Milli Reasürans Sanat Galerisi, İsveç Uppsala Üniversitesi işbirliğinde ve İsveç Konsolosluğu'nun katkılarıyla hazırlanan Milas/Labraunda antik kenti ve Çomakdağ yöresinin özgün köy evleri isimli bir kitabı daha okurların beğenisine sundu.
Galeri, daha önce de Türkiye'de Kentsel ve Kırsal Mimari projesi kapsamında "Doğu Karadeniz'de Kırsal Mimari" ve "Kuzeydoğu Anadolu'da Mimari" isimli iki kitabı okurlarla buluşturmuştu.
"Türkiye'de Kentsel ve Kırsal Mimari" projesinin üçüncü kitabı olarak hazırlanan kitapta Ali Konyalı fotoğrafları ile "Mylasa Labraunda / Milas Çomakdağ" Güneybatı Ege'de Arkeoloji, Tarih ve Kırsal Mimari örnekleri yer alıyor.
Çomakdağ bölgesinin arkeolojik bölge olarak bugünlerde bilinmesinin tarihsel hikâyesi şöyle:
"1948 yılında İsveç Uppsala Üniversitesi'nden Prof. Axel W. Persson'un Tunç Çağı'na ait arkeolojik kalıntılar bulmak ümidiyle Milas'a gelir. Prof. Persson'un yolu Milas'ın kuzey doğusundaki dağlara doğru düşer.
Buralarda yaptığı araştırmalarda Tunç Çağı'na ait bir bulguya rastlamaz. Ancak yaklaşık 1600 yıldır uykuda olan, büyüleyici ve tüm Karia'nın "kutsal" kenti Labraunda'yı bulur.
Onlar Labraunda'nın yakınında Çomakdağ yöresinin eski sakinleriydi. Yüzyıllarca kendi dünyalarında, doğanın onlara sağladığı olanaklarla yaşamışlardı. 1950'lerde kabuklarından çıktılar ve Milas'ta daha çok görünmeye başladılar.
Çomakdağ Türkmenlerinin bu olağanüstü coğrafyada yarattığı özgün taş evler, ahşap süslemeler, geleneksel yaşamları ve çiçekli kadınları ilgi çekti. Onlar günümüzde, olanaksızlıklara ve zorluklara karşın binlerce yıldır sürdürmeyi başardıkları yaşam tarzlarını ve çevrelerini korumaya çalışıyorlar."
Kültürel sürekliliğe dikkat çekildi
Proje kapsamında yayınlanan kitap daha önce hakkında çok sayıda yayın yapılan ve Ege Yayınları tarafından bir gezi kılavuzu hazırlanan Labraunda hakkında ilk kapsamlı kitap niteliğini taşıyor.
Kitapta, İsveç Uppsala Üniversitesi kazı ekibi başkanı Prof. Lars Karlsson, ekipten Olivier Henry ve Jesper Blid ile Prof. Fede Berti (Iasos kazısı başkanı), Prof. Peter Rugendorfer (Alinda araştırma ekibi başkanı) ve Dr. Abdulkadir Baran (Muğla Üniversitesi) değerlendirmeleri yer alıyor.
Kitabın ikinci bölümünde Çomakdağ'ın Kızılağaç, Ketendere, İkiztaş, Sarıkaya-Gökseki köylerindeki yerleşim, sosyal tarih ve mimari değerlendiriliyor. Projenin koordinatörü Amelie Edgü kitabın kapsamını şöyle sunuyor:
"Anadolu'da Mimari başlıklı belgeleme ve tanıtım projemizin üçüncüsü olan bu çalışma Güney Ege'de Milas ve yöresinde Labraunda ve Çomakdağ'daki arkeolojik, tarihi ve kırsal mimarinin belgelemesi ve tanıtımını kapsıyor.
Kuşkusuz bölge tarihi ve sosyal özellikleriyle de ele alınıyor. Labraunda'nın geçmişi Karia, Roma, Bizans dönemlerini kapsıyor. Burada çalışan İsveç kazı ekibi de çalışmalarını Bizans ile sınırlandırıyordu. Ancak Labraunda'da hayat daha sonra da devam ediyor; yakındaki köylüler burasını yayla olarak kullanıyorlar ve adına da Kocayayla diyorlar.
Aynı zamanda Labraunda'nın yakınındaki Çomakdağ köyleri özgün karakterlere sahip. Özellikle, kırsal mimari bakımından, dağların üst kesimlerinde son derece kısıtlı olanaklarla ve Labraunda'daki duvar tekniği ile yaptıkları evler ve süslemeleri Milas'taki evlerle bile karşılaştırılamayacak derecede benzersiz özellikte.
Bu kültür dışarıdan gelmiyor, Bafa'dan Çine'ye kadar bütün bölgede dağlık yörelerde ortaya çıkıyor; ancak Çomakdağ ana özellikler olarak onlara benzemekle birlikte çok farklı. Biz bu proje ile bölgedeki sürekliliğe dikkati çekmek istedik." (UB/BB)