Yeni Türkü'ye dair o kadar söylenecek söz var ki, hangi birinden başlamalı... Dolu dolu bir 33 sene, unutulmaz şarkılar, konserler ve bu şarabi eşkıyalar onca yıldır hayatımızda varlar, iyi ki.
Yeni Türkü müptelalarından olduğumdan yaptıkları her çalışmayı merakla beklerim ama bu sefer çok uzun ara verdiler, biz nasıl olsa bekliyorduk, denizlere çıkacaktı sokaklar. Yeni Türkü her dem yeni kalmayı becerebiliyor bir şekilde. Buğdayın Türküsü ile başlayan serüven, yılmadan devam ediyor. 33 senede çok şey yaşandı, grup dağıldı, toplandı, taze kan geldi, gitti ama Yeni Türkü adı hep yaşadı.
Buğdayın Türküsü'nün toplatılmasının ardından grup birbirinden değerli çalışmalara imza attı ve üç kuşağı etkilemeyi başardı ve sanırım devam da edecek. Derya Köroğlu bence inatçı olmasaydı, belki de Yeni Türkü'den söz edemeyecektik, elbette tek başına Köroğlu'nu söylemek grubun müzikal geçmişine haksızlık olur ancak yine de onun dinamoluk durumu grubu bugünlere getirdi. "Yeni"den sonra uzun zamandır albüm yapmayan grup, nihayet "Şimdi ve Sonra" ile ses verdi, 10 şarkıyla arz-ı endam etti.
Şarkılar bence uzun zaman ara vermişliğin deminde, gayet başarılı yorumlanmış. Sosyal medyada iyi olduğuna dair yorumları okuyunca da sevinmiştim, nihayet dinleyebildiğimde de, yanılmadığım(ız) için çok sevindim.
Bu albümün en güzel taraflarından biri öncelikle mükemmel kapak tasarımı, Koray Doryan'ın elinden çıkan bu kapak ilk defa alışageldiğimiz Yeni Türkü kaligrafisinden farklı olarak göze çarpıyor, iç tasarımının da aynı güzellikte olduğu albüm klasik Yeni Türkü tadını taşıyan şarkılardan mürekkep.
Sözleri Turgay Fişekçi'ye ait Eyvallah'la başlıyor macera. Sonra Cengiz Onural&Derya Köroğlu ortak yapımı Böyle Gitmez (Olmasa Mektubun havasında bir şarkı ve mükemmel bir yorum), sözü ve bestesi Derya Köroğlu'na ait İmkânsız, Yılmaz Erdoğan'ın Ankara şiirinden bestelenen Şimdi ve Sonra ki bu şarkıda Gülay eşlik ediyor (buz tutardı resmi yalanlar gibi mükemmel sözleri var şarkının). Ayrıca orijinal sözleri Manolis Pasolis'e ait, sözleri Cengiz Onural tarafından yazılmış bestesi de Manos Loizos'a ait Sevda Var mıdır Yoksa? (ki bu şarkıyı Gülay daha evvel aynı başarıyla yorumlamıştı), klasik Yeni Türkü introsunu tam anlamıyla yansıtan Sevgi Özleyendir, sözü ve müziği Ümmüşen'e ait Sezenler Olmuş, sözleri Meral Özbek'e ait Nilüfer, enstrümantal 2 orta 1 sade ve Can Yücel'in şiirinden bestelenen Nefes'le Yeni Türkü'nün son armağanı, umarız arayı fazlayı uzatmadan yenisini yaparlar umuduyla tamamlanıyor.
Uzun bir yolculuğun sonu
1977'de temelleri Selim Atakan, Zerrin Atakan ve Derya Köroğlu tarafından atılan Yeni Türkü, bugüne kadar Buğdayın Türküsü başta olmak üzere birçok başarılı albüme imza attı. Atıf Yılmaz ve Şerif Gören'in filmlerine müzik hazırlayıp, ödül alan grubun ilk albümü Buğdayın Türküsü 1979'da yayınlandı ancak 12 Eylül nedeniyle albüm ortadan kayboldu. Bu albümün yeniden basılacağını da hatırlatalım.
1983'te yeniden albüm çalışması yapan grup Akdeniz Akdeniz'i yaptı, 1984'te Çekirdek Sanat Evi'nden bir resital albüm yayınladılar ki, o da maalesef piyasada yok, umarım o da olur bir gün. Ardından sırasıyla Günebakan, Dünyanın Kapıları, Yeşilmişik, Vira Vira, Rumeli Konseri albümü, Aşk Yeniden, Külhani Şarkılar, Süper Baba soundtrack , Her Dem Yeni, Derya Köroğlu'nun Musikarium, Yeni'den sonra hemen hemen tüm külliyat DMC etiketiyle Koleksiyon adı altında yayınlandı. Şimdi ve Sonra da grubun derleme ve toplamaları saymazsak onuncu albümü. Ama grup o kadar çok dağıldı ve birleşti ki, bu çalkantılar içinde bu denli iyi albümler çıkarabilmek de büyük başarıydı, Yeni Türkü'yü diri tutan da buydu sanırım.
Siz, en iyisi Şimdi ve Sonra'yı bir an evvel edinin ve 1979'dan beri bizi yanıltmayan Yeni Türkü'nün eski ve yeni tüm bileşenlerine bir selam gönderin... (UB/ÇT)
* Şimdi ve Sonra/Yeni Türkü/DMC