Fotoğraf: Ahmet Bolat AA
8 Mart'ta tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Türkiye Ermenileri 84. Patriği 2. Mesrob Mutafyan, 17 Mart'ta toprağa verildi.
Ermeni Patrikhanesi, Patrik Mutafyan'ın hayatını kaybetmesi nedeniyle Paskalya Yortusuna kadar (21 Nisan) yas ilan etti. Düşünce Platformu üyesi ve Diş Hekimi Tatyos Bebek, yas süreci nedeniyle sadece dini ve yasal prosedür olarak seçim süreci üzerinden sorularımızı yanıtladı.
Fotoğraf: bianet.
Yaklaşık 10 yıldır Türkiye'deki Ermeni cemaatinin temsilinde büyük bir boşluk var Mutafyan'ın hastalanmasıyla. Bu süreci anlatır mısınız? Çoğu kişinin "kayyum" olarak nitelediği bir Genel vekillik makamı var Ateşyan'ın yürüttüğü...
Mesrob Mutafyan 2007'de rahatsız olduktan sonra, 2008'de teşhis konulup, 2009'dan itibaren hastalığı dillendirilmeye başlandı. Bunun üzerine yeni bir Patrik seçimi gündeme geldi.
Seçim tartışmaları sürerken Bakanlar Kurulu kararıyla Patrik Genel Vekilliği makamı ihdas edildi. Aslında dini ritüellerimizde genel vekillik diye bir makam bulunmamaktaydı. Fakat Bakanlar Kurulu bu kararı aldı.
Devletten Patrikhaneye gelen yazı üzerine Ateşyan kendini alelacele genel vekil seçtirdi. Genel vekili seçen de din adamlarından oluşan bir ruhaniler kuruluydu. Ruhaniler, genel vekili seçtiler ve yaklaşık 10 yıldan bu yana Ermeni toplumu genel vekillikle idare ediliyor.
Biz genel vekillik makamına karşı çıktık. Çünkü hem dini ritüellerimizde böyle bir görev tanımı yok, hem de Ateşyan'ın oldu bittiyle, seçime girebilecek diğer adaylara haber vermeden, adil olmayan baskın bir seçimle görevi almasına karşıydık. 10 yıldır genel vekille yürütülüyor patrikhane ama aslında yürütülemiyor.
Çok kaotik bir durum var toplumda. Ermeni toplumu zaten giderek azalan bir toplum. Nicelik ve nitelik olarak azalıyor, kültürel olarak hızla erozyona uğruyoruz.
"Mutafyan da Hrant da yok artık"
Mesrob Mutafyan ve Hrant (Dink) bunu engellemek isteyen, bu gidişe "dur" diyebilecek insanlardı. Onlar bu toplumun; birisi sivil diğeri din adamı olarak gerçekten sevilen, yol gösterici liderleriydiler. İkisi de yok artık.
Önümüzde farklı bir yol var. Biz artık o yolu kendimiz bulmak ve o yoldaki geleceğimizi kendimiz belirlemek durumundayız.
Daha önce seçimin önünde engel olan "Ancak Patrik öldüğü zaman seçim yapılabilir" argümanı da geçerli değil artık. Hastalığından dolayı iş yapamaz durumda olduğu mahkeme kararıyla kanıtlanmıştı. Ama şimdi sevgili Patriğimiz hiç kimsenin yadsıyamayacağı şekilde resmen öldü.
Tabii Patrik'in ölümünü beklemek çok acı verici, bunun üzerine toplumun geleceğini şekillendirmek de çok kötü bir şey. Bu kabul edilemez. Ne yazık ki Türkiye Ermeni toplumu olarak yaşadık bunu biz.
Şu anda önümüzde yeni bir süreç var. O yeni süreci toplum olarak elele verip değerlendireceğiz.
"Seçimler ritüellerimize uygun yapılmalı"
Peki şu anda seçim süreci yasal ve dini açıdan nasıl ilerleyecek. Nasıl bir takvim öngörüyorsunuz?
