Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Brüksel'de 7 Mart günü Türkiye'yle mülteci krizini çözmek için yapılan zirveden çıkan ve 18 Mart’ta görüşülmeye devam edilecek öneriler Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinden farklı yorumlar geliyor.
Tartışmalar Türkiye'ye çok fazla taviz verildiği noktasında kilitleniyor. Türkiye'nin önerilerinin ayrıntıları üzerinde çalışılacağı mesajları sonrası vize serbestisini öğrenciler ve iş insanlarıyla sınırlamak ya da bire bir değişimde Yunanistan'dan geri gönderilecek mültecilerin yerine sadece eğitimli mültecileri geri almak gibi daha az "tavizkar" öneriler ortaya atılıyor.
Mülteci krizini çözme konusunda Almanya, konuyu Türkiye'de "çözüme" kavuşturma yanlısı. Balkan ülkeleri sınırları kapatarak çözümü bulacaklarını düşünüyor. Yunanistan ise yeni mültecilerin gelmesi sonrası daha da zor durumda. Fransa ise Türkiyelilerin de Avrupa'ya gitmeye başlamasından endişeli.
Fransa vize serbestisine karşı
Türkiye'nin talepleri1- Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanmasını 1 Haziran'dan erkene çekelim. AB de Türk vatandaşlarına vize serbestisini 1 Haziran'a çeksin. 2- 2018 sonuna kadar mevcut 3 milyar euro'luk kaynağa ek 3 milyar euro'luk kaynak daha oluşturulsun. 3- Türkiye'nin geri alacağı her mülteciye karşı, AB de bir mülteci alsın. 4- Yunan adaları mültecilerden arındırılsın. 5- Müzakere süreci hızlansın. 6- Geri kabul sürecinin masrafları AB tarafından karşılansın. |
Fransa'da eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Le Monde'a verdiği röportajda Türkiye için vize serbestliğine kesinkes olarak karşı çıktı. Sarkozy, Fransa’nın Türkiye’ye uygulanması tartışılan vize serbestliği hakkında artık gelenekselleşen tavrının sözcüsü sayılabilir. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande Ekim 2015’de yapılan AB Liderler zirvesinde, Türkiye’nin mülteci krizini çözme konusunda yardım etmesi karşılığında vize serbestisi verilmesine kesin dille karşı çıkmıştı.
Hollande 8 Mart günü yaptığı açıklamada daha net konuştu “Türkiye vatandaşlarının Schengen Bölgesi’ne vizesiz girebilmesi için 72 kriterin yerine getirilmesi gerekiyor”. Hollande’ın açıklaması oldukça sertti Türkiye’nin söz konusu 72 kriterden sadece 19’unu hali hazırda yerine getirdiğini, kalan kriterlerin büyük bölümünde de ilerleme kaydettiğinden haberdar olmadığını söyledi.
Almanya’dan iki ses
Almanya mülteci krizinin çözümünde Türkiye ile en yakın duran ülke konumunda. Ama ülke içinde siyasetçiler iki bölünmüş durumda.
Başbakan Angela Merkel, Balkan ülkelerinden geçen iltica güzergâhı üzerindeki sınırların kapatılmasını eleştirdi.
Avusturya sınır kapatılmasından memnun
Avusturya İçişleri Bakanı Mikl-Leithner, AB İçişleri Bakanları Konseyi'nin mülteci kriziyle ilgili toplantısından önce yaptığı açıklamada, "Balkan rotası"nın kapalı kalacağını” söylemişti.
Mikl-Leitner’e göre Balkan rotası sürekli olarak kapalı kalması, Avrupa’nın “kontrolsüz mülteci akınına” izin vermeyeceğine yönelik bir mesaj. Ve bu mesaj da Türkiye'den Yunanistan yönündeki göç baskısını azaltacak.
Macaristan da Avusturya gibi davranıyor: Macaristan hükümeti, Avrupa'nın batısına ulaşabilmek için söz konusu ülkelerden geçmekte olan mültecileri durdurmak amacıyla güvenlik birimlerinin takviye edilmesini kararlaştırdı.
Merkel’in yanıtı
Merkel bu düşünceye karşı çıkıyor. Dün MDR Radyosu’na verdiği röportajda Avrupa Birliği'nin 28 ülkesinin de yararına olacak bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi. Balkan ülkelerinin sınırlarını kapatmasının Almanya’ya gelen mülteci sayısını azalttığını söylüyor; ancak Yunanistan'daki durumun daha da ağırlaştığının altını çiziyor.
Tsipras Balkan ülkelerine tepkili
Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Balkan ülkelerinin sınırlarını mültecilere kapatmasını sert bir dille eleştirdi: “Böyle devam ederse, Avrupa'nın geleceği olmaz”. Tsipras Balkan rotasının tek taraflı kararlarla kapatıldığını vurgulayan Yunanistan Başbakanı Konsey Başkanı Tusk'tan, kararları göz ardı eden ülkeleri cesaretlendirmek yerine AB kararlarının uygulanmasıyla ilgilenmesini beklediğini açıkladı.
