.473 | 5.265 | -8 |
2004 | 5.892 | 610 | 6.501 | 3.090 | 2.969 | 6.059 | 442 |
2005 | 7.714 | 595 | 8.309 | 3.284 | 3.196 | 6.480 | 1.829 |
2006 | 7.932 | 702 | 8.633 | 3.486 | 3.800 | 7.286 | 1.347 |
2007 | 9.007 | 762 | 9.769 | 5.167 | 4.645 | 9.813 | -44 |
2008 | 10.705 | 768 | 11.474 | 8.503 | 4.535 | 13.038 | -1.564 |
2009 | 10.582 | 608 | 11.190 | 6.108 | 3.523 | 9.631 | 1.559 |
2010 | 11.869 | 795 | 12.664 | 7.413 | 5.467 | 12.880 | -216 |
2011 | 14.207 | 1.072 | 15.279 | 10.653 | 6.922 | 17.574 | -2.295 |
2012 | 15.035 | 968 | 16.005 | 10.419 | 5.950 | 16.369 | -364 |
(*) Uluslararası Standart Ticaret Sınıflaması, Kaynak: Ekonomi Bakanlığı |
Son 10 yılda buğday ve mısır ithalat bedeli 8.7 milyar dolar: Son 10 yıllık dönemde, 23 milyon ton buğday ithalatı yapılarak karşılığında 6.9 milyar dolar ödenmiştir. Mısırda 7.5 milyon tonluk ithalatın karşılığı 1.8 milyar dolar olmuştur. İthal edilen 2.8 milyon ton çeltiğin bedeli ise yaklaşık 1.2 milyar dolardır.
2000’li Yıllarda Hububat İthalatı
Yıllar | Buğday | Mısır | Çeltik | |||
Miktar (Bin ton) | Değer (Milyon $) | Miktar (Bin ton) | Değer (Milyon $) | Miktar (Bin ton) | Değer (Milyon $) | |
2000 | 964 | 126 | 1.286 | 147 | 304 | 60 |
2001 | 347 | 50 | 537 | 66 | 135 | 24 |
2002 | 1.117 | 150 | 1.180 | 134 | 293 | 49 |
2003 | 1.846 | 278 | 1.818 | 276 | 248 | 56 |
2004 | 1.065 | 222 | 1.050 | 190 | 166 | 62 |
2005 | 136 | 25 | 218 | 47 | 303 | 97 |
2006 | 240 | 53 | 31 | 13 | 273 | 89 |
2007 | 2.147 | 570 | 1.128 | 269 | 196 | 113 |
2008 | 3.708 | 1.483 | 1.151 | 382 | 240 | 173 |
2009 | 3.393 | 902 | 485 | 135 | 227 | 135 |
2010 | 2.554 | 655 | 452 | 124 | 535 | 265 |
2011 | 4.755 | 1.623 | 381 | 136 | 350 | 152 |
2012 | 3.495 | 1.042 | 807 | 246 | 242 | 103 |
Kaynak: TÜİK |
Pamukta yıllık ithalat 1 milyar doların üzerinde: 1980’lere kadar pamuk ihracatçısı olan Türkiye, kullandığı pamuğun yarısını ithal eder hale gelmiştir. Türkiye günümüzde Çin’den sonra ikinci büyük pamuk ithalatçısıdır. Son 10 yıllık dönemde ithal edilen 7 milyon ton pamuğa ödenen döviz yaklaşık 11 milyar dolardır.
