Kongre, tarım sektörünü üretim ve tarımsal sanayi dallarında temsil eden Tarım Satış Kooperatifleri, Bölgesel Ziraat Odaları, Besici Birlikleri ve Çiftçi Dernekleri temsilcilerinin katılımıyla 23-24 Aralık'ta Ankara'da gerçekleştirdi.
Sonuç bildirgesinde, milli gelirin yüzde 12 'sini karşılamasına ve çalışabilir nüfusun yüzde 40'ını istihdam etmesine karşın 2006 bütçesinden tarıma ayrılan payın milli gelirin binde 7'si olması eleştirildi.
Avrupa Birliği'nin tarımsal uyum için gerekli olan kaynaklar konusunda bir katkı yapmayacak olmasının, tarım kesiminde ciddi bir endişe ve kaygı yarattığı belirtildi.
"AB ile müzakere sürecine tarım sektörünü tek yanlı olarak feda etme anlayışı ile değil, tarım sektörümüzün yıllardır çözüm bekleyen kronikleşmiş birtakım sorunlarını gidermek anlayışı ile yaklaşmalıyız."
"AB'ye eşit koşullarda üyeliği destekliyoruz"
Tarımsal ürün fiyatlarının düşürülerek tarım kesiminden diğer sektörlere büyük kaynaklar aktarıldığını ve girdi fiyatlarında enflasyonun iki-üç kat üzerinde artış yaşandığını belirtilen bildirge şu noktaları da eleştiriyor:
* Fiyat desteklerinin altı ürünle sınırlandırılması,
* Doğrudan Gelir Desteği'nin zamanında ve yeterli ölçüde verilmemesi
* Tarım Satış Kooperatiflerinin yeterince desteklenmemiş olması.
Bildirgede özetle şu saptamalar yer alıyor:
* AB'nin 10 yıllık müzakere dönemi sonunda tarımsal nüfusun yüzde 10'un altına düşürülmesi isteği, bu tutumla birleşince büyük sakıncalar yaratacak bir talep durumuna gelmiştir. Mevcut politikalarla, tarım dışına çıkarılması öngörülen 20 milyon civarında insanın istihdam edilmesi ve tarımsal teknoloji ve yapının geliştirilmesi olanaksızdır.
* Tarım sektörünün bu konudaki tavrı, sektörün ihtiyaçları göz önüne alınarak, AB gibi gelişmiş ülkelerin tarımsal yapıları ile Türk tarımı arasındaki yapısal farklılıklar giderilmesi; bu amaçla bir rehabilitasyon programı uygulanması; tarım sektörümüzün kaynak ve teknolojik ihtiyaçlarını giderecek yatırımlar gerçekleştirilmesi ve müzakerelerin "tam uyum"un üyelik süreci içinde de devamını öngören bir strateji doğrultusunda yürütülmesidir.
* Tarım sektörü, AB'ye eşit koşullarda, eşit haklara sahip bir üyeliği desteklemektedir. Ancak, Türkiye, asgari on yıllık müzakere süreci içinde daha önce üye olan ülkelerin yararlandığı kaynaklar ve desteklerden yararlanamamaktadır. Üyeliğimiz için öngörülen tarihten sonra, yani 2013 yılından sonra ise zaten bir destek söz konusu olmayacaktır. Çünkü AB'nin aldığı kararlar ve Dünya Ticaret Örgütü'nün kararları gereğince tarım destekleri kaldırılacaktır. Bu durumda, öngörülen tam üyeliğe ilişkin koşulların gerçekleşmesi çok güç hale gelmektedir. (KÖ)