100 milyon dolar
Tarih Vakfı Genel Sekreteri Orhan Silier imzalı mektupta şu saptamalar yapılıyor:
"Geçen yıl Zeugma örneğinde, baraj yapımlarının, gerekli kültürel araştırmalar gerçekleştirilmeden, tarihi mirası tahrip eden bir biçimde yürütülüşünün ne kadar büyük kayıplara yol açtığını yaşadık. Zeugma'da çok gecikilmiş bir kurtarma operasyonu, bu kayıpların azaltılmasına yönelik olarak, son anda Packard Humanities International desteğiyle gerçekleştirilmeye başlandı. Şimdi, bölgedeki kazıların genişletilerek sürdürülmesi ve burada bir müze ve kültür merkezi oluşturulması konusunda, bu kuruluşun yapmayı planladığı 100 milyon dolarlık bağışın bürokratik engellemeler dolayısıyla geri çekilmekte olduğu anlaşılıyor.
Tarih Vakfı olarak, sorumluluk almaktan kaçınan, bezdirici tutum ve engellemeler sonucu, ülkemizin, Packard Humanities International adlı kuruluşun yapmayı planladığı bağıştan yoksun kalmak üzere oluşunu büyük bir endişe ile karşılıyoruz.
Son ekonomik krizle kültür ve bilim alanına yönelen kaynakların çok alt düzeylere indiği koşullarda, olası yurtdışı bağış fırsatlarının da dar görüşlülükle kaçırılmasını kültür ve bilim yaşamımıza yönelik kabul edilmez bir yanlış olarak değerlendiriyoruz.
Paraları devlete verin
Yurtdışı fonların ve bağışların, aktif bir çaba ile, insanlık kültür mirasının çok önemli bir bölümünü barındıran Anadolu topraklarında gerçekleştirilecek koruma, restorasyon, müze, araştırma çalışmaları için Türkiye'ye yöneltilmesi zorunludur. Bu görevin yerine getirilmesi şöyle dursun, potansiyel bağışçılardan kabul edilmez bürokratik istemlerde bulunulması ya da kendilerinden bağışlarını devletin nereye ve nasıl kullanılacağını belirleyeceği fonlara aktarmalarının istenmesi, hiçbir uluslararası normla ve şartlı bağış kavramıyla uyuşmayan bir tutumdur.
Kültür skandalına çeyrek kala
Zeugma örneği, Türkiye'de kültür envanteri, arkeolojik kazı, koruma ve araştırma sisteminin ne kadar çağdışı kaldığının somut bir kanıtı oldu. Zeugma'da geçen yıl başarılanlarla, bazı sivil girişimlerin ve yurtdışı destekçilerin katkılarıyla, bu konu tam bir uluslararası kültür skandalı olmaktan biraz olsun kurtarılabildi. Bu kadar ağır bir sorumluluk ortada iken, yürümeye başlayan bir çalışmanın, ilk fırsatta yokuşa sürülmesi kabul edilmez bir durumdur.
Bilim ve kültür projelerine, yurtiçi ve yurtdışı kaynak sağlamanın ve ülkemizi uygar dünyanın sorumluluklarını yerine getiren bir üyesi durumuna getirmenin, konuyla ilgili tüm görevlilerin önde gelen bir sorumluluğu olduğu kanısındayız.
(NA)