2000’li Yıllarda Yağlı Tohumlar ve Pamuk İthalatı
Yıllar | Ayçiçeği | Soya | Pamuk | |||
Miktar (Bin Ton) | Değer (Milyon $) | Miktar (Bin Ton) | Değer (Milyon $) | Miktar (Bin Ton) | Değer (Milyon $) | |
2000 | 524 | 103 | 387 | 83 | 567 | 677 |
2001 | 183 | 43 | 321 | 67 | 454 | 497 |
2002 | 129 | 42 | 612 | 140 | 541 | 493 |
2003 | 541 | 153 | 831 | 227 | 557 | 667 |
2004 | 482 | 157 | 682 | 227 | 585 | 836 |
2005 | 491 | 162 | 1.155 | 329 | 776 | 908 |
2006 | 372 | 117 | 1.017 | 265 | 754 | 970 |
2007 | 596 | 260 | 1.231 | 410 | 946 | 1.278 |
2008 | 456 | 365 | 1.239 | 648 | 613 | 1.000 |
2009 | 468 | 241 | 974 | 429 | 753 | 1.003 |
2010 | 649 | 350 | 1.756 | 742 | 889 | 1.720 |
2011 | 906 | 590 | 1.298 | 687 | 604 | 1.850 |
2012 | 754 | 444 | 1.195 | 685 | 614 | 1.275 |
Kaynak: TÜİK |
Yağlı tohum türevlerinde yıllık ithalat 3 milyar doları aştı: Yerli üretim Türkiye’nin bitkisel yağ ihtiyacının ancak yüzde 30’una yetmekte olup; yağ açığı yağlı tohum ya da ham yağ ithalatıyla karşılanmaktadır. Son 10 yılda yağlı tohum, ham yağ ve küspe ithalatı için ödenen bedel 20 milyar doları geçmiştir.
2000’li YıllardaYağlı Tohum ve Türevleri İthalatı (Milyon $)
Yıllar | Yağlı Tohum | Ham Yağ | Küspe | Toplam |
2000 | 225 | 303 | 147 | 675 |
2001 | 133 | 279 | 91 | 503 |
2002 | 223 | 340 | 88 | 650 |
2003 | 424 | 415 | 115 | 954 |
2004 | 464 | 429 | 205 | 1.098 |
2005 | 597 | 626 | 175 | 1.398 |
2006 | 525 | 797 | 113 | 1.435 |
2007 | 874 | 648 | 171 | 1.693 |
2008 | 1.304 | 1.456 | 234 | 2.994 |
2009 | 910 | 944 | 204 | 2.058 |
2010 | 1.393 | 801 | 296 | 2.490 |
2011 | 1.358 | 1.338 | 426 | 3.122 |
2012 | 1.249 | 1.632 | 755 | 3.636 |
Kaynak: Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği |
İşlenen araziler azalıyor: Çiftçiler 2000-2013 yılları arasında 3.2 milyon hektar araziyi işlemekten vazgeçmişlerdir.1990 yılıbaz alındığında boş bırakılan alanlar 4.3 milyon hektara ulaşmaktadır.
Yıllara Göre Tarım Arazilerindeki Değişimler (Bin Hektar)
Yıllar | Tarla Alanı | Sebze Bahçesi | Toplam İşlenen Alan | Meyve Bağ Zeytin | Toplam Tarım Alanı* | |
Ekilen | Nadas | |||||
1990 | 18.868 | 5.324 | 635 | 24.827 | 3.029 | 27.856 |
1995 | 18.464 | 5.124 | 785 | 24.373 | 2.461 | 26.834 |
2000 | 18.207 | 4.826 | 793 | 23.826 | 2.553 | 26.379 |
2001 | 18.087 | 4.914 | 799 | 23.800 | 2.550 | 26.350 |
2002 | 18.123 | 5.040 | 831 | 23.994 | 2.585 | 26.579 |
2003 | 17.563 | 4.991 | 818 | 23.372 | 2.656 | 26.028 |
2004 | 18.110 | 4.956 | 805 | 23.871 | 2.722 | 26.593 |
2005 | 18.148 | 4.876 | 806 | 23.830 | 2.776 | 26.606 |
2006 | 17.440 | 4.691 | 853 | 22.984 | 2.895 | 25.879 |
2007 | 16.945 | 4.219 | 815 | 21.979 | 2.909 | 24.888 |
2008 | 16.460 | 4.259 | 836 | 21.555 | 2.950 | 24.505 |
2009 | 16.217 | 4.323 | 811 | 21.351 | 2.943 | 24.294 |
2010 | 16.333 | 4.249 | 802 | 21.384 | 3.010 | 24.394 |
2011 | 15.692 | 4.017 | 810 | 20.519 | 3.091 | 23.614 |
2012 | 15.464 | 4.286 | 827 | 20.577 | 3.213 | 23.795 |
(*) Çayır ve mera arazileri hariç, Kaynak: TÜİK |
Bitkisel üretim artmıyor: Ekili alanlarının yüzde 75’inde hububat üretilen Türkiye’de, yılda en az 18.5 milyon ton buğday üretilirse nüfusa yetmektedir. 2007-2008 yıllarında bu miktarın altında kalan üretimle dışa bağımlı konuma gelinmiştir. Bu durum küresel ısınmanın yol açtığı kuraklıkla açıklanamaz. Çünkü yaklaşık 30 yıldır hububatta verimlilik ve maliyet sorunlarını çözmek için kalıcı adım atılmamıştır. 2000’li yıllara kadar arpa ihraç eden Türkiye, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle arpa ithal eder konuma gelmiştir.
