Öncelikle neden böyle bir başlık attığımı açıklamam gerekecek.
Yunanistan, 2012’deki Genel Seçimler’den sonraYeni Demokrasi (ND) Partisi ve Antonis Samaras’ın önderliğinde yalpalaya yalpalaya 2014 Aralık’taki Cumhurbaşkanlığı Seçimine kadar geldi. Basit bir anlatımla 300 milletvekilinin bulunduğu Yunanistan Parlamentosu’nda Cumhurbaşkanı’nı seçebilmek için ilk turda 200, 2. ve 3. turda ise 180 vekilin oyu gerekiyordu. Yeni Demokrasi Partisi, aday gösterdiği Stavros Dimas için 3 turda da gerekli oyu toplayamadığı için Yunanistan mecburen erken seçime gitmek zorunda kaldı. Seçim 25 Ocak Pazar günü yapılacak.
Bu noktada bir parantez açmak gerekirse erken seçimler sonrasındaki Cumhurbaşkanlığı Seçiminde ilk turda 180, 2. turda ise hükümeti de kurmaya yetecek olan 151 oy gerekli. Parantezi kapattıktan sonra da attığım başlıkta neden muhtemel bir çoğul eki kullandığıma gelelim. Birazdan ele alacağım olası seçim sonuçları bize öyle gösteriyor ki, yapılacak erken seçimlerde bir hükümet kurulamama ve devamında seçimlerin yenilenmesi ihtimali var.
"Tatava yapma bas geç"
Yunanistan’ın en önemli anket şirketleri geçtiğimiz hafta üst üste tahminlerini yayınladılar. Aralarında çok ciddi farklar olmayan bu anketlerin en önemli ortak yanı ise SYRIZA’nın mutlak liderliği ve kararsızların en az yüzde14-15’lik bir dilimi oluşturduğu.
Bir anket niteliği taşımasa da gerçekten son dönemde Yunanistan’dan kiminle konuşsam kime oy vereceğine dair ciddi bir kararsızlık içerisinde. Yeni Demokrasi (ND) ve SYRIZA’nın kararsız çoğunluğun birçoğunu bizdeki “Tatava yapma, bas geç!” benzeri bir kampanya ile kendi tarafına çekmeye çalıştığı bir seçim öncesi yaşıyoruz.
SYRIZA ise PASOK ve ND’nin on yıllardır süren hegemonyasından yıpranan ve yenilik isteyen seçmeni tarafına çekmek için kendisini bu değişimi yapabilecek tek güçlü sol aktör olarak tanımlıyor.
Diğer yanda ND ise, olası SYRIZA iktidarının Yunanistan’a vereceği zararı seçmene anlatarak oylarını konsolide etmeye çalışıyor. Daha iyi anlaşılabilmesi için yine bizden bir örnekle bu durumu izah edebiliriz. AKP’li siyasetçilerin “CHP iktidar olursa maaşları bile ödeyemez” şeklindeki dönem dönem ortaya çıkan seçmeni korkutan söylemleri ND’nin SYRIZA’ya karşı kullandığı yöntemle oldukça paralel.
ND iktidarının AB ortakları
Başbakan Samaras’ın AB ve IMF ile üstü kapalı bir ortaklık içinde seçime girdiğini söylemek yanlış olmaz. Gerek Merkel’in gerek önde gelen Avrupalı siyasetçilerin Yunan halkını SYRIZA’ya karşı dikkatli olmaları yönündeki demeçlerinden Batı siyasetinin seçimlerde nasıl bir sonuç beklediği çok açık.
Kemer sıkma politikalarının ve yardım fonlarının sorunsuz akışı için ND iktidarı tek çıkış yolu gibi gözüküyor. SYRIZA ise ekonomik krizden sonra uygulanan bütün politikaları reddeden bir yaklaşım içerisinde ve iktidara geldikleri anda Yunanistan’a yeni bir reçete sunacaklarını taahhüt ediyor.
