İntihar bilindiği gibi toplumda yıkıcı ve genellikle uzun vadeli etkiye sahip karmaşık bir olgu.
İntiharların medyada temsil ediliş biçiminin toplumdaki intihar davranışını etkileyebileceğini ortaya koyan çok sayıda bilimsel çalışma var. Bazı bireyler ve gruplar, intihar düşüncesi yaşayan insanlar da dahil olmak üzere “intihar” etkisine karşı savunmasızlar.
Özellikle endişe verici olan, medyada gördüklerinden ve duyduklarından etkilenme olasılığı daha yüksek olan ve intihar haberlerinde orantısız bir şekilde yer alan gençler üzerine bıraktığı etki. Medyanın gereksiz bir biçimde intihar davranışına odaklanması taklit intiharı arttırma riski taşıyor.
Diğer yandan, COVID-19 ile ilgili ölümlerin artmasının yanı sıra, pandeminin sosyal izolasyon, işsizlik ve finansal sorunlar da dahil olmak üzere intihar oranlarının artabileceği konusunda endişeler de var. Ancak halihazırda yapılan araştırmalarda henüz intihar davranışı ve COVID-19 arasında bir doğrusal ilişki yok.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve çeşitli kuruluşlar, intihar haberleri için medyaya birtakım öneriler geliştirdiler; doğru, olgusal, adil, kanıta dayalı ve sansasyonel olmayan haberlerin özellikle intihar konusunda büyük öneme sahip olduğunun altını çiziyorlar.
DSÖ ve bu kuruluşlar, medyanın, intihar düşüncesi ve zor koşullar ile nasıl başa çıkılacağına ve intiharın önlenmesi konusunda neler yapılabileceğine dair çözüm önerilerinin sunulmasına aracılık edebileceğini, ayrıca haberlerde intiharın küresel doğası hakkında -küresel bir halk endişesi olduğu yönünde- bir açıklama da eklenmesinin yararlı olacağını vurguluyorlar.
Ayrıca şu öneriler de yer alıyor:
Gazetecinin haberi yaparken bazı soruları kendine sorması lazım:
1- İntihardan etkilenen kesime verilecek zararı asgariye indirdim mi?
2- Gereksiz ayrıntı ve intihar yöntemini aktarmadan gerçeği yansıtabildim mi?
3- Haberin dili ve tonlamasını dikkatlice kullanabildim mi?
4- Haberde zararlı içerik, yaftalama ve kalıp yargılardan imtina ettim mi?
Eğer bu sorulara verilen yanıt evet ise zaten etik habercilik yapılmış demektir.
Sosyal medya intihar konusunda çok fazla araştırılmış bir alan olmamasına rağmen, internet sitelerinin intihar konusunda sık başvurulan bir bilgi kaynağı olduğunu ve tartışma forumlarının intihar düşüncesindeki artışlarla ilişkili olduğunu ortaya koyan araştırmalar var.
Özellikle endişe verici olan, medyada gördüklerinden ve duyduklarından etkilenme olasılığı daha yüksek olan ve intihar haberlerinde orantısız bir şekilde yer alan gençler üzerindeki etki. Medyanın gereksiz bir biçimde intihar davranışına odaklanması taklit intihar riskini arttırma olasılığı taşıyor.
Pandeminin yarattığı ruh sağlığı sorunları tartışılırken intihar riski ile ilişkilendirilmesinden kaçınılmalı. Böylesine yapılan bir damgalama insanları yardım istemekten vazgeçirebilir. Bu alanda bir dengenin kurulması her ne kadar kolay olmasa da medya intiharla nasıl başa çıkılacağını, intiharın önlenebileceğinin altını çizebilir.
Medyada yer alan intihar haberleri özellikle de umut ve iyileşme hikayelerine odaklanarak, daha yüksek risk altındaki bireyler arasında intiharı önlemeye yardımcı olabilir.
(YGİ/NÖ)
Kaynaklar:
Gould Madelyn S, Greenberg Ted, Velting Drew M, Shaffer David , “Youth suicide risk and preventive interventions: a review of the past 10 years” Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 2003 April; 42(4):386-405.
Dunlop Sally, More Elian, Romer Daniel, “Where do youth learn about suicides on the Internet, and what influence does this have on suicidal ideation?”, Journal of Child Psychology and Psychiatry, 2011 Oct;52 (10):1073
https://www.thelancet.com/action/showPdf?pii=S2215-0366%2820%2930484-3