Sıcak iklim tahıllarından mısır prim uygulaması ve kaliteli tohumluk, özellikle melez tohumluk kullanımı; pirinç ise, birim alana verimi yüksek çeşitlerin kullanılmasının yanı sıra ekim alanlarının artırılması nedeniyle üretim artışı gerçekleşen iki ürün olarak öne çıkmaktadır.
2000’li Yıllarda Hububat Üretimi (Bin ton)
Yıllar | Toplam | Buğday | Arpa | Mısır | Çeltik |
2000 | 32.249 | 21.000 | 8.000 | 2.300 | 350 |
2001 | 29.571 | 19.000 | 7.500 | 2.200 | 360 |
2002 | 30.831 | 19.500 | 8.300 | 2.100 | 360 |
2003 | 30.807 | 19.000 | 8.100 | 2.800 | 372 |
2004 | 34.154 | 21.000 | 9.000 | 3.000 | 490 |
2005 | 36.472 | 21.500 | 9.500 | 4.200 | 600 |
2006 | 34.643 | 20.010 | 9.551 | 3.811 | 696 |
2007 | 29.257 | 17.234 | 7.307 | 3.535 | 648 |
2008 | 29.287 | 17.782 | 5.923 | 4.274 | 753 |
2009 | 33.577 | 20.600 | 7.300 | 4.250 | 750 |
2010 | 32.749 | 19.660 | 7.240 | 4.310 | 860 |
2011 | 35.202 | 21.800 | 7.600 | 4.200 | 900 |
2012 | 33.377 | 20.100 | 7.100 | 4.600 | 880 |
Kaynak: TÜİK |
Türkiye bakliyatta nüfus artış hızını yakalayabilecek bir üretim artışına ulaşamamış; çoğu zaman ya sabit, ya negatif dengeye giden üretim hızlarında kalmıştır. Günümüzde bakliyat üretimi 10 yıl önceki seviyesinin gerisindedir.
2000’li Yıllarda Bakliyat Üretimi (Bin ton)
Yıllar | Toplam | Nohut | Kuru Fasulye | Kırmızı Mercimek | Yeşil Mercimek |
2000 | 1.182 | 548 | 230 | 280 | 73 |
2001 | 1.328 | 535 | 225 | 460 | 60 |
2002 | 1.510 | 650 | 250 | 500 | 65 |
2003 | 1.437 | 600 | 250 | 485 | 55 |
2004 | 1.453 | 620 | 250 | 480 | 60 |
2005 | 1.433 | 600 | 210 | 520 | 50 |
2006 | 1.431 | 552 | 196 | 580 | 42 |
2007 | 1.265 | 505 | 154 | 508 | 27 |
2008 | 855 | 518 | 155 | 106 | 25 |
2009 | 1.101 | 563 | 181 | 275 | 27 |
2010 | 1.235 | 530 | 213 | 422 | 25 |
2011 | 1.132 | 487 | 201 | 380 | 26 |
2012 | 1.191 | 518 | 200 | 410 | 28 |
Kaynak: TÜİK |
1998 yılında 22 milyon ton olan şekerpancarı üretimi, 2000 yılından başlayarak uygulanan IMF-Dünya Bankası dayatmalı programla birlikte dalgalı bir seyir izleyerek 2012 yılında 15.8 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.
Pamukta üretim yerine, ithalatı destekleyici politikalar nedeniyle; Amik Ovası’nda pamuğun yerini buğday, Ege’de mısır aldı; GAP, yüzde 60’lık payı ile birinci üretim bölgesi haline geldi.
Son 10 yılda pamuk ve patates üretimindeki gerileme yüzde 10 dolayındadır. Ayçiçeği üretimi ise 20 yıl önceki seviyesine ancak ulaşabilmiştir.