İki senaryo
SYRIZA lideri Alexis Tsipras, 2012’deki müthiş yükselişin ardından 2014’teki Avrupa Parlamentosu Seçimlerinde partisini ilk sıraya taşımayı başarmıştı ve anketler öyle gösteriyor ki SYRIZA bu seçimlerden yüzde 30 üzerinde bir oy ile ilk sırada çıkacak. Ancak Tsipras’ın (40), Yunanistan’ın en genç Başbakanı olabilmesi için önünde iki senaryo var:
1- Tek başına iktidar olmak. Bu da yüzde 38 civarı bir oya tekabül ediyor. (Yunanistan’da sandıktan birinci çıkan parti otomatikman 50 bonus milletvekilinin sahibi oluyor) Mevcut anketler SYRIZA’nın yüzde 38 almasının pek mümkün olmadığını söylese de yazının başında da bahsettiğim gibi kararsızların eğilimi bir sürprize sebep olabilir.
2- SYRIZA’nın koalisyon oluşturması. Her ne kadar SYRIZA’nın en az 140 milletvekili çıkartacağı öngörülse de 151’i bulmak çok kolay gözükmüyor. Yüzde 3 barajı geçmesi beklenen partilere kısaca göz atarak koalisyon ihtimalini analiz edebiliriz. SYRIZA’nın ND ile koalisyon kurması ihtimal dahilinde değil. Aynı şekilde ırkçı Altın Şafak ile de ittifak kurması mümkün değil. Komünist Parti (KKE) ise varoluş mottosu olarak zaten koalisyonlara karşı olduğu için hiçbir şekilde ittifaka yanaşmayacaktır. Geriye iki parti kalıyor. Potami ve PASOK. Papandreou geçtiğimiz günlerde baba yadigarı PASOK’tan ayrılarak KIDISO’yu kurdu ancak yüzde 3 barajını geçmesi oldukça zor gözüküyor. PASOK, yüzde 3-4 bandındaki oyuyla her ne kadar SYRIZA’ya koalisyon için son günlerde göz kırpsa da yeterli milletvekili çıkartamayabilir ve kilit rol oynayamayabilir. Bu durumda yüzde 5-7 arasında oy alması beklenen Potami’nin bu seçimlerdeki kilit parti olması daha olası gözüküyor. Her ne kadar Potami kurmayları açıkça belirtmeseler de, SYRIZA ile koalisyona topyekün karşı olmadıkları çok açık. Ancak bu noktada SYRIZA’nın takınacağı tutum da oldukça önemli. Tsipras, tek başına hükümet kuramadığı takdirde mutlaka diğer liderlerle formalite görüşmeleri yapacaktır ama SYRIZA’nın olmadığı bir koalisyonun kurulamayacağı bir sonuç ortaya çıkarsa ülkeyi tekrar seçimlere götürüp tek başına iktidar olma şansını deneyeceği bir kumar oynayabilir. Ancak bütün tahminler bıçak sırtı olduğu için hiç kimse bir sonraki hamlesini açık etmek istemiyor. SYRIZA, katı tutumuyla seçimlerin önünü açtı ve birçok vaatlerde bulundu. Tsipras da biliyor ki; SYRIZA koalisyon kurarsa bu vaatlerin gerçekleşmesi çok zor ve bu yüzden Tsipras’ın, yüzde 38’e yakın durduğu sürece ikinci seçime gitmesi en büyük olasılık.
