10 yıl öncesine kadar özel sektör tütün pazarının yüzde 25'ini elinde tutan uluslararası tütün tekelleri, bugün pazarın yüzde 60'ını kontrol ediyor. Yeni tütün yasası ile yerli firmaların şansının hiç kalmayacağı görüşü ağırlıkta.
Tütünün Türkiye'ye girişi 17. yüzyıla uzanıyor. İngiliz, Venedik, İspanyol gemici ve tacirler tütünü 1601 yılında İstanbul yolu ile getirmişlerdi. Ülkemizde, tütün tarımının ne zaman başladığı konusunda kesin tarih olmamasına rağmen bugün yaklaşık 600 bin üretici geçimini tütün ekerek sağlıyor.
Tütünde şu an gündemde olan konu ise yeni tütün yasası. Aslında bu yasa artık bizzat hem verdiğimiz taahhütler nedeniyle Dünya Bankası'nın hem de yeni stand-by'ın öncelikli koşullarından olması nedeniyle Uluslar arası Para Fonu'nun (IMF) da gündeminde.
Geçen yıl taslak olarak çıktığında üreticinin tepkisini çeken, ihracatçının ise "çıkmasında büyük fayda var" dediği yasa ile ilgili olarak Meclis, Aralık ayının başında konuyu yeniden Plan Bütçe Komisyonu'nda görüşerek metni değiştirmeksizin kabul etti ve genel kurulun gündemine aldı.
Tütünde Uluslararası Tekeller Yoluyla Özelleştirme
Tütün üreticilerinin bu konudaki temel görüşü, yeni yasanın Tekel'in özelleştirilmesinin önünü açtığı ve bu yolla devletin sektörden elini çekmesinin amaçlandığı yönünde. Tütün Eksperleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Gülpınar, IMF'nin istekleri doğrultusunda hazırlanan yeni tütün yasasının, devletin tütün üretiminden elini çektiği bir çalışma olduğunu belirtiyor.
Kasım ve Aralık aylarının tarla hazırlığı dönemi olduğunu söyleyen Gülpınar, endişe içerisinde bekleyen üreticinin hazırlık yapabilmesi için tütün ekip ekmeyeceğini bilmesi gerektiğini vurguladı.
Şu an itibarıyla tütünde yaklaşık 400 bin ton stok bulunduğunu belirten Gülpınar, bu alandaki uluslararası tekellere dikkat çekti:
* Bölgesi'nde insanlar kotaya uyarken Doğu'daki üreticiye 'ekin, alacağız' diyen siyasetçi, bugün 'tütünde stok var biz bu işten elimizi çekmeliyiz' diyor. Yasa ile Tekel tamamen piyasalardan çekiliyor.
* Tekel'in çekildiği piyasaya halen var olan uluslararası piyasalar hakim olacak. Dünyada 5 tane büyük uluslararası sigara üreticisi var. Yasa ile Türkiye'deki tütün sektörü onların kontrolüne terk edilecek. Türkiye'de 15 yıl önce 40 civarında alıcı firma varken, bugün ise 12-13 firmanın varlığı sözkonusu."
Sonuç olarak tütün üreticisi yasada belirtilen açık artırma sisteminde müzayedenin yapılması ile ilgili altyapının olmadığını, bu konuda boşluklar olduğuna dikkat çekiyor. Çiftçinin alternatif ürün geliştirmesine teşvik verilmediğini belirten üretici, yasanın üretimi düşüreceğini ve bu alanda uluslararası tekellerin piyasayı dolduracağını savunuyor.
İhracatçı Yasanın Bir An Önce Çıkmasını İstiyor
Öte yandan tütün ihracatçıları yasanın bir an önce hayata geçmesi gerektiğini dile getiriyorlar. Yasada yer alan açık artırma sistemi yerine sözleşmeli sisteme geçilmesini isteyen ihracatçılar, "çiftçiye her türlü desteği vermeye hazırız" diyorlar. Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Mahmut Özgener, yasanın en kısa zamanda hayata geçirilmesi gerektiğini, aksi halde 2002 mahsulüne ilişkin ciddi sıkıntıların oluşacağını ifade ediyor.