IMF ve Dünya Bankası’nın buyrukları doğrultusunda TEKEL’in Kanun hükmüyle destekleme alımlarından çekilerek sözleşmeli üretime geçilmesi tütüncülük için yıkım oldu. Dünyanın en kaliteli şark tütününü yetiştiren çiftçimiz hızla üretimden uzaklaştı. 2000-2011 yılları arasında tütünde ekici sayısı 580 binden 51 bine, ekim alanı 237 bin hektardan 97 bin hektara, üretim ise 200 bin tondan 45 bin tona geriledi.
TEKEL’in Şubat 2008’de British American Tobacco’ya (BAT) satılmasıyla sektör tümüyle çokuluslu sigara şirketlerinin eline geçti. 2012 yılında Türkiye’de faaliyet gösteren sigara üretim şirketlerinin kullandıkları toplam 100 bin ton tütünün yalnızca yüzde 17’sini yerli tütünler oluşturmaktadır. Bu oran 2003 yılında yüzde 42 idi.
2000’li Yıllarda Endüstri Bitkileri Üretimi (Bin ton)
Yıllar | Tütün | Ş. Pancarı | Pamuk (Lif) | Ayçiçeği | Patates |
2000 | 200 | 18.821 | 880 | 800 | 5.370 |
2001 | 144 | 12.633 | 914 | 650 | 5.000 |
2002 | 153 | 16.523 | 988 | 850 | 5.200 |
2003 | 112 | 12.623 | 920 | 800 | 5.300 |
2004 | 134 | 13.517 | 936 | 900 | 4.800 |
2005 | 135 | 15.181 | 864 | 975 | 4.090 |
2006 | 98 | 14.452 | 977 | 1.118 | 4.397 |
2007 | 75 | 12.415 | 868 | 854 | 4.228 |
2008 | 93 | 15.488 | 673 | 992 | 4.197 |
2009 | 81 | 17.275 | 639 | 1.057 | 4.398 |
2010 | 52 | 17.942 | 817 | 1.320 | 4.513 |
2011 | 45 | 16.126 | 955 | 1.355 | 4.613 |
2012 | 80 | 15.000 | 860 | 1.370 | 4.792 |
Kaynak: TÜİK |
Sebze üretimine gelirsek; kuru soğan, karpuz ve kavun üretimi 10 yıl öncesindeki seviyesinin altındadır. Domates üretimindeki nispi artış, 2010 yılında ortaya çıkan güve zararı nedeniyle negatife dönmüş; daha sonraki yıllarda 11 milyon ton dolayında sabitlenmiştir.
2000’li YıllardaSebze Üretimi (Bin ton)
Yıllar | Kuru Soğan | Karpuz | Kavun | Domates |
2000 | 2.200 | 3.940 | 1.865 | 8.890 |
2001 | 2.150 | 4.020 | 1.775 | 8.425 |
2002 | 2.050 | 4.575 | 1.820 | 9.450 |
2003 | 1.750 | 4.215 | 1.735 | 9.820 |
2004 | 2.040 | 3.825 | 1.750 | 9.440 |
2005 | 2.070 | 3.970 | 1.825 | 10.050 |
2006 | 1.765 | 3.805 | 1.766 | 9.855 |
2007 | 1.859 | 3.797 | 1.661 | 9.945 |
2008 | 2.007 | 4.002 | 1.750 | 10.985 |
2009 | 1.850 | 3.810 | 1.679 | 10.746 |
2010 | 1.900 | 3.683 | 1.612 | 10.052 |
2011 | 2.141 | 3.864 | 1.648 | 11.003 |
2012 | 1.668 | 4.022 | 1.689 | 11.350 |
Kaynak: TÜİK |
Özetlemek gerekirse; 2000 sonrası dönemde buğday üretimi yerinde saymış, arpa üretimi ise önemli ölçüde gerilemiştir. Başta tütün ve pamuk olmak üzere endüstri bitkilerinin; nohut, kuru fasulye ve mercimek gibi kuru baklagillerin; patates ve kuru soğan gibi yumru bitkilerin üretimleri azalmıştır. Bitkisel üretim alanında yalnızca mısır, çeltik ve ayçiçeğinde anlamlı üretim artışları sağlanmıştır. Diğer ürünlerde üretim istikrarsızdır, kendini tekrarlama veya üretim düşüşleri söz konusudur.
