Hasan Erçakıca

ABnin, Türkiyeden Ankara Antlaşmasının 10 yeni üyeyi de kapsayacak şekilde genişletilmesi talebi, Türkiye ile Güney Kıbrıs arasındaki ilişkilerin siyasi anlamını değiştirmeyecektir. Asıl olanın Kıbrıslıtürklerin Papadopulos yönetimini tanımasıdır.

Bu aşamadan sonra hükümet kurma görevi CTP Genel Başkanı Talata verilebilir mi? Talat bunu kabul edip yeni bir hükümet için çaba harcar mı? Bu aşamadan sonra gösterilecek çabalar, seçimi birkaç hafta geciktirmekten başka şeye yaramaz.

Serdar Denktaş, Aralık-2003 seçimlerinden sonra anahtar konumuna geldiklerini söylemişti; durumları halen aynı... Geçen sürede Denktaş bu anahtarı toplumun önünü açacak şekilde kullandı; şimdi nasıl kullanacağını hep birlikte göreceğiz.

DP Başkanı Denktaş, hükümet oluşumunda bazen kilit, bazen anahtar rolü oynadı; partisine, seçim sonuçlarına denk sayılamayacak bir siyasal etkinlik sağladı. Financial Timesta, Denktaşın Kıbrısta çözüm için köprü görevi üstlenebileceği de belirtiliyor..

14 Aralık seçimleri, Türkiyenin Kıbrıslı Türklerin siyasal yaşamında ne kadar büyük bir rol oynadığını bir kez daha gösteriyor. Türkiye Başbakanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Gülün Kıbrıs sorunu ile ilgili konuşmaları anında yankı buluyor...

Güneydeki, sağduyulu davranması beklenen AKELden KİSOSa kadar bütün partiler gibi Denktaş zihniyeti de, siyasi iradenin uygun bulduğu sınırları çizmeyi öncelik olarak görüyorlar. Bu siyasiler, halkın barış içinde yaşamasını zorlaştırıyor.

Türkiye Atinada orta bir yol bulmayı başardı: Kıbrısın ABye üyeliği imzalanırken, Dışişleri Bakanı Gül salonu terk edecek. Türkiyenin AB ilişkilerini böyle sürdüremeyeceği açık, Kıbrıslı Türkler için de yarın yeni bir süreç başlıyor.