Tütün yasasına ilişkin köylü ve üreticinin tereddüt yaşamaması gerektiğine dikkat çeken Özgener, yasada yer alan açık artırma sistemi yerine sözleşmeli üretim sistemini tavsiye ettiklerini belirtiyor:
* Özel sektör olarak tütün üreticisini her şekilde desteklemeye hazırız. Sektörün ölmesine tütün ihracatçısı kesinlikle izin veremez. Üretici bıkkın ve endişeli. Biz köylüyü memnun etmek zorunda olduğumuzun bilincindeyiz.
* Ancak bu özveriyi yapabilmemiz için önümüzü görebilmemiz gerekiyor. Devlet bu işten elini ayağını çekiyorsa bunu bir an önce açıklığa kavuşturmalı. Açık artırma sistemi sektörü iyice zora sokar. Sözleşmeli üretim ile sağlıklı bir sistem kurabiliriz.
Aydın Ziraat Odası Başkanı Kemal Çetin, tütünün uzun yıllar popülist politikalar nedeniyle öldürüldüğünü kaydederek, "İzmir'de 40 bin ton tütün üretilirken, şu an 9 bin ton tütün üretiliyor. Bu sene 5 bin ton, gelecekte ise hiç olmayacak. Tütün tarımı giderek bitiyor" dedi. Taslak halindeki yasanın çiftçiyi mağdur ettiğini belirten Çetin, yasada müzayede sistemi ile ilgili bir açıklık bulunmadığını kaydetti.
Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Mahmut Özgener, tütün yasasının netleşmemesi nedeniyle önlerini göremediklerini ve kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte yönetmeliklerin de hazırlanmasının gündeme geleceğini kaydetti.
Özgener, "Sistemin işleyişi açısından yönetmeliklerin hazırlanmasında da geç kalınmamalı.2002 mahsulü üretimi ile ilgili soru işaretlerini zihinlerden silmek gerek. Çalışmalara hız verilmezse sistem tıkanacak" dedi.
Cumharbaşkanı'nın vetosu...
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 6 Temmuz 2001 tarihinde "Tütün yasasında değişiklik öngören yasa"yı veto etmişti. Sezer'in veto gerekçeleri arasında ağırlıklı olarak uluslararası tekellerin yer aldığını belirten Tütün Eksperleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Gülpınar ,üreticinin haksız rekabete maruz kalmaması için Cumhurbaşkanının bu kararı aldığını ileri sürdü.Gülpınar, "Yasada, üreticinin yabancı tekellerin insafına terk edilebileceğinden, haksız rekabete zorlanabileceğinden bahsediliyor. Bu olumsuzlukları sezen Cumhurbaşkanı yasayı veto etti" diye konuştu.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Oyan ise; Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yasayı veto etmesine gerekçe olarak; yasayı Türkiye'nin çıkarlarına aykırı bulmasını gösterdi.
Oyan, "Cumhurbaşkanı Sezer'in iade gerekçeleri okunduğunda; yasa ile Anayasa'nın sosyal devlet ilkesine, ulusal çıkarların üstünlüğü ve tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunmasına ilişkin hükümlerine aykırılığın gayet açık olduğu görülüyor. Gerekçeler arasında ayrıca; sosyal devlet ilkesi ve anayasal kurallar karşısında tütün üretiminin düzenlenmesi, tütün kalitesinin iyileştirilmesi, Türk tütününün niteliğinin ve türünün korunması, tütün ekilme yöntemleri, satılamayan tütünün korunma yöntemleri gibi konuların yasada düzenlenmesi önemli bir eksiklik olarak değerlendirildi" diye konuştu. (SÇ)