Bitkisel Üretimde Değişmeler (2002=100)
Ürünler | 2002 | 2003 | 2004 | 2005 | 2006 | 2007 | 2008 | 2009 | 2010 | 2011 | 2012 |
Buğday | 100 | 97 | 108 | 110 | 103 | 88 | 91 | 106 | 101 | 112 | 103 |
Arpa | 100 | 98 | 108 | 114 | 115 | 88 | 71 | 88 | 87 | 92 | 86 |
Mısır | 100 | 133 | 143 | 200 | 181 | 168 | 204 | 202 | 205 | 200 | 219 |
Çeltik | 100 | 103 | 136 | 167 | 193 | 180 | 209 | 208 | 239 | 250 | 244 |
K.Mercimek | 100 | 97 | 96 | 104 | 116 | 102 | 21 | 55 | 84 | 76 | 82 |
Y.Mercimek | 100 | 85 | 92 | 77 | 65 | 41 | 38 | 42 | 39 | 40 | 43 |
Nohut | 100 | 92 | 95 | 92 | 85 | 78 | 80 | 87 | 82 | 75 | 80 |
K. Fasulye | 100 | 100 | 100 | 84 | 78 | 62 | 62 | 72 | 85 | 80 | 80 |
Ş. Pancarı | 100 | 76 | 82 | 92 | 87 | 75 | 94 | 105 | 109 | 98 | 91 |
Pamuk | 100 | 92 | 97 | 88 | 100 | 89 | 72 | 68 | 85 | 97 | 87 |
Tütün | 100 | 73 | 88 | 88 | 64 | 49 | 61 | 53 | 36 | 29 | 52 |
Ayçiçeği | 100 | 94 | 106 | 115 | 132 | 100 | 117 | 124 | 155 | 159 | 161 |
Patates | 100 | 102 | 92 | 79 | 85 | 81 | 81 | 85 | 87 | 89 | 92 |
K. Soğan | 100 | 85 | 100 | 101 | 86 | 91 | 98 | 90 | 93 | 104 | 81 |
Karpuz | 100 | 92 | 84 | 87 | 83 | 83 | 87 | 83 | 81 | 84 | 88 |
Kavun | 100 | 95 | 96 | 100 | 97 | 91 | 96 | 92 | 89 | 91 | 93 |
Domates | 100 | 104 | 100 | 106 | 104 | 105 | 116 | 114 | 106 | 116 | 120 |
TÜİK verilerinden hesaplanmıştır. |
İthalata dayalı hayvancılık politikalarının sonu: Son 30 yılda hayvan varlığı 85 milyondan 50 milyona düşmüş; bu politikaların etkisi, 2010 yılında et fiyatlarındaki olağanüstü artışlar şeklinde ortaya çıkmıştır.
Türlerine Göre Hayvan Sayıları (Bin baş)
Yıllar | Sığır | Manda | Koyun | Keçi | Toplam |
1980 | 15.894 | 1.031 | 48.630 | 19.043 | 84.598 |
1985 | 12.466 | 551 | 42.500 | 13.336 | 68.853 |
1990 | 11.377 | 371 | 40.553 | 10.977 | 63.278 |
1995 | 11.789 | 255 | 33.791 | 9.111 | 54.946 |
2000 | 10.761 | 146 | 28.492 | 7.201 | 46.600 |
2005 | 10.526 | 105 | 25.304 | 6.517 | 42.453 |
2006 | 10.871 | 101 | 25.617 | 6.643 | 43.232 |
2007 | 11.037 | 85 | 25.462 | 6.286 | 42.870 |
2008 | 10.860 | 86 | 23.975 | 5.594 | 40.514 |
2009 | 10.724 | 87 | 21.750 | 5.128 | 37.689 |
2010 | 11.370 | 84 | 23.090 | 6.293 | 40.837 |
2011 | 12.386 | 98 | 25.032 | 7.278 | 44.794 |
2012 | 13.915 | 107 | 27.425 | 8.357 | 49.805 |
Kaynak: TÜİK |
Et fiyatlarındaki artışları ithalatla kontrol etmeye karar veren hükümet, 30 Nisan 2010 tarihinden itibaren canlı hayvan ve et ithal edilmesine karar vermiş; 1996 yılından beri yasak olan kırmızı et ithalatına başlanmıştır. İthalata izin verilmesinden bugüne kadar ülkeye yaklaşık 2.7 milyon baş sığır, koyun ve keçi girmiş; ithal edilen canlı hayvan, et ve et ürünlerine ödenen bedel 3.1 milyar doları bulmuştur.
