Yazının İngilizcesi için tıklayın
1 Mayıs 1977’yi anımsamak ve gelecek sürerken bugünle ilişkilendirmek! O günden bir şeyler saklı zihnimde ve duygularımda, yaşadığım şeyler değil, hissettiğim duygular, farklı yaşantılarımla birleşmiş ve bir şeyler tortulaşmış sanki.
1 Mayıs 1977’den en yakın zamana kadar gelen Suruç’taki, Ankara Gar’daki toplu öldürmeler, toplu ölümler. Tüm bu katliamların ardından mağdurlar suçlanıyor ve yargılanıyorlar.
Siyasal iktidarlar kötülükleri saklıyor, kilit altında tutuyorlar hakikati, sesler yükselirse iktidarların yaydığı gürültü de yükseliyor. Siyasal iktidarların tüm makineleri elbirliği etmişcesine korku üretiyor.
500 bin kişi
Zihnimde canlandırıyorum 1977, 1 Mayısını! Miting, yakın zamanda gözlediğimiz mitinglerden çok daha büyük! Nüfus şimdiki Türkiye’nin yarısı ama eylem alanında DİSK’e göre 500 bin, resmi verilere 100 bin kişi var.
İşçiler, öğretmenler, öğrenciler, kamu emekçileri, büyük bir kolektif bedenleşme olarak Taksim alanına giriyorlar. Farklı kozalardan çıkmış, farklı yataklardan akıp inmiş, işçi sınıfının farklı katmanlarından çıkıp gelmiş yüz binlerce işçi ve emekçi alanı dolduruyor.
Hepsi birden tarihin ileriye doğru hareketinin taşıyıcıları! Eşit ve özgür bir Türkiye düşleri dolaşıyor zihinlerinde, bu düşüncenin duygusu var yüreklerinde!
Hava güneşli ama
Hava yumuşak, güneşli, adı gibi 1 Mayıs. “1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin ve emekçinin bayramı” ezgisi pek çok işçinin dilinde. Konuşmalar uzuyor, gün akşamı kat ediyor. Yüzbinlerce insanın coşkusunun 34 insanın yasına indirgendiği an geliyor.
Ölüm yaşamı bir kenara itiyor. 1 Mayıs marşında dillendirilen karanlık ortaya çıkıyor. “Günlerin bugün getirdiği, baskı, zulüm ve kandır.” Bir yerden ateş ediliyor. Beş emekçi bedenine isabet eden kurşunlarla vuruluyor.
İşçi sınıfının büyük bedeni sarsılıyor, kolektif bedenin ani hareketi geride kalanların ezilmesine ve boğulmasına yol açıyor. Yaralananların, derinden sarsılanların Taksim’den evlerine nasıl bir ruh hali ile ulaştıklarını bilmiyoruz. Bildiğimiz şey ölenlerin sayısı: 34.
Cevabı verilmeyen sorular
Yüz binlerce yaşayan beden içinden 34’ünü yitirdik. Yarım yüzyıla yakın zaman geçmesine karşın 1 Mayıs 1977 katliamının karanlığı sürüyor. Kimler, neden bu suçu işlediler?
Gerçekler neden ve kimler tarafından gizleniyor?
Ölenlerin ve yaralananların aileleri bu sorulara yıllarca cevap aradılar. Hala bulabilmiş değiller.
Ne var ki bilinen bir şey var, şüpheliler ya da sanıklar korunuyor, kollanıyor, davalar uzun yıllara yayılıyor ve zamanaşımı bekleniyor.
Bu hakikatin yurttaşlar olarak yapabilirliklerimizi harekete geçirmesi gerekir. Bir birey, bir topluluk ve bir toplumsal varoluş Türkiye’de insan hakları ihlallerine karşı nasıl korunabilir?