Rakamlar Merkel’i doğruluyor
Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan ve Makedonya'nın sınırlarını mültecilere kapatmasından sonra Yunanistan'da mahsur kalan mültecilerin sayısı 35 bine yükseldi.
Merkel’e göre sınırları kapatmak geçici bir çözüm. Türkiye ile anlaşmaya varmanın yolları aranmalı.
Röportajda verdiği mesajlardan anlaşılana göre Türkiye’nin masaya getirdiği talepler olduğu gibi kabul edilmeyecek ve ayrıntıları üzerinde çalışılacak. Yani 18 Mart’tan bir karar çıkması çok olası görünmüyor.
Koordinatörden Merkel’e destek
Ancak görünen o ki Almanya’daki hükümetin çözüm için şu an tek seçeneği masadan bir şekilde Türkiye ile anlaşarak kalkmak. Almanya Başbakanlık Dairesi Başkanı ve Mülteci Politikaları Koordinatörü Peter Altmaier Die Welt gazetesine dün yaptığı “Türkiye mülteci krizinde Avrupa'daki bazı ülkelerden daha Avrupalı davrandı” dedi.
Altmaier’a göre bire bir değişim olarak tarif edilen model insani bir çözüm: “İnsan kaçakçısına para ödeyen mülteci iki gün sonra kendini yeniden Türkiye'de bulacağını ve parasının uçup gideceğini bilmeli. Bu anlaşmanın kararlı bir şekilde uygulanmasıyla mülteci akını derhal ve kalıcı bir şekilde sona erecektir”.
Almanya’da seçim, Merkel’in imtihanı
Tüm bunlar aslında seçimlerin gölgesinde oluyor.13 Mart Pazar günü Baden-Württemberg, Rheinland-Pfalz ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinde seçimleri yapılacak. Tabii seçim propagandalarının baş konusu zirvede Türkiye’ye ödün verilip verilmediği. Almanya’da aşırı sağ zaten vize serbestisine karşı ancak
Merkel’in kendi partisi Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) içinde “Türkiye’ye çok büyük ödünler verildi” eleştirilerinin gelmesi kritik.
CDU’nun iktidardaki küçük ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) de özellikle Türkiye’ye vizenin kaldırılmasını ve Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin hızlandırılmasını kabul etmiyor.
CSU Genel Sekreteri Andreas Scheuer, “Mülteci kriziyle ilgili AB içindeki çok seslilik yüzünden AB’nin müzakerelerdeki pozisyonu kuşkusuz geçen aylar içinde kötüleşti. Türkiye de pazaryeri gibi yeni talepler ortaya koydu ve fiyatı yukarı çekti. CSU, Türkiye’nin AB üyeliğine ve bütün Türklere tam vize muafiyeti sağlanmasına karşı” dedi.
Almanya'da sağ popülist parti yükselişte
Üç eyalet için yapılacak seçimler için yapılan anketlere göre CDU, oy kaybı yaşayacak gibi görünmüyor ancak mülteci krizinin de etkisiyle 2013’te kurulan Almanya İçin Alternatif (AfD) adlı sağ popülist parti, üç eyalette yüzde 10’u geçmiş görünüyor.
İngiltere basını
İngiltere’de bugün yayınlanan gazeteler zirveyi tartışmayı sürdürüyor. Guardian'ın yorum sayfasında Avrupa Parlamentosu üyesi, eski Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt'ın anlaşmayı eleştiren bir yazısına yer verdi. Yazının başlığı içeriği yansıtıyor: "Bu Türk anlaşması yasadışıdır ve Avrupa'nın değerlerine ihanet etmektedir".
Financial Times, anlaşmanın Avrupa'daki sağcı siyasetçilerin öfkesine neden olduğunu ve AB diplomatları arasında tartışma yarattığını yazıyor.
Financial Times vize serbestisiyle Türkiye’den gelecek yeni bir mülteci akışı korkusu için şu açıklamayı yaptı: “Avrupa açısında korkacak bir şey yok. Avrupa'ya geçen milyonlarca mülteci arasında Türkler bulunmuyor.”
İngiltere’de vize serbestisinin öğrenciler ve iş insanlarıyla sınırlı tutulması önerisi tartışılıyor. Yenel bu öneri için de “Kabul edilemez” diyor.
Türkiye'nin önerilerine ince ayarlar yapma eğilimine AB Bakanı Bozkır'dan da bugün Anadolu Ajansı üzerinden geldi: Bozkır , AB'nin, Türkiye'den yasal yollarla mülteci alma işlemi sırasında "10 mühendis, 7 doktor seçeyim" şeklinde bir tabloyu kabul etmediklerini söyledi. (HK)