İthalat odaklı hayvancılık politikaları; yalnız ithalat lobileri ve bu amaca yönelik şirketlerle, Türkiye’yi pazar haline getirmek isteyen çokuluslu tekellere yarar sağladı. İthalat neredeyse ülkede besiciliğin sonunu getirdi. Yerli etin ithal etle rekabet etme imkânı kalmadığı gerekçesiyle birçok besi işletmesi (Banvit, Koç gibi) üretimini durdurdu; böylece hayvancılık sektörü tümüyle ithalata bağımlı hale gelmeye başladı. Bu süreçten perakende gıda sektörünün yerli ve yabancı tekellerin kontrolünde olması nedeniyle tüketiciler de kârlı çıkamadılar.
Canlı Hayvan İthalat Miktarı (Baş)
Yıllar | Sığır | Koyun ve Keçi | Toplam |
2010 | 139.949 | 234.974 | 374.923 |
2011 | 470.796 | 1.447.764 | 1.918.560 |
2012 | - | 405.186 | 405.186 |
Toplam | 610.745 | 2.087.924 | 2.698.669 |
Kaynak: TÜİK Dış Ticaret Veri Tabanı |
Canlı Hayvanlar Et ve Et Ürünleri İthalat Bedeli (Bin $)
Yıllar | Canlı hayvanlar | Et ve et ürünleri | Toplam |
2010 | 333.080 | 251.235 | 584.315 |
2011 | 1.028.121 | 514.810 | 1.542.931 |
2012 | 852.074 | 99.743 | 951.817 |
Toplam | 2.213.275 | 865.788 | 3.079.063 |
Kaynak: TÜİK |
Bu olumsuzluğa 2012 yılında kaba yem sıkıntısı da eklendi. Yonca fiyatları yüzde 100’ün, saman fiyatları yüzde 300’ün üstünde artış gösterdi. Bazı yetkililer bu sonucu, yağışların yetersizliği kolaycılığına bağladılar. Gerçek neden, uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle dikkate alınacak miktarda tarım arazisinin ekilememesi ve kaba yem sıkıntısından yarar sağlayan iç ve dış spekülatif çıkar gruplarıdır.
Sattığı et ve sütle yem alamaz duruma geldiği için üretici ineğini kesmek zorunda kalmaktadır. Günümüzde kesilen hayvanların yüzde 60'ının süt ineği olduğu belirtilmektedir ki bu, çok tehlikeli bir süreçtir.
2008 yılında 1 milyonun üzerinde süt ineği kesildi; buna et üretimi artıyor, fiyat düşüyor diye sevinenler oldu. Ancak, faturası sonradan çıktı, kırmızı ette ve hayvancılıkta büyük kriz yaşandı. Krizi aşmak için ithalat kapıları sonuna kadar açıldı. Türkiye 3 yılda 3 milyar dolarlık canlı hayvan ve et ithal etmek zorunda kaldı.
Tohumluk piyasasına yabancılar hakim: Özel tohumculuk şirketlerinin hibrit mısır, hibrit ayçiçeği, patates ve sebze tohumlukları tedarikindeki payı yüzde 100’e ulaşmaktadır. 2010 yılında hibrit mısır tohumluğunun yüzde 60’ı 5 yabancı şirket tarafından sağlanmıştır. Ayçiçeğinde bu 3 şirketin toplam payı yüzde 90’ın üzerindedir. Pamukta ise Bayer ve Pioneer’in toplam payı yüzde 40’ı aşmaktadır. İthalata bağımlılık oranı standart sebzede yüzde 45’e, çim bitkilerinde yüzde 60’a, hibrit sebze tohumluğunda ise yüzde 80’e ulaşmaktadır.
Sulama yatırımları geriliyor: Türkiye’de teknik ve ekonomik kriterlere göre sulanabilecek arazi miktarı 8,5 milyon hektardır. Bunun 5.4 milyon hektarı (yani yüzde 64’ü) sulamaya açılabilmiştir. 1995-2002 döneminde 508 bin hektar sulama yatırımı yapılmış olmasına karşılık, 2003-2010 döneminde 387 bin hektar sulama yatırımı gerçekleşmiştir.