Irkçı Altın Şafak
Bir önemli konu da Yunanistan’da son 2-3 yılda yükselen aşırı sağ. Charlie Hebdo saldırısının ardından herkesin gözü Avrupa’da yükselen İslamofobi’ye çevrildi. Bu konuda Yunanistan’da bayrağı taşıyan ırkçı Altın Şafak Partisi, Avrupa Parlemantosu (AP) Seçimlerinde Yunanistan’da 3. parti konumuna yükselmeyi başarmıştı. Lideri ve bazı milletvekilleri hapiste olmalarına karşın haklarında henüz kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığından ötürü tekrar aday olacaklar. Altın Şafak’ın böyle bir atmosferde oylarını daha da yükseltmesi beklenebilirdi ancak ND’nin merkezdeki ve sağdaki seçmeni SYRIZA tehlikesiyle korkutmasından ötürü Altın Şafak’ın bir miktar oyu da ND’ye kayacak gibi gözüküyor. Sanırsam aşırı derecede kutuplaşılan seçim sürecinin tek olumlu sonucu bu durum. Ayrıca Altın Şafak’ın mecliste olduğu iki yıl boyunca skandal boyutundaki her türlü şiddet eylemine ve siyasetçilerine veren medya da tavrını partiye karşı değiştirmiş durumda. Reklamın iyisi, kötüsü olmaz şeklinde bu sayede oldukça oy toplayan Altın Şafak, son dönemde medyada eskisi kadar yer bulamıyor. Rap şarkıcısı Pavlos Fissas’ın ölümünden sorumlu tutulan Altın Şafak’ın yöneticileri, bu süreçte hapse girmişlerdi ve bu noktadan sonra Altın Şafak ile ND arasındaki ipler gerildi. O güne değin birbirini zor durumda bırakmayan iki parti, bu cinayetin ardından Baltakos skandalının da ortaya çıkmasıyla iyice birbirinden uzaklaşmış oldu. Bu yüzden 1-1.5 yıl evvel ihtimal dahilinde gördüğüm ND-Altın Şafak koalisyonunun gerçekleşmesi de çok zor gözüküyor. Zira Altın Şafak’ın bazı yöneticilerinin ND kadrolarından geliyor olmalarına karşın Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sırasında ND’ye karşı aldıkları sert tutum aralarında esen soğuk rüzgarları ayyuka çıkarttı. Benzer çizgide olan aşırı milliyetçi LAOS partisi ise AP seçimlerinde yüzde 3’e yaklaşmış ve Genel Başkan Karatzaferis, “oyuna geri döndük” demişti fakat LAOS’un da oylarının bir kısmını ND bir kısmını da Altın Şafak ve ANEL’e kaptırdığı aşikar.
Bir diğer taraftan Bağımsız Yunanlılar (ANEL), zamanında ND’den kopup sağcı bir çizgi çizseler de, meclise yeniden ucu ucuna girmeleri halinde SYRIZA ile ittifaka sıcak baktıklarını Genel Başkan aracılığıyla birkaç kez belirttiler. Geçtiğimiz seçimlerde barajı geçmeyi başaran ve oy oranına göre sesi epey çıkan Demokratik Sol (DİMAR) eriyen oy oranını görüp Yeşiller (Prasinoi) ile ittifak yaptı. Ancak yine de yüzde 1 civarında bir oy alması ve denklemin dışında kalması bekleniyor.
SYRIZA iktidar olursa
Kısacası Yunanistan, sıralamasını bildiğimiz ancak ne gibi sonuçlara doğuracağını bilmediğimiz bir seçime gidiyor. Uzun yıllar boyunca Yunanistan’daki oyların yüzde 80-85’ini alan ND-PASOK ikilisinin geçen seçimlerdeki ortak oyları, yüzde 30-40’lara kadar düşmüştü. Bu seçimde bu geleneğin SYRIZA tarafından iyice kırılacağı ortada ancak ND taşradaki etkinliğini halen sürdürmekte. Gerçekten de SYRIZA, gerek Yunan gençliğinden gerek Avrupa’nın sol tandanslı aktivistlerinden büyük destek görüyor.
SYRIZA’nın iktidar olması mutlaka Yunanistan’da birçok şeyi değiştirecektir fakat bu değişimin olumlu mu olumsuz mu olacağını zaman ve SYRIZA yöneticilerinin ne kadar dirençli olacakları gösterecek. Tsipras’ın taze, genç kan olarak iktidara oynaması birçok kişi heyecanlandırsa da bu tecrübesiz kadronun böylesine kritik dönemde Yunanistan’a nasıl yön vereceği merak konusu. (EMB/HK)
Not: Düşünceleriyle yazıma katkı sağladığı için Dimostenis Yağcıoğlu’na teşekkür ederim.
Emre Metin Bilginer, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Programı'nda Türk-Yunan İlişkileri ve Yunanistan ekseninde Avrupa'da yükselen Aşırı-Sağ üzerine çalışıyor |