Biz Düşünce Platformu olarak diyoruz ki, insanların seçim yapabilme hakları iade edilsin. Bu halkın çoğunun da dillendiremediği talebi aslında. Yani insanlar kimi istiyorlarsa onu seçsinler. Bu da geleneklerimize, dini ritüellere göre olsun.
Patrik, Ermeni toplumunda sadece bir dini lider değil aynı zamanda sivil toplumun da lideri olarak temsil yetkisi var.
Ermeni toplumu etno dinsel bir yapı olduğu için, patriğin şu anki Ermeni toplumunda önemli bir rolü var. Böyle olması lazım mı değil mi o başka bir şey.
Dolayısıyla bu toplum tarafından da seçilmesi gereken bir lider. Yine geleneklerimize göre Patrik, yedide bir oranında ruhani, yedide altı oranında sivil delegelerin oluşturduğu bir genel kurul tarafından seçilir.
"İlk aşama değabahın seçilmesi"
Ritüeller açısından aşama aşama nasıl bir seçim süreci olmalı?
Patrik öldükten sonra, önce bir "Değabah" dediğimiz patrik kaymakamı seçilir. Bu kaymakam, Yüksek Seçim Kurulu başkanı gibidir. Seçimi sağlıklı bir şekilde yürütmekle görevlidir.
Değabah'ı ruhanilerden oluşan bir kurul seçer ki 2017'de şu an Almanya'da olan Karekin Bekçiyan'ı seçmişlerdi.
Değabah seçimlerinden sonra, tüm vakıflar bir araya gelerek, içinde ruhanilerinde bulunduğu ama çoğunluğu sivillerden oluşan müteşebbis heyeti dediğimiz kurulu oluştururlar. Müteşebbis Heyetin sayısı değişebiliyor. İki yıl önce seçilen müteşebbis heyet 17 kişiden oluşuyordu mesela.
Bu müteşebbis heyet, değabah ile birlikte toplumu seçime götürür. Bütün ilçelerde seçime katılacak seçmen sayıları belirlenir, sandıklar düzenlenir ve seçim yapılır.
Patrik seçimlerinin yapılacağı tarih valilik vasıtasıyla İçişleri Bakanlığı'na bildirilir. Bu, izin almak gibi algılanmamalı, bilgi vermek için yapılan bir prosedürdür. Çünkü yapılan dini bir ritüeldir, Türkiye laik bir toplumdur ve Ermeni toplumu da kendi dini liderini seçmektedir.
Devlet, seçimin güvenli yapılabileceği tarihi uygun görüp resmi yazıyla Patrikhane'ye bildirir. Seçim sonuçlarına göre yeni seçilen Patrik Devlet'e bildirilir. Devlet onayladığı takdirde seçilen Patrik kamusal alanda cüppe giyip asasını kullanabilir.
Osmanlı döneminde, 1863'te yapılan bir nizamname var. Bu nizamname 1961 yılında bir talimatname haline getirilmiş, bütün seçimler ona göre yapılıyor. Değişen bir şey yok, değişen bir şey de olmadığına göre yeni bir tüzük yok, biz yine buna göre gerçekleştirmek istiyoruz.
Bir tüzüğe ihtiyacımız var mı? Var. Ermeni toplumunun artık güncel bir tüzüğe ihtiyacı var. Yeni Patrik seçilir, yeni bir süreç başlar, ondan sonra toplum hep birlikte yeni bir tüzük hazırlar.
Düşünce Platformu adına beklentimiz ve talebimiz; kimin patrik seçileceğinden ziyade, geleneklerimize, usulüne uygun bir seçim sürecinin yaşanması ve toplumun seçme hakkının iade edilmesidir. Doğal olan seçim hakkımızı kullanmak istiyoruz.
"Her kilise bölgesi seçmen sayısına göre delege seçer"
Peki normal prosedüre göre Patrik seçimini yedide altı oranında halkın seçmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Delege seçimi nasıl yapılıyor?