Gübre kullanımı azalıyor: Kimyasal gübre üretimi için gerekli temel girdilerin yaklaşık yüzde 95’i ithalatla temin edilmektedir. Sektörde kapasite fazlası olmasına rağmen iç talebi karşılayacak düzeyde üretim yapılmamakta; ihtiyacın yarısı ithalatla karşılanmaktadır.
2011 yılında gübre üretimi 3.8 milyon ton iken, 2012 yılında 3.7 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.
Kimyasal Gübre Tüketiminde İthalatın Payı
Yıllar | Tüketim (Bin ton) | Üretim (Bin ton) | İthalat | |
Miktar (Bin ton) | Payı (%) | |||
1998 | 5.465 | 3.820 | 1.744 | 31,9 |
2000 | 5.294 | 3.163 | 2.408 | 45,5 |
2005 | 5.199 | 3.158 | 2.478 | 47,7 |
2006 | 5.367 | 3.133 | 2.661 | 49,6 |
2007 | 5.148 | 3.114 | 2.377 | 46,2 |
2008 | 4.129 | 2.961 | 2.078 | 50,3 |
2009 | 5.276 | 2.878 | 3.007 | 57,0 |
2010 | 4.968 | 3.447 | 2.284 | 46,0 |
2011 | 4.766 | 3.750 | 2.242 | 47,0 |
2012 | 5.340 | 3.661 | 2.086 | 39,0 |
Kaynak: Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü |
İç pazardaki gübre fiyatlarını, uluslararası piyasalardaki hammadde ve gübre fiyatları; döviz kurundaki değişmeler ve gübre tekellerinin kâr hırsı belirlemektedir. Nitekim son bir yılda kompoze gübreler dışındaki gübre fiyatları türlerine göre yüzde 11-22 oranlarında artmıştır.
Kimyasal Gübre Fiyatları (TL/ton)
Yıllar | %21 AS | % 26 CAN | %33 AN | Üre | DAP | 20.20.0 |
2011 | 532 | 561 | 678 | 893 | 1.362 | 964 |
2012 | 590 | 674 | 786 | 1.091 | 1.341 | 965 |
Kaynak: Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü |
Bitki koruma ilaçları pazarını üç şirket kontrol ediyor: Türkiye’de bitki koruma ilaçları sektörü aktif madde açısından dışa bağımlıdır. İmalatta kullanılan girdilerin yüzde 90’ı ithal ediliyor. Firmalar aktif madde ithal ederek jenerik (eşdeğer) ilaç üretiyor. Yaklaşık 650 milyon TL’lik pazarda yüzde 20’lik payıyla Hektaş ilk sırayı almakta, onu Bayer ve Syngenta izlemekte. Bu üç şirket pazarın yarıdan fazlasını kontrol ediyor. Bunlardan Hektaş; DuPont ve Makhteshim-Agan gibi agro-kimya devlerinin dağıtıcısıdır.
Traktör piyasası tekelleşiyor: Traktör piyasasına uzun yıllar iki şirket hakim idi. Bunlarda biri, Koç Grubu ile Hollanda merkezli CNH Global N.V. ortaklığı olan Türk Traktör, diğeri ise Massey Ferguson lisansıyla üretim yapan Uzel Makine idi. Uzel, 2008’de Massey Ferguson markasına ait üretim lisansını kaybetti. Bu nedenle 2010 yılında Türk Traktör şirketinin traktör üretimindeki payı yüzde 70’lere ulaştı. 2012 yılında bir önceki yıla göre traktör imalatında yüzde 12, traktör satışlarında ise yüzde 17’lik bir gerileme yaşandı.
2000’li Yıllarda İmalatı ve Satışı
Yıllar | Traktör İmalatı | Traktör Satışı | Traktör Sayısı |
1998 | 61.868 | 53.922 | 902.513 |
1999 | 27.867 | 22.964 | 924.471 |
2000 | 37.938 | 29.365 | 941.835 |
2001 | 15.052 | 11.457 | 948.416 |
2002 | 10.840 | 6.810 | 970.083 |
2003 | 29.761 | 16.636 | 997.620 |
2004 | 42.511 | 29.583 | 1.009.065 |
2005 | 41.502 | 34.996 | 1.022.365 |
2006 | 44.386 | 39.706 | 1.037.383 |
2007 | 37.623 | 34.399 | 1.056.128 |
2008 | 28.751 | 27.022 | 1.070.746 |
2009 | 17.762 | 13.758 | 1.073.538 |
2010 | 40.178 | 36.072 | 1.096.683 |
2011 | 63.557 | 60.466 | 1.125.001 |
2012 | 56.000 | 50.320 | 1.178.253 |
Kaynak: TÜİK, Tarmakbir |
Tarımsal destekleme ödemeleri yerinde sayıyor: 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu’nun 21. maddesine göre, her yıl tarımsal destekleme için bütçeden ayrılan kaynak, gayrisafi millî hasılanın en az yüzde 1’i olması gerekirken, bu rakam ancak binde 5-6’sı dolayında gerçekleşmiştir.
