Yönetimin eline kaldılar
Eren Keskin, BİA'ya yaptığı açıklamada, yeni Terörle Mücadele Yasası'yla (TMY) tutukluların ortak yaşama alanlarından ve diğer imkanlardan yararlanmasının cezaevi yönetiminin yorumuna bırakıldığına dikkat çekerek, "İdare, tutukluların ortak yaşam alanlarından ve imkanlardan yararlanıp yararlanmayacağını cezaevi koşulları ve güvenlik çerçevesinde değerlendirecek" dedi.
Keskin, "TMY daha önce, yasa kapsamında yargılanan kişilerin bir ve üç kişilik hücrelerde yatırılmalarını, birbirleriyle görüşmelerinin engellenmesini ve açık görüş yaptırılmamasını öngörüyordu. Yasa, 1991'de çıkmasına karşın bu düzenlemenin sadece 'açık görüş'le ilgili bölümü uygulanıyordu" dedi.
Yeni düzenlemeyle F tiplerinde kalan tutukluların "iyileştirme" çerçevesinde spor, eğitim gibi imkanlardan yaralanacağını, açık görüş yapabileceğini belirten Keskin, "Disiplin cezası alanlar ise yararlanmayacaklar" dedi.
Bir grup avukatın geçtiğimiz hafta Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'le görüştüğünü bildiren Keskin, bu görüşmede Türk'ün verdiği bilgileri aktardı:
"İnsanlar ad sırasıyla bir deneye tabi tutulacak, buna göre terzilik, marangozluk, spor yapma durumunda olanlar belirlenecek, ardından da meşgaleleri için takvimleme yapılacak."
İçerik aynı, kelimeler farklı
Maddenin içerik açısından ilk halinden farklı olmadığını anlatan Keskin, "Maddeyi ilk haliyle karşılaştırdığımızda, sadece Avrupa Birliği normlaRI çerçevesinde maddedeki ifadelerin yeniden kelimelendirildiğini görüyoruz. Yani, "tretman" kelimesi yerine "iyileştirme" getirilerek sanki farklılık oluştuğu izlenimi veriliyor," dedi.
Bu politikaların Milli Güvelik Kurulu'nda (MGK) belirlendiğini söyleyen Keskin, "Dört yıl önce, F tipi kararı da MGK'da alınmıştı. 19 Aralık operasyonu da bu çerçevede yapıldı. Operasyon sonrası görüştüğümüz savcılar, 'Yetkimiz yok, kriz masasıyla görüşün' dedi. Oysa, kriz masası nerede bilen yok" diye konuştu.
Keskin sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ölüm orucundaki tutukluların bu yasayı kabul edeceğini hiç sanmıyoruz. Devlet zaten çözüm istemiyor. Tutuklular içinse durum o kadar net değil. İki görüş var, 8'li grup taleplerini net açıklamakla birlikte, 3'lü grupta netlik yok. Bize son gelen haberler, iki grubun taleplerini ortaklaştırmak üzere anlaştıkları yolunda... Bazı grupların taleplerini yumuşatmaları gerekiyor."
Yasa çözüm getirmiyor
Fazilet Partisi Rize milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Mehmet Bekaroğlu da BİA'ya yaptığı açıklamada, Terörle Mücadele Yasası(TMY)'nın 16. maddesinde yapılan değişikliklerin, F Tipi cezaevlerinde tecrit sorununu ortadan kaldırmayacağını, ölüm oruçlarının sona ermesi noktasında çözüm olamayacağını söyledi.
Yasanın tecrit ve ölüm orucuna çözüm olamayacağını belirten Bekaroğlu, aksine bu yasanın başka sorunlar çıkaracağını vurguladı.
Düşünceleri değiştirme programı
Yasada ortak kullanım alanlarının tutuklu ve hükümlülere şartlı olarak açıldığını vurgulayan Bekaroğlu, "Cezaevinde tutuklular için bir iyileştirme, eğitim ya da ıslah programı düşünülüyor. Ortak alanlardan bu programa uyum gösterenler yararlanacak, diğerleri yararlanamayacak" dedi.
Cezaevlerinde Türk solundan üç bin kişinin bulunduğunu, bunun ancak 150-200'ünün silahlı eylem nedeniyle hüküm giydiğini anlatan Bekaroğlu, "Terörle Mücadele Yasasının 8. maddesinden düşünce suçlusu olarak cezaevine girmiş bir adama ne eğitimi verilecek? Eğitim ne demek? Bu insanları kendi görüşlerinden vazgeçirip resmi ideolojiyi benimsetmeye çalışmak demek. Vazgeçerse ortak alanlardan yararlanabilecek" diye konuştu.
Avrupa'da sosyopat suçlular için bazı iyileştirme programları olduğunu, ancak Türkiye'deki tutukluların durumunun bununla ilgisi olmadığını söyleyen Bekaroğlu, "Bu yasanın tek iyi tarafı açık görüş hakkı, ancak o da cezaevi idaresine bağlanıyor. Cezaevi idaresinin 'güvenlik sorunu çıkarmaz' demesi gerekiyor. Bunun kriterleri neler bilmiyoruz" dedi.
Avrupa'ya göstermelik
Cezaevleri için düşünülen eğitim programlarının kimler tarafından uygulanacağının da belli olmadığını belirten Bekaroğlu, şöyle konuştu:
"Eğitim programı uygulayıcılarını kim belirleyecek. Cezaevlerindeki infaz koruma memurlarının durumu zaten ortada."
Yasada Cezaevi İzleme Komitelerinin de öngörüldüğünü belirten Bekaroğlu, bu komitelerin hiçbirine Baro, Türk Tabipler Birliği ya da sivil toplum örgütlerinin alınmadığını belirterek, "Biz sivil izleme komiteleri kurulması için ısrar ettik, ama kabul edilmedi. İzleme komitelerini illerin Adalet Komisyonları seçecek. Tercihen emekli memurlardan. İzleme komitelerinde eski bir gardiyanın ya da emekli bir askerin bulunmasının ne anlamı var? Hepsi Avrupa'ya göstermelik yapılıyor" dedi.(YV/NA)