* Fotoğraf: Tuğçe Yılmaz / bianet.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine "hakaret suçundan" siyaset yasağı ve hapis cezası istenmesinin ardından 6'lı Masa'nın 5 lideri dün (15 Aralık) Saraçhane'de İmamoğlu'na destek için bir araya geldi.
Saraçhane'ye giden yollardan bazıları kapalı, bazıları ise yoğunluktan neredeyse kapalı hale geldiği için insanlar bir noktadan sonra araçlardan inip, yürüyerek İBB binası önüne vardı.
Hava soğuk değildi; fakat kapalıydı. İlerleyen saatlerde bastıran yağmur ise kimsenin umrunda olmayacaktı.
Saraçhane'de dün şöyle bir kitle vardı: Öfkeli, coşkulu ve genç.
Peki bu gençlerin öfkesini İmamoğlu dahil, 6 liderden –İmamoğlu dün konuşmasının içeriğinden bağımsız hâl ve tavırlarıyla dört başı mamur bir liderdi– hangisi göğüsleyebildi? Bu soruya 31 yaşındaki bir genç olarak yanıt verebileceğimi düşünüyorum: Hiçbiri.
Gençler, İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 aylık hapis cezasına ve siyasi yasak kararına İmamoğlu'ndan daha öfkeliydi. Bu yüzden ekseriyetle liderlerin konuşması, gençlerin "Ekrem Başkan aday ol!" bağırışları ile bölündü.
Bu dinamik kitleyi liderler arasında İmamoğlu'ndan sonra en çok etkileyen ise İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener oldu. Akşener dün zaten 6'lı Masa'nın kurucusu, yüklenilen görevlerin en önce üstlenicisi ve örgütleyeni gibiydi. İBB binasından Ekrem İmamoğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan önce çıktı. Konuşması ise genel bir adaletsizlik çerçevesinden ziyade "Ekrem kardeşim" diye hitap ettiği, İmamoğlu'nun uğradığı bireysel haksızlığa odaklıydı.
Akşener'in aksine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuşması esnasında sıraladığı 11 madde ile genel bir seçim sath-ı maili konuşması yaptı. 11 maddeden biri, İmamoğlu ile doğrudan ilgiliydi.
Madde 8 - İBB Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karar asla kabul edilemez. Toplumun vicdanı kanamaktadır. Şunu herkes bilsin, Ekrem başkan hakkında verilen karar bizi bir milim geri adım attırmayacaktır. Kararlılıkla başkanın arkasında duracağız. Çünkü bizim kupon arazi merakımız yok. Bizim rant yiyicilere hizmet etme gibi bir görevimiz de yok.
Demirtaş'ın aldığı alkış
Akşener'den sonra duyulan alkışlara gelecek olursak, konuşması en çok alkışlanan liderlerden biri DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'dı. Babacan kıvrak bir manevrayla şunu yaptı: İmamoğlu için kurulan bu sahnede İmamoğlu'nun konuşmaktan imtina ettiği konuları konuştu ve bu konuları "isimlerini çağırarak" ele aldı. Ve tabii ki en çok alkışı da İmamoğlu'yla benzer bir haksızlığa uğradığını düşündüğü Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı anarken aldı.
DEVA Genel Başkanı, Demirtaş ve Kürt Hareketi'nin maruz kaldığı hak gasplarını bir adaletsizlik kesişiminde konuşmaktan çekinmedi. Bununla da kalmayıp Kürt Hareketi'nin siyasi temsilcisi HDP'nin 3 büyükşehir, 5 il, 45 ilçe ve 12 belde belediyesi olmak üzere toplamda 65 belediyesine atanan kayyımlardan bahsetti.
HDP, 2018 Türkiye genel seçimlerinde yüzde 11,7 oy alarak 67 milletvekiliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yerini aldı. Yaklaşık 6 milyon oya tekabül ediyor bu oy oranı. HDP seçmeni, Mart ve Haziran 2019'da iki kez gerçekleşen İstanbul yerel seçimlerinde, Ekrem İmamoğlu'nun kazanması için elinden geleni yaptı.
Gerektiğinde parti temsilcileri açıkça bu adresi işaret etti. Zaten resmi sonuçlara baktığımızda HDP seçmeni sadece İstanbul'da değil, Ankara, Antalya, Mersin gibi pek çok büyükşehirde hem il hem de ilçe bazında CHP'li belediyelere seçimi kazandırdı. Üstelik bu bölgelerden bazıları CHP'nin yıllardır sözünün duyulmadığı yerlerdi.
"Ekrem kardeşim"
Ekrem İmamoğlu siyasi yasak riskiyle karşı karşı iken ve aynı ceza "örtülü "müttefiki olan pek çok HDP'li için istenirken ya da halihazırda bazı müttefikleri aynı cezadan hapis cezası almışken; neden Akşener'in sırtını sıvazladığı küçük kardeş rolündeydi dün? Ve tabii konuşmasının içeriği neden bu kadar politikadan uzaktı?
İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığı tartışmasından aldığım feyzle şöyle de sorabilirim bu soruyu: Artık neredeyse aşikâr da olduğu haliyle, ülkeyi yönetme iddiası olan bir insan neden İstanbul'u kazanmasında büyük rolü olan HDP'lilere ve HDP seçmenine yönelen haksızlıklara dair tek kelime etmez, edemez?
İmamoğlu sahneye çıkış anından iniş zamanına dek, onu oraya getirenin 6'lı Masa'nın liderleri olduğundan ve onlara sonsuz minnet duyduğundan, vesaireden bahsetti. İmamoğlu'na İstanbul'u kazandıran kimdi? Son genel seçimde yüzde 0,7 oy alan Saadet Partisi mi?
Yüzde 0,7 oy oranıyla, tüm liderler arasında sesi en cılız çıkan ve dün Saraçhane'deki kitleyi neredeyse uyutan; açık bir şekilde İstanbul Sözleşmesi'nin karşısında duran, Sözleşme'nin feshi için elinden geleni ardına koymayan Saadet Partisi'ni gücendirmemek için çabalamak yerine kilit bir rolü olan HDP'lilere de bir teşekkür etmek, onlara yapılan haksızlığı da anmak bu kadar zor muydu gerçekten?
Masanın sallanan ayakları
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) "nafaka mağduru" erkekleri bile gözetirken, neden anahtar role sahip bir partiden bu denli uzak durulur? Üstelik dün 6'lı Masa'nın lideriymişçesine konuşan Akşener dahi dün "Bize terörist deseler de?" derken.
Güne damgasını vuran Akşener'le bitirelim: "Haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar da bu demokrasi aşkı, bu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbul'un dışında 85 milyon Türkiye de senin yanında."
Peki ya 6 milyon? Onların ilmek ilmek örerek kazandıkları hakları ve bir gecede gasp edilen iradeleri? HDP'ye oy veren yaklaşık 6 milyon yurttaş bu 16 milyonun, 85 milyonun içinde değil mi?
Aklımdaki son soru ise şu: 6'lı Masa 2023 genel seçimlerine bu kadroyla hazır mı? Üstelik masanın sallanan iki ayağı varken...
(KB/TY)