Nükhet Eren

69 yıllık yaşamının 44 yılını sürgünde geçirirken memleketine duyduğu özlemi Lazca sözcüklerine yükledi Helimişi. Bütün acılarını, hayal kırıklıklarını, kimsesizliğini, hiç kimseye öfke ve nefret duymadan şiirlerinden haykırdı.

Sol anlayış çerçevesinde değişik fikirler olsa bile her zaman ortak mücadele edilmesini hep savunan, toparlayıcı rolünü üstlenen Nihat Hoşgit'i kaybettik.

Sağdaki sokağa dönen ilk sıradaki öğrenciler, Eczacılık Fakültesi'ni henüz birkaç metre geçmişti ki müthiş bir patlama sesi duyuldu. Siyah ve kalın bir duman kapladı ortalığı.

On beş yıldır sızısı dinmeyen bedeni, yıllardır kayıp kocasını Kürtçe bir ağıtla anlatan öbür kadının hiç bilmediği diline bağlanıyor, başkaldırısına ortak oluyordu. Kaybolanların sorumluları belliydi, hesap vermeliydi. 'Mutlaka Olmalı'ydı.

Fatma Aliye, bazı erkek şairlerin ve yazarların içinde aşk olduğu için kadınların roman okumasının zihinlerini bulandırdığını ve bu nedenle okumamalarını söylediği dönemde roman yazar. Günümüzde ''yazdıkça yaşama katılacağız'' sözünün sahibi Gülten Akın, kadın olmanın bastırılmış halini, yok sayılmayı, kuşatılmayı şiirlerinde var eder.

Eylem ve hareket yönünden böylesine zenginliğe, masallarında kulağa hoş gelen tatlı sesdeşliğe sahip Laz dilinin yaşaması, genişletilmesi, yeniden üretilmesi süreci sahiplenilmeli. Alfabesine 1985'te kavuşmuş olan Lazca'nın konuşulması, okunması, yazılması desteklenilmeli.