Yıllar İtibariyle Tarımsal Amaçlı Transferler
Yıllar | GSYH (Milyon TL) | Tarımsal Transferler (Milyon TL) | Tarım transfer/ GSYH (%) |
2003 | 454.781 | 2.805 | 0,62 |
2004 | 559.033 | 3.084 | 0,55 |
2005 | 648.932 | 3.707 | 0,57 |
2006 | 758.391 | 4.784 | 0,63 |
2007 | 843.178 | 5.555 | 0,66 |
2008 | 950.534 | 5.811 | 0,61 |
2009 | 952.559 | 4.495 | 0,47 |
2010 | 1.098.799 | 5.817 | 0,53 |
2011 | 1.297.713 | 6.962 | 0,54 |
2012 | 1.416.817 | 7.557 | 0,53 |
Kaynak: Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü |
Ayrıca 2010 yılından itibaren geçilen havza bazlı modelde prim desteklerine 2013 yılı için birçok kalemde artış yapılmazken, bazı ürünlerde sembolik artışlar yapılmıştır. Üretimi yaygın olmayan aspir ve soya gibi yağ bitkilerine verilen primler artırılırken; hububat, bakliyat ve pamukta son 5 yıldır hemen hemen aynı destek verilmektedir.
Tarıma verilen desteklerde arz, talep, üretim, maliyet, ihracat, ithalat, gibi temel kriterler dikkate alınmamaktadır.
Yıllar İtibariyle Tarım Ürünlerine Ödenen Prim Destekleri (krş/kg)
Ürünler | 2009 | 2010 | 2011 | 2012 | 2013 |
Pamuk (sertifikalı) | 42 | 42 | 42 | 46 | 50 |
Yağlık Ayçiçeği | 21 | 23 | 23 | 24 | 24 |
Soya (sertifikalı) | 27,5 | 35 | 50 | 50 | 50 |
Kanola | 23 | 27,5 | 40 | 40 | 40 |
Dane Mısır | 4 | 4 | 4 | 4 | 4 |
Aspir | 25 | 30 | 40 | 40 | 45 |
Zeytinyağı | 25 | 30 | 50 | 50 | 60 |
Buğday | 5 | 5 | 5 | 5 | 5 |
Arpa | 4 | 4 | 4 | 5 | 5 |
Çavdar | 4 | 4 | 4 | 5 | 5 |
Yulaf | 4 | 4 | 4 | 5 | 5 |
Tritikale | - | 4 | 4 | 5 | 5 |
Çeltik | 10 | 10 | 10 | 10 | 10 |
K.Fasulye | 10 | 10 | 10 | 10 | 10 |
Nohut | 10 | 10 | 10 | 10 | 10 |
Mercimek | 10 | 10 | 10 | 10 | 10 |
Yaş Çay | 11,5 | 11,5 | 12 | 12 | ? |
Kaynak: Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı |
Sonuç: Türkiye toprak, iklim ve bitki zenginliği bakımından önemli potansiyeli bulunan bir ülkedir. Ancak uygulanan politikalarla çiftçi tarımdan uzaklaşmakta, üretim artmamakta, ihracat kısıtlanmakta, ithalat yoluyla döviz kaybı olmaktadır. Öte yandan sübvansiyonla desteklendiği için dışarıdan ucuza alınan ürünler, yerli ürünlerle rekabet etmektedir.
Bu sürecin tersine dönmesi Türkiye’nin toprak ve iklim gibi özgül ekolojik koşullarına, insanlarının ihtiyaç ve çıkarlarına uygun sürdürülebilir üretim planları yapmasına ve doğru tarım politikaları uygulamasına bağlıdır. (NO/HK)
* Necdet Oral, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi
** Yazının pdf formatı için tıklayın.