Adaletin peşine düşmek
Bu sorunun yanıtı, adaletin peşine düşmekten, cezasızlıkla mücadele etmekten, farklı kesimlerin yoğun karşılaşmalarını ve yan yana gelişlerini örmekten, konuşmaktan ve yazmaktan hiç vazgeçmemekten, sendikal ve insan hakları alanlarında örgütlenmekten geçiyor.
Yaşamını yitiren 34 kişinin isimlerinin, yaşının ve mesleğinin sıralandığı listeye bakıyorum. Emekçilerin iş kolları içine hapsedilip birbirinden uzaklaştırıldığı sendika mevzuatının tuzağına düşerek öğretmen olanları arıyor gözlerim, sonra da öğrencileri.
Sonra bu ayrımdan utanıyor, hepsinin adlarını tek tek yüksek sesle okuyorum.
Mücadeleleri mücadelemize ışık tutacak!
Geçmiş dönemlerin mücadelelerini, şimdiki kuşağın farkını katarak geleceğe taşıyacağız; emek, demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesinin birlikte yürütülmesine yürekten inanarak!
Yaşamın, ölümü bir kenara ittiği günleri göreceğiz! (NK/TY/APA)
Bu metin Etkiniz AB Programı kapsamında Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir. Bu yayının içeriğinden yalnızca "İPS İletişim Vakfı" sorumludur ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmamaktadır. |
TIKLAYIN - bianet'ten 1 Mayıs 77 Kayıplarının Yakınlarına Çağrı: Bizi Arayın
|
1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/Tuğçe Yılmaz
Sinema Emekçisi Rasim Elmas 41 Yaşında Taksim'de Öldü
İnşaat İşçisi Bayram Eyi 50 Yaşında Taksim'de
Öğretmen Bayram Çıtak 37 Yaşında Taksim'de Öldü
Liseli Jale Yeşilnil 17 Yaşında Taksim’de Öldü
Öğretmen Kenan Çatak 31 Yaşında Taksim'de Öldü
Öğretmen Ahmet Gözükara 33 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Hikmet Özkürkçü 39 yaşında Taksim’de öldü
Öğrenci-işçi Niyazi Darı 24 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Nazan Ünaldı 19 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Ömer Narman 31 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Ali Sidal 18 yaşında Taksim’de öldü
Hemşire Kıymet Kocamış 25 yaşında Taksim’de öldü
Tezgâhtar Kadir Balcı 35 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Hacer İpek Saman 24 yaşında Taksim'de öldü
İşçi Kahraman Alsancak 29 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hüseyin Kırkın 23 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Ercüment Gürkut 26 yaşında Taksim’de öldü
Polis Nazmi Arı 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mahmut Atilla Özbelen 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hasan Yıldırım 31 Yaşında Taksim’de Öldü
Seyyar Satıcı Hamdi Toka 35 yaşında Taksim’de öldü
Bekçi Mehmet Ali Genç 60 Yaşında Taksim’de Öldü
İşçi Ziya Baki 30 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mürtezim Oltulu 42 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Mustafa Elmas 33 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Sibel Açıkalın 18 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Diran Nigiz 34 yaşında Taksim’de öldü
1 Mayıs 1977 & Cezasızlık
Fehmi Işıklar: 1 Mayıs'77 12 Eylül için bir hazırlıktı
Kani Beko: “Katilleri bulamazsanız, şaibeyi ortadan kaldıramazsınız”
Süleyman Çelebi: "1 Mayıs 1977 Katliamı yapanların yanına kâr kaldı”
Emel Ataktürk: Haysiyet meselesi olarak hatırlamak ve cezasızlıkla mücadele
Nejla Kurul: Gerçekler neden ve kimlerce gizleniyor?
Tuğçe Yılmaz: 43 yıl önceki katliamın izini sürmek
Arzu Çerkezoğlu: Unutmamak, unutturmamak yaşamsal bir mücadele alanı
Tuğçe Yılmaz: Yargılanamayan 1 Mayıs 1977’nin mahkeme yılları