Geçtiğimiz günlerde, bir arkadaşımın doğum günü kutlamasına katıldım. Ukrayna’da 60. doğum günü çok özel bir anlam taşıyor; çünkü 18-60 yaş arası erkeklerin yurt dışına çıkışları yasak ve bu yaş grubundaki kişiler orduya alınmak için uygun görülüyor. Arkadaşım da bu durumun farkında olmalı ki 60. yaş kutlamasına büyük önem vermişti. Kendisi Zaporijya’daki en büyük demir çelik fabrikasında uzun yıllardır işçi olarak çalışıyor. Yakın arkadaşlarının da desteğiyle kutlama için hiçbir maddi harcamadan kaçınmamıştı. Doğum günleri Ukrayna’da bir başka kutlanır. bu günlere özel bir anlam yüklenir.
İçinde saunanın da bulunduğu, bir gece kalınacak ve mangal partisi yapılacak iki bina kiralanmıştı. Kutlamanın başlaması yiyeceklerin, mangalların hazırlanması, büyükçe bir masanın hazırlanmasını içeriyordu. Bütün bu süreçler geçildi. Sıra masanın başına geçip artık onca emekle hazırlanan yiyecek ve içeceklerin tüketilmesine geldi. Herkes masanın etrafına oturmuş durumdaydı. Arkadaş için özel dileklerin söylenmesi eşliğinde onun için kadehler kalkıp inmeye başlamıştı. Tam bu sırada, kiralık binaların yakınındaki bir sarhoşun, kaldığı binayı karıştırarak bizim binaya dalma girişiminde bulunmasıyla ortalık hareketlendi. Sonuçta o binada bize ait kıymetli eşyalar bulunuyordu. Neyse ki arkadaşları, bu kişiyi alıp götürdü. Bizim masa da neredeyse eski haline dönmeye başlamıştı.
Aradan yarım saat geçti geçmedi, sarhoş arkadaşını alıp götüren yabancı kişi bizim olduğumuz masaya geldi. Yaklaşık 30-35 yaşlarında, uzun boylu biriydi ve elinde üç kartvizit vardı. Onları masanın başında oturanlara uzattı ve yaşanan tatsız olay için özür dilemek istediğini söyledi. Bu incelik karşısında, masadakilerin yağları erimiş olmalı ki onu masaya davet ettiler. Kalan etlerinden ve de pastalardan ikram etmeye başladılar. Ben de masamızı denklendiren hatta biraz daha şenlendiren vatandaşı dikkatli bir şekilde izliyordum. Hatta bu tarihi anı kalıcılaştırmak için fotoğraf bile çektim. Aradan birkaç dakika geçti geçmedi onunla konuşanların yüzlerinde birden gerilim oluşmaya başladı. Doğum günü kutlamasını yaptığımız arkadaş yaşanan gerilime dayanamamış olmalı ki masadan kalkıp birden uzaklaştı. Masaya adeta bir bomba düşmüştü. Herkeste anlaşılmaz bir heyecan ve hareketlilik oldu. Sonuçta kendi dilim olmayan bir dil ile olan biteni anlamaya çalışıyordum.
Doğum gününü kutladığımız arkadaş masaya döndü ve adama “doğum günümün içine ettin” manasında bir şeyler söyledi. Aha dedim, bu adama saldıracak. Olay bir üst aşamaya tırmanıyordu. Arkadaşın gelini, kadınlığın verdiği kıvrak zekalılıkla olayın içine daldı. Yabancı adamı kendisine karşı gelişen şiddetten de korumak için kollarından tuttu ve ona ikram edilen tabakla birlikte masadan kaldırmayı başardı. Adam zor bela kalktı ve kalkması ile birlikte “Slava Ukrayna” (Yaşasın Ukrayna) sloganı atmaya başladı. Bilmeyenler için yazayım, bu slogan özellikle Ukrayna milliyetçileri tarafından sıkça kullanılır.
Her neyse, adam bir biçimde arkadaşın gelini tarafından uzaklaştırıldı. Bana ise olan bitenin ayrıntısını anlamak kaldı. Tartışmalardan, adamın bizden para ya da yardım istemiş olabileceğini tahmin etmiştim. Onunla en fazla konuşan arkadaşa adamın ne istediğini sordum. O da adamın bizden beş bin dolar istediğini söyledi. Güler misin, ağlar mısın? Tanımadığın birisi geliyor ve senden, bizim gibi insanlar için ciddi bir miktar olan beş bin dolar istiyor. Masadan kalkarken adamın, Ukrayna ordusunda görevli olduğunu söylediğini anlamıştım ve yanlış anlamamıştım. Arkadaşa, “Sizi Rus roketlerinden koruyoruz, bize beş bin dolar vermeniz lazım” demişti.
Bir süre sonra arkadaşın gelini, görevini başarıyla yerine getirmenin kıvancıyla ama gergin bir şekilde masaya döndü. Ancak o saatten sonra masa eski haline dönmedi. Adam adeta arkadaşın kutlamasını sabote etmek için özel görevlendirilmişti. Olan biteni anlamakta zorlanan arkadaşlar geceyi gergin tartışmalar ve endişeler içinde geçirdi. Gecenin ilerleyen saatlerinde iki kez şehirde siren çaldı. Bütün gece yaşanan gerilim ve de odaya dalan sivrisinekler ile hemen hemen hiç uyuyamadım. Diğerlerinin de benden farkının olmadığını biliyorum.
Öğleye doğru yaşadığımız köye geri döndüğümüzde şiddetli patlamalar ile ‘selamlandık’. Önceki gün Zaporijya’da geniş çaplı bir saldırı olmuştu ve çok sayıda yaralı vardı. Roketin isabet ettiği binanın görüntülerini izlerken sadece yaralıların olmasına inanmak çok zor. Artık Zaporijya ve yaşadığım köy daha yoğun bir saldırı altında. Bize çok da uzak olmayan Ukrayna güçlerinin denetimindeki Vuhledar’a Rus güçlerinin girdiği kabul ediliyor ve sanırım şehir düşmek üzere. Zaporijya’ya yönelik büyük bir saldırı için Rusya’nın güç topladığına dair haberler okuyorum.
Yoğunlaşan saldırıların sonucunu bekliyoruz. Herkes bu savaşın çıkmaza girdiğinin farkında. Her şeye rağmen, sözünü ettiğim gecede yan masada gecenin bir yarısında Ukrayna oyun havaları eşliğinde gencecik bir grup kızın çılgın gibi eğlenmeye çalıştıklarını izledim. Yani tüm bu savaş ortamına karşın hayat kendi bildiği yoldan devam ediyor. Birileri alın teri, emek kavramını unutmuş olmalı ki sanki sakız parası ister gibi hala birkaç kez rakamı doğrulatmama karşın beş bin dolar para isteyebiliyor. Savaş birileri tarafından çok sevilmiş olmalı. İyi bir geçim ve soygun ortamı yaratmış ve birileri de buna inanmış olmalı…
(İD/VC)