Haberin İngilizcesi için tıklayın
Emek Çalışmaları Topluluğu ve Evrensel'in birlikte hazırladığı rapora göre Ocak ve Şubat aylarında Türkiye’de 108 grev yapıldı.
Grevlere en az 17 bin işçi katıldı. En az 49’u kazanımla bitti. 8 grevde kazanımlar sözlü orarak verildi. 4 grev ise sürüyor.
Bu süreçte sadece BBC’deki grev yasaldı. 107 grev fiili yapıldı. Yine grevlerin 104 özel sektördeydi. 4 yerde ise kamu işçileri/görevlileri greve çıktı.
105 grevi mavi yakalılar, 3 grevi beyaz yakalılar (BBC ve kamu sağlık çalışanları) yaptı. Grevlerin 96’sı düşük zamma karşıydı. Grevler ortalama 3,1 gün sürdü.
Grevlerin 54’ü hiçbir sendikanın dahli olmadan yapıldı. 26’sında bağımsız sendikalar, 12’sinde DİSK’e bağlı sendikalar, 18’inde Türk-İş’e bağlı sendikalar örgütleyici olarak ya da katkı sunarak yer aldı.
En çok grev İstanbul’da (33) yapıldı. İstanbul’u 32 grevle Antep, 25 grevle İzmir, 4’er grevle Kocaeli ve Mersin, 2’şer grevle Tekirdağ ve Eskişehir, 1’er grevle de Artvin, Denizli, Erzincan, Sivas, Şırnak ve Burdur izledi.
Grevlerin 45’i tekstil, 24’ü gemi yapımı/ardiye, 10’u taşımacılık, 8’i petrokimya, 7’si metal, 4’ü inşaat, 2’şer tanesi gıda, maden, kamu sağlık ve genel işler sektöründeydi. Enerji ve basın sektöründe 1’er firmada işçiler grev yaptı.
"Kazanıp borç ödemekten başka bir hayatımız yok"
Raporda Evrensel’de yayınlanan haber ve makalelere de yer verildi. Evrensel’e konuşan işçilerin anlatımından öne çıkanlar şöyle:
Çorap işçisi: Ben Ocak'ta 150 saat fazla mesai yapmışım. Akşam 16.00’da gelip sabah 08.00’de çıkmışım fabrikadan, bir hafta boyunca. 8 saat çalışıp evimde yatmayı bilmiyor muyum? Verdiği ücret yetmiyor ki 150 saat fazla mesaiye katlanmışım.
Yemeksepeti işçisi: İki yıldır ne bir sinema ne bir tiyatro ne de konsere gittim. Uzun zamandır sevgilim yok, kadınlarla nasıl konuşulacağını unuttum. Para kazanıp borç ödemekten başka bir hayatımız yok. Evli olan arkadaşlarımız eşini, çocuğunu göremiyor.
Tekstil işçisi: İşçilerin amacı elindeki paranın bitmemesi, birikim yapabilmek, çocuklarına gelecek sağlayabilmek. Bugün çocuğumuzu dershaneye göndersek 6 aylığımızı vermemiz gerek.
Metal işçisi: Mesaiye kalma, bayramda çalışma savaşı veriyor herkes. ‘Ben mesaiye kalırım, bayramda memlekete gitmiyorum, buradayım’ diye yöneticilere söyleniyor işçiler. Eskiden mesaiye kalmayan işçi, şimdi yeni kazanımın ardından kredi borcu var, kira ödüyor, çocuğu okula gidiyor diye mesaiye kalmak için can atıyor.”
Migros işçisi: Sonuçta ezilen biziz, zengin olan taraf her şeyi yapabilecek potansiyelde. O adamı, bir kişiyi korumak için 250-300 kişiyi koymuşlar bizim önümüze. Türkiye için bence utanç kaynağı o tablo. İşçilere bunu reva gören herkes utanmalı.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz
(HA)