Esenyalı Halkevi, Emek Partisi (EMEP), İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), İstanbul Tabip Odası (İTO), Çevre için Hekimler Derneği Tuzla'daki atık varillerine ilişkin açıklamalarında hem atıkların sorumlularının bir an önce cezalandırılıp, ilgili çevre yasa tasarısının da yürürlüğe girmesini hem de atıkların gideriminde güvenilir yol izlenmesini talep ediyorlar.
Savcı: "Çevrenin kasten kirletilmesi" maddesini uygulayamıyorum
Savcı Albayrak, atık varilleriyle ilgili soruşturmanın devam ettiğini, olayda bir kişinin gözaltına alındığını, ihbarı yapan M.S.'nin de ihbardan sonra ortadan kaybolduğunu söyledi.
Olayla ilgili olarak Ceza Yasası'nın (TCK) 181. maddesinin uygulanması gerektiğini söyleyen Albayrak, "Bu maddenin yürürlük tarihi 12 Ekim 2006 olduğu için bunu da uygulayamıyoruz. O nedenle kim olursa olsun, kim gelirse gelsin bu soruşturmayla ilgili ifadesini aldıktan sonra görevsizlik kararı verip soruşturma dosyasını ilgili idari kuruma göndereceğim" dedi.
Yasanın 181. maddesi, "çevrenin kasten kirletilmesi" başlığını taşıyor.
Hekimler: İZAYDAŞ kapatılsın
"Türkiye giderek bir tehlikeli atık çöplüğü haline gelmektedir" diyen Çevre İçin Hekimler Derneği'nin talepleri şöyle:
* Yerli sanayii atıklarının Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği'nde (TAKY) belirlenen şartlara uygun depolanması.
* Dışarıdan ülkemize atık girmesinin önlenmesi
* Atıkların giderimden yakma işleminden vazgeçilmesi ve bir atık yakma tesisi olan İZAYDAŞ'tan vazgeçilmesi.
* Tehlikeli atıkların "jeomembran tabakayla kaplanan" depolarda tutulması ve insan sağlığı ve çevre sağlığı için zararlı tehlikeli maddeler üretmeyen alternatif yöntemlerle giderim yöntemlerinin kullanılması
* Stockholm Konvansiyonu'nun TBMM tarafından onaylanarak uygulamaya geçirilmesi.
Esenyalı Halkevi: Maliyetten kaçarak bizi zehirliyorlar
Esenyalı Halkevi de bir açıklama yaptı; "Türkiye'de işverenin maliyetten kaçmak için hiçbir işleme tabi tutmadan doğaya bıraktıkları atıklar doğayla birlikte bizim yaşamımızı da katleden zehirlere dönüşüyor" dedi ve bu duruma son verecek önlemlerin alınmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti.
İHD: Para kazanma hırsı yaşamın önüne geçemez
"Tuzla'da ortaya çıkan tablo bir insanlık suçudur" diyen İHD, mevcut Çevre Kanunu'nun yaptırım gücünden yoksun olmasının, devletin doğa ve insanı baz alan politika oluşturamayışının, büyük ticari kuruluşları insan yaşamını hiçe sayan eylemler için cesaretlendirdiği görüşünde.
İHD'nin Çevre ve Orman bakanı Osman Pepe'den talepleri şöyle:
* Bakan varilleri gömenleri açıklamalı, varillerin çevreye verdiği zarar tespit edilmeli.
* Toprağa ve yeraltı sularına karıştığı iddia edilen atıklar nedeniyle kuyu sularında inceleme yapılmalı. Tuzla ve çevresinde bu nedenlerden dolayı ortaya çıkan sağlık sorunun olup olmadığı araştırılmalı.
* İnsan ve doğayı esas alan bir çevre politikası derhal oluşturulmalı.
EMEP: Bizi kim zehirliyor?
Bakanlığın, ortaya çıkan varillerin sahiplerinin farklı kişiler olduğundan hareketle arazinin yıllardır atıkları gömmek için kullanıldığını açıklaması üzerine EMEP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın açıklamasına da değiniyor.
Topbaş'ın İstanbul'da bu nitelikte 700 ton atık olduğunu ve atıkların gideriminin maliyetine katlanmak gerektiği sözlerini ve Pepe'nin sözlerini EMEP şöyle değerlendiriyor:
"İstanbullunun zehirlenmesini maliyet sorunu olarak görüyorlar. Maliyetten kurtulmak için bizleri zehirliyorlar."
EMEP'in talebiyse Pepe'nin atık suçlularını biran önce lanse etmesi. (EZÖ/TK)