10. Plan önümüzdeki beş yıl için hedeflenen ekonomik ve sosyal faaliyetleri içeren, 220 sayfalık kapsamlı bir metin. Bu metinde yer alan maddeler kadar yer almayanlar da önemli ipuçları veriyor.
Eğitim
Eğitim 10. Plan’da önemle ele alınan konulardan biri. Kalkınma için beşeri sermayeyi güçlendirmenin zorunlu olduğu, beşeri sermayenin de ancak iş ve yaşama ilişin bilgi, beceri ve yetenekleri yüksek bireyler yetiştirerek geliştirilebileceği vurgulanıyor. Eğitim aynı zamanda istihdam, fırsat eşitliği, yoksullukla mücadele için de en önemli araç olarak görülüyor.
Plan döneminde okul öncesi eğitimde okullaşma oranının yüzde 44’ten yüzde 70’e çıkarılması hedefleniyor. İlk ve orta eğitimde yüzde yüz hedefine zaten ulaşılmak üzere. Yüksek öğretimde yüzde 42,9 olan örgün eğitim okullaşma oranı yüzde 55’e çıkacak. Açık öğretim dahil edildiğinde yüzde 81,6 olan okullaşma oranı da yüzde 94’e ulaşacak.
9. Plan döneminde eğitimle ilgili çok önemli gelişmeler sağlandığı hatta plan hedeflerinin aşıldığı belirtiliyor ve 10. Plan döneminde uygulanacak çok sayıda politika sıralanıyor.
Fakat bazı eksikler var. Geçtiğimiz dönemde ilk ve orta eğitim sistemi tamamen değiştirilerek 4+4+4 sistemine geçildi. Planda bu konudan hiç söz edilmiyor, ne geçmiş değerlendirmesi var ne de geleceğe ilişkin bir hedef. İlköğrenime başlama yaşı erkene alındı ve bu durum bir dizi tartışmaya yol açtı. Planda bu konu da unutulmuş gibi. İmam Hatip okullarının orta kısımlarının açılmış olmasından da hiç bahis yok. İmam Hatip bir yana, orta eğitimde genel ve mesleki teknik eğitim hedefleri ve politikaları ile ilgili tek cümle yok. Oysa bu konu eğitimin en çok tartışılan konularındandır.
Kültür
Planın Kültür ve Sanat bölümünde de benzer bir durum var. Kültürün maddi ve manevi faydalarına ilişkin bir dizi gerekçe sayılıp döküldükten sonra plan döneminde uygulanacak çok sayıda politika sıralanıyor.
Bunların arasında “Tarihimizin önemli şahsiyetleri, olayları, masal kahramanları ve kültürel zenginlik unsurlarımız belgesel, dizi ve çizgi filmlere dönüştürülecektir” maddesine varana kadar ayrıntıya girenler de var. “Kentsel dönüşüm uygulamalarının kültürel kimliğe ve yapıya uygunluğu gözetilecektir” gibi hassasiyet taşıyanları da var.
Buna karşılık hiç söz edilmeyen konular da var. Başbakanın çanak çömlekten hoşlanmadığını biliyoruz ama eğer konu kültürse arkeolojiden de söz edilmesi gerekirdi.
Demokratikleşmeden, çözüm sürecinden hatta Kürt sorununun çözüldüğünden söz edilen bir dönemde, kültür politikalarını sıralarken Kürtçeyle, Kürt kültürüyle hiç olmazsa Kürt folkloruyla ilgili bir politika ortaya konmalıydı.
Böyle birçok konu unutulurken, Aile ve Kadın bölümünde sansür çağrıştıran bir madde unutulmamış; “Görsel, işitsel ve sosyal medyanın ve internetin aile üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik tedbirler alınacak, aile içi iletişim ve etkileşim konularında eğitim programları yaygınlaştırılacaktır.”
Çevre
Çevrenin Korunması bölümünde; kurumsal sorunların çözülmesi, atık ve emisyon azaltma, geri kazanım, temiz üretim teknolojileri, eko-verimlilik, sürdürülebilir şehirler, çevre bilinci, gürültü kirliliği, ar-ge gibi birçok konuda politikalar geliştirildiği görülüyor.
