Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç diyor ki; “Hükümet olarak şu anda gündemimizde anadili ile eğitim diye bir çalışma yok.”
İtiraf edeyim ki Sayın Arınç da, Başbakan da, Hükümet de bilsin ki; hazır milyonlarca genç yeni bir eğitim, öğretim yılına başlıyorken biz Kürtlerin gündemimizde anadilinde eğitim ve öğretim var. Hep var idi. Var. Çözülünceye kadar da, var olacak.
Siz!
Evet, evet sizler!
İktidar sahipleri, muktedirler olarak, istediğiniz kadar muktedir olmanın siyasal karar mekanizmalarını kullanarak anadili ile eğitim meselesi gündemimizde yok, deyin.
Siz yok dedikçe biz ne pahasına olursa olsun anadilinde eğitimi savunacak, er ya da geç hayata geçmesi için bütün çabamızı ve gücümüzü kullanacağız.
Hâla, diyorsunuz ki; Kürtlerin yeterli entelektüel birikimleri var mı?
Hâla Kürtler teknik olarak bu işin üstesinden gelebilecek beceriye sahipler mi, diye manasız suallerle durgun suyu bulandırmaya, kafaları karıştırmaya çabalıyorsunuz.
Bırakınız artık bu safsataları.
Kürt, iktidara talip, tahtınızı sallıyor, gece uykularınızı haram etmiş. Kürt karabasanları ile kan ter içinde yataklarınızdan fırlıyorsunuz epeydir.
Neden hayatı hem kendinize, hem de başkalarına zindan etmeye bunca çaba gösteriyorsunuz.
Demiri tersine bükmek sizin boyunuzu aşar.
Bırakın insanlar kendi anadillerinde dertlerini de anlatsınlar. İşlerini de görsünler, okullarını da okusunlar. Ne kaybedersiniz.
Dün İMC TV’de ayağında şalvarı ile programa davet edilmiş, yaşı kemale ermiş biri konuşuyordu. Türkçesi yetersizdi, Kürtçe konuşuyordu ve çeviriyorlardı. “Ana dilimde, Kürtçe eğitim yapılsın diye dilekçe verdim, beni hapse attılar” diyordu.
Bu ayıbın hâla sürmesinden mi yanasınız.
Vazgeçin…
Ayıp da ısrar etmek kapkara bir leke gibi alnınızın ortasına yamanır. Toplum içine, dünya yüzüne çıkacak yüzünüz olmaz.
Kürde ve diline düşman olmak; olsa, olsa giderek sizi dünyada yalnızlaştırır.
Bakın Kürdün dünyada dostları giderek çoğalıyor. Sizse yanlış politikalarınızla giderek yalnızlaşıyorsunuz. Önce komşularınızı kaybettiniz. Şimdi dünyada yalnızlaşıyorsunuz. Bilmem farkında mısınız?
Kürtler, yani bizler; kendi kurumsal örgütlü altyapılarımızla anadilimizde eğitim yapabilmenin siyasetini de teknik altyapısını da yıllardır paylaşıyoruz. Kısmi örnekleri de her daim kamuoyunun ilgisine sunuluyor.
Kurdî-Der’ler, Eğitim-Sen’ler yoğun olarak bu erdemli çabanın savaşçıları olarak mücadele içindeler.
Doksan yıllık tekçi, Türkçü, inkârcı resmi tezlere dayalı devlet politikanız artık iflas etti, farkında mısınız?
29 harfinde ısrar ettiğiniz Türkçe alfabe artık meseleleri paylaşmakta kifayetsiz kalıyor. Bu sebeple ben dâhil Türkçe yazan birçok kalem erbabı, Latin alfabesinin Kürtçe alfabede de tercih sebebi olan q, x, w ve dahi i’nin, e’nin şapkalı karakterlerini meram anlatmada kullanır olduk / oldular.
Gömlek dar geliyor, dikiş yerlerinden patlıyor ey muktedir aklın başında mı?
Toprak ayaklarının altından hızla kayıyor, uçurumun kenarındasın. Kendine gel, şarkının sözlerindeki gibi; sana dil verildiyse yık da harap et mi denildi.
Anadili ve anadilinde eğitim öğretim meselesi artık Kürdün siyasal meselesidir. Eğitim-Sen’i, Kurdî-Der’i, Kürdün kültür kurumları, belediyeleri bu işin örgütlü ve talepkâr sıra neferleridir.
Ve elbette böylesine siyasal bir varoluş meselesi için gerekirse ölünür. Ama biz Kürtler anadilimizle eğitim için ölmek değil, yaşamak istiyoruz, yaşamak için ısrar ediyoruz haberiniz ola… (ŞD/EKN)