Irak'taki rejimin aktörlerinin saldırganlarla bir uzlaşma noktası bulması için neden ve gerekçe bulunmadığından dolayı rejim saf dışı edilecek. Ve onun yerine uydu bir aktörler gurubu tayin edilerek bölgede yıllar sürecek ve tüm ülkeleri ve milletleri etkileyecek sancılı bir kaos süreci yaşanacak. Yeni dönem işbirlikçiliğine ağzından salyalar akıtarak ve kuyruk sallayarak heves edenlerin sayısı da emperyalistleri memnun edecek çoklukta.
Powell'ın ziyareti savaş yandaşlarını memnun etti
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın son Türkiye ziyareti treni kaçırdık naralarıyla Onlar ki,barışı ve insanlığın en yüce değerlerini savunanları sahtekarlıkla ve hatta ihanetle suçlayacak kadar gemi azıya almış insan müsveddeleri olarak şimdi yeni döneme ilişkin senaryolar üretip yaymaya çalışıyorlar.
İçin için de sevgili asıl memleketleri ABD ve Britanya ile komşu olmaktan gurur duyuyorlar. Bunlara göre Araplar bizim düşmanımızdır, Amerika kadim dostumuz. Batı uygarlık demektir, Arap çölleri barbarlık. Araplar zaten birbirlerini öldürmeden durmazlar, kendi kendilerini yönetemezler, Saddam diktatördür. O halde uygar batı barbar millete dersini vermeli ve beceremediği özgürlüğü armağan etmelidir. Türkiye de bu tarihi özgürlük hareketinde hak ettiği yeri almalıdır. Tıpkı Filistin'de olduğu gibi.
Bu yüzdendir ki yıllardır dillerinden vatan,milleti düşürmezler, hele de iş Müslüman olmaya geldi mi bayrağı kimseye kaptırmazlar. Ama Filistin söz konusu olunca İsrail damarları ağır basar. Kendilerini Ortadoğu'daki küçük Amerika'ya bağımlı hissederler. Toplumumuzun duyarlılıklarını bildikleri için normal zamanlarda sinsice hareket ederler.
Uşak ruhu nasıl ortaya çıktı?
Tezkerelerin kısmen de olsa Meclisten istedikleri gibi geçmemesi ve sıcak savaşın patlak vermesiyle maskelerini hışımla kenara fırlattılar. İçlerindeki bütün gizli kin ve nefreti ve insanlık dışı uşaklık ruhunu orta yere döktüler.
Barışı savunanları hain olmakla suçladılar. Hatta işgal güçlerinin savaş stratejisini bile eleştirecek ve yetersiz bulacak kadar ileri gittiler. İşgalci güçlere askeri akıl hocalığından bile geri durmadılar. Bir parça kemik için dalaşan güçlü kuvvetli itlerin kavgasından bir kemik parçası da benim payıma düşer mi diye kenarda kavgayı dikkatle izleyen sümsük sokak köpeği gibi. Bu ruha sahip olanlar Kurtuluş Savaşımızda da Amerikan mandasını savundular. Genlerinde mandacılık ve güce tapınma yer almaktadır.
Barış eylemcilerini ve insanlığı savunanlar mı hain, bunlar mı, tarihin şaşmaz terazisi göstermiştir, gösterecektir. Sıcak savaşın bilançosu çıktığında tomar tomar kağıt kaplayan bu vahşi bilançoyu suratlarına çarpıp "emperyalizm uşağı yüreğiniz soğudu mu!" demek gerek ama onların yağ bağlayan yürekleri öyle kolay soğumaz. Daha fazla kan daha fazla gözyaşı gerek onlara!
Bu savaş hiçbir savaşa benzemeyecek! Ve bu savaş asla onların ve efendilerinin zaferiyle sonuçlanmayacak.
İnsanlık ve dünya halkları savaş suçlularını sanık sandalyesine oturttuğunda , onların işbirlikçi kölelerini de suça iştirak etmekten yargılamalıdır.(NK/BB)