Fakat burada da doğal yaşamın korunması, sulak alanlar, göç yolları gibi ekonomik değeriyle öne çıkmayan sorun alanlarının göz ardı edildiğini görüyoruz. Biyolojik çeşitlilikten bir maddede söz ediliyor, o da hayli tuhaf bir biçimde; “Tarım, ormancılık, gıda ve ilaç sanayii açısından önem taşıyan biyolojik çeşitliliğin tespiti, korunması, sürdürülebilir kullanımı, geliştirilmesi ve izlenmesi sağlanacaktır.”
Planın Enerji bölümünde de çevreyi ilgilendiren sorunlu bir durum var. Doğal olarak enerji gibi önemli bir konu planda da ayrıntılı bir şekilde yer alıyor. Nükleer enerji, boru hatları, elektrik üretim tesisleri, kömür, petrol, doğal gaz vb tüm konular kapsanmış. Fakat bu günlerde en çok sözü edilen, mahkemelere konu olan, gösterilere, çatışmalara yol açan HES’lerle ilgili tek kelime yok.
Türkiye’de halen yüzlerce HES projesinin yürütüldüğünden söz ediliyordu. Plana bakılırsa böyle bir konu mevcut değil ve önümüzdeki beş yıl da mevcut olmayacak. Bu konuda da başbakanın “siz ne derseniz deyin, biz kararımızı verdik” tavrı geçerli olsa bile hiç olmazsa bilgi verilmeliydi.
Adalet / Güvenlik / Temel Hak ve Özgürlükler
Bütün bunlar bir yana, planda öyle üç bölüm var ki, neden yazıldıklarını anlamak mümkün değil. Bunlar Adalet, Güvenlik ve Temel Hak ve Özgürlükler bölümleri.
Önce planın ne anlama geldiğini hatırlamak lazım. Plan bir değiştirme, dönüştürme aracıdır. Bir “şeyden” memnun değilseniz, değiştirmeye ihtiyaç duyuyorsanız plan yaparsınız. Memnunsanız, değişmesini istemiyorsanız veya zaman içinde kendiliğinden değişmesi ile yetinecekseniz plan yapmanıza da gerek yoktur. O zaten orada öyle duruyor veya o zaten orada kendi kendine değişiyor.
Söz konusu üç bölümün neden plana girdiği, neden zahmete girip yazıldığı belli değil. Bunlara bakarsanız ortada doğru dürüst bir sorun yok. Geçmişte belki varmış ama halledilmiş. Sorun olmadığına göre mevcut uygulamalar devam etmelidir.
10. Plan’ın Adalet bölümüne bakarsanız, bu ülkenin mahkemelerinin kararıyla, twit atan insanlar tutuklanırken sokağın ortasında ona buna pala sallayan serserilerin serbest bırakılmadığını sanırsınız.
10. Plan’ın Güvenlik bölümüne bakarsanız, bu ülkenin üniformalı polislerinin yanında, çaresiz insanların üzerine çullanıp kafatasını kıran canavarların derhal yakalanacağına inanırsınız.
10. Plan’ın Temel Hak ve Özgürlükler bölümüne bakarsanız, bu ülkenin başbakanının, evinin penceresinde tencere tava tıngırdatarak dünyanın en pasifist protestosunu yapan insanları bile avaz avaz bağırarak suçlu ilan edebileceği aklınızdan geçmez.
10. Kalkınma Planı birçok bakımdan ciddi bir plan. Her plan gibi tartışmaya açık. Fakat böyle kısımlarını tartışmak bile mümkün değil, plana yakışmıyor. (BD/HK)
10. Kalkınma Planı Yazıları
9 Plan Geride Kalırken - Bülent Danışoğlu
10. Planın Makro Hedefleri - Bülent Danışoğlu
Başbakanın Üç Çocuk Israrının 10. Plana Yansıması - Bülent Danışoğlu
10. Plan'ın Sosyal Hedef ve Politikaları - Bülent Danışoğlu