Bugün, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın 25 Kasım Uluslararası Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle televizyonda yayınlanmak üzere çektiği "Kadına Şiddete Karşı 3 Film"in "toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı" olduğuna karar verdiğini öğrendik.
RTÜK, Mor Çatı'ya gönderdiği yazıda engellemenin gerekçesini "toplumsal cinsiyet konusunda 'genellemeler' içermesi" olarak gösteriyor.
Mor Çatı gibi bir vakfın, kadına karşı şiddete yönelik farkındalık uyandırmak için "toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı" davranması inanılması güç bir durum.
RTÜK'ün kararını anlayabilmek için aradığımız sekiz erkek, bir kadından oluşan Üst Kurul üyelerine ulaşamıyoruz ama kadın bir görevliyle konuşuyoruz. Kişisel fikirlerini söyleyemese de, kurumsal görüşü aktarıyor:
"Yayın kuruluşları kamu yararına spot filmleri gönderen kuruluşlardan, sonradan bir sorun yaşamamak için filmlerin RTÜK yasasına uygun olduğuna dair bir belge istiyor. Karar, filmlerin kanallarda yayınlanmasına engel değil, hala yayınlanabilir. Bu sadece 'biz önermiyoruz' demek. Bizim bir yayını önceden denetlemek gibi bir yetkimiz yok."
RTÜK, bu kararın bağlayıcı olmadığının altını çizse de, böyle bir görüş bildiriminin yaptırımı olmasa da etkili olacağı şüphesiz.
Peki RTÜK filmi neden önermiyor? Çünkü, "spot filmlerde geçen 'erkekler ağlamaz, ağlatır' gibi ifadeler bütün erkekleri işin içine katıyor."
Cinsiyet eşitsizliği kadın aleyhine işliyor
2010'da 217 kadın, 2011'in ilk dokuz ayında 206 kadın kocaları, sevgilileri, eski kocaları, babaları, kardeşleri tarafından; sadece son beş ayda dokuz kadın koruma altındayken ya da koruma talebinde bulunduğu halde öldürülmüşken toplumsal cinsiyet eşitsizliği "erkek şiddeti öldürüyor" demek midir? Yoksa kadınların öldürülmeye devam etmesi mi?
Belki de RTÜK'ün bu kararları almadan önce gazeteleri daha dikkatli okuması, etrafında olup bitenden haberdar olması gerekiyor. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada erkeklerin değil, kadınların aleyhine işliyor.
"Erkeklik de 'kadına şiddet' gibi bir genelleme"
Mor Çatı gönüllüsü Ülfet Taylı, RTÜK'ün bu tavrıyla varolan eşitsizliklerin üzerini örttüğünü söylüyor. "Kadına şiddet" söylemiyle nasıl bir genelleme yapılıyorsa, buna karşılık da bir "erkeklik" kategorisi olduğunu belirtiyor:
"Toplumsal cinsiyet, her yere çekiştireceğimiz sakız gibi bir kavram haline getirilmeye çalışılıyor. Oysa bu kavram cinsiyet meselesine toplumsal olarak bakılması gerektiğine işaret eder. Böyle baktığımızda da toplumda kadınlarla erkekler arasında var olan eşitsizlikleri görürüz. RTÜK sanki bu eşitsizliklerin üzerini örtmeye çalışmış. Spotları 'toplumsal cinsiyet eşitliğine' aykırı bulmuşlar. Toplumda cinsiyet eşitliği varmış gibi...
"Artık toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve buna karşı mücadele, bütün uluslararası sözleşmelerde (AKP hükümetinin de imzaladıkları dahil) yer almakta. Kadına karşı şiddet tek tek münferit olaylar gibi değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden kaynaklanan bir sorun olarak ele alınmakta. Yani genelleme yapılmakta. Nasıl 'kadına şiddet' dediğinizde genelleme yapıyorsanız, bir 'kadın' kategorisi oluşturuyorsanız, bunun karşısında da tabi ki genel bir 'erkek' ve 'erkeklik' kategorisi var."
Mor Çatı'nın filmleri televizyonlarda gösterilecek mi, yayın kuruluşları RTÜK''ün "tavsiyesini" dikkate alacak mı henüz bilmiyoruz. Ama kadın örgütlerine mücadelelerinde destek olmak, erkek şiddetine dikkat çekmek için Kadına Şiddete Karşı 3 Film'i internetten izleyebilir, izletebilirsiniz. (ÇT)
* Mor Çatı'nın RTÜK kararına karşı yarın (14 Aralık) saat 10.30'da İstanbul TMMOB Makina Mühendisleri Odası Toplantı Salonu'nda bir basın açıklaması yapacak.
* Videoları izlemek için tıklayın.