"Başka bir iletişim mümkün" derken bunun nasıl olacağı ve "hak haberciliği" kavramının içinin nasıl doldurulabileceğini öğrendiğimiz dolu dolu geçen bir haftanın ardından tanıdığım güzel insanlara ve tüm bianet çalışanlarına ithafen bu yazıyı paylaşmak istedim.
Paylaşmak istedim ki "Okuldan Haber Odasına" (OHO) programının önümüzdeki yılki katılımcı adayları da bu organizasyonun değerini ve kendilerine katacaklarından haberdar olsunlar istedim.
Başka bir iletişimin yolunun birbirlerine ön yargılarla yaklaşan kitlelerin birbirlerini anlamalarının yolunun birbirlerinin acılarını, gözyaşlarını bilmelerinden geçtiğini biz gazeteci ve gazeteci adaylarının da bunun için bir nevi köprü görevi gördüğünü bu insanların seslerini diğerlerini duyurmaları gerekliliğinin önemini anladık.
Kavramların içini, gözyaşlarının, acıların sebebini diğerlerine ulaştırmadan bu ülkenin büyük sorunlarının çözülemeyeceğini öğrendik. Artık nefret, öfke ve ayrımcılık dolu söylemleri, haberleri değil, insana önce insan olduğu için değer vererek haber yapmanın ne kadar önemli olduğunu anladık.
Yıllardır ana akım medyada yapılan hataların, belli bir kitleyi ötekileştirerek yapılan haberlerin insanları ne kadar çok ayırdığını ve topluma geri dönülemez zararlar verdiğini öğrendik.
OHO'da geçirdiğim zaman esnasında yıllardır ötekileştirilen, kenara itilen, sorunları, üzüntüleri görmezden gelinen küsen, kendini bu ülkeye ait hissetmeyen insanları ve dolayısıyla kardeş gibi yaşamaktansa düşman gibi yaşayan halkların ne için böyle yaşadığını öğrendik biraz da.
İşte bu nedenle ister Kürt, Ermeni ister gay, lezbiyen, kadın, çocuk ister işçi, işveren hiç farketmeden bu insanların insanca bir hayat yaşamalarının biz gazeteci ve gazeteci adaylarının yaptığı haberlerle onların seslerini, mağduriyetlerini duyurarak olabileceğini öğrendik.
Çünkü önce insandık ve hepimiz insan gibi yaşamayı ne olursa olsun hak ediyorduk. Ana akım medyada gelişi güzel atılan manşetlerin yapılan haberlerin hiç düşünülmeden ötekileştirilen bu ülkenin insanlarının nasıl küstüğü, nasıl küstürüldüğü, yok sayıldığı bizim için önemliydi. Ve bunu değiştirmenin bir yolu vardı.
Başka bir iletişim mümkündü. OHO 2011 Programı boyunca bunun nasıl olacağını ana akım medyadan örneklerle ve programda hak haberciliğinin nasıl yapılacağı konusunda önemli gazeteci ve iletişim fakültelerinin profesörleri ile tartıştık, analiz ettik.
Nerede yanlış yapıyoruz? Ne yapmalıyız?
Belki zor bir yol, uzun zaman alabilecek bir şey. Yıllardır süregelen kalıplaşmış, alışılmış, öğretilmiş bir zihniyetin dışına çıkarak olaylara farklı gözden bakabilmek. Biraz vicdan, biraz farkındalık gerektiren bir durum.
Ancak biz başka bir iletişimin mümkün olabileceğini statükonun dışına çıkılabileceğini düşünüyoruz. Gözlerin görmezden geldiğini, yok saydığını göstermenin, sesini duyurmanın bir şekilde mümkün olabileceğini biliyoruz artık.
Gazeteciliğin sorunları çözmekteki önemini ve görevini kavradık. OHO Programı boyunca biz katılımcılarla gönülden ilgilenen, yardım eden tüm bianet çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Bu zor ve gönüllülük gerektiren önemli hedefin bir üyesi olarak elimden gelen katkıyı gerek göndereceğim haberler, gerek yazılar ile yapmak niyetindeyim.
Gelecek yıllardaki katılımcı adayları için biraz olsun programın amacını ve ana fikrini biraz olsun anlatmak istedim. Bizler artık başka bir iletişimin mümkün olduğuna inanıyoruz. (SÇ/BA)