Seçim iki kademeli yapılıyor. Önce her kilise bölgesinden delegeler seçiliyor. Bu delegelerin sayısı seçmen sayısına göre belirleniyor. Seçilen delegelerin yedide biri ruhanilerden, yedide altısı ise sivillerden oluşuyor.
Mesela Feriköy, Ermeni toplumunun ağırlıkta yaşadığı bölgelerden biri, muhtemelen en çok delege orada seçilecektir.
Her kilise bölgesi kendi seçmen sayısına göre delege veriyor. Feriköy, Beyoğlu, Beşiktaş, Yeniköy, Bakırköy, Samatya, Kadıköy, Beykoz gibi kırk küsur kilise bölgesi var.
Müteşebbis heyet ve değabah bölgelerin seçmen listelerini belirliyor. O bölgelerde seçilen delegeler daha sonra bir genel kurul oluşturuyorlar. Bu kurul Patrik'i seçiyor. Yukarıda da belirttiğim gibi iki kademeli bir seçim, önce delegeler seçiliyor, sonra o delegeler Patrik'i seçiyor. Yapılacak seçimle 85. Patriğimizi seçeceğiz.
"Toplumun seçme hakkı, toplum tarafından kullanılmalı"
Peki sizin öngördüğünüz ya da Ermeni topluluğundan biri olarak gönlünüzden geçen seçim tarihi nedir?
İlginçtir, sanırım bundan önceki ölen patriklerin ikisi de Mart ayında ölmüş, seçimler de hep Eylül ayı civarında yapılmıştı. Böyle ilginç bir rastlantı var. Şimdiki patriğimiz de Mart ayında öldü. Dolayısıyla normal şartlarda seçimin Eylül-Ekim civarında yapılması bekleniyor.
Şu anda müteşebbis heyeti, değabah seçimi süreci biraz tartışmalı olabilir. Çünkü daha önce tümüyle dini ritüellerimize göre seçilmiş bir değabahımız var ve 'O ne olacak?' gibi sorular olacaktır.
Barış içinde, sağ duyunun hakim olduğu bir seçim olmasını diliyoruz. Türkiye Ermeni toplumuna yakışan da budur. Bu seçim artık olmalı ve Türkiye Ermeni toplumu "bizim Patriğimiz yok", "seçtirmiyorlar" gibi konulardan artık kurtulmalı.
21. yüzyıldayız, 85. Patriğimizi seçiyoruz. Her şey bir yana, toplumda konsensüsle, ortak aklı oluşturup seçimi yüzümüzün akıyla yapmalıyız. Tekrar, tekrar söylüyorum bu bizim için çok önemli. Toplumun seçme hakkı, toplum tarafından kullanılmalıdır.
Kim patrik seçilirse seçilsin, benim karşı çıktığım, tuttuğum insanlar da olabilir, o benim kişisel tercihimdir. Toplumun tercihi ve seçimi önemlidir.
"Türkiye Ermenileri'nin seçim sistemi demokratik"
Türkiye Ermenileri'nin seçim sürecinin dünyadaki seçimlerle farklılıkları var mı peki?
Türkiye Ermenileri'nin seçim sistemi bildiğim kadarıyla dünyada benzersiz. Dini liderin, sivillerin de katılımıyla seçildiği çok demokratik bir seçim.
Dünyada genellikle dini liderler, ruhaniler tarafından seçiliyor. Ermeni toplumu etno dinsel bir yapı olduğundan Patriklerin hep toplum lideri gibi temsiliyetleri olmuş. Yanlarında bir sivil heyet olmuş ama son yıllarda bu sivil heyet de olmadığı için şu anda Patrik toplumun hem dini hem sivil lideri olarak görülüyor. En azından böyle bir temsiliyet atfediliyor.
Dünya kiliselerinde benzeri belki de olmayan böyle demokratik bir yapı varsa eğer biz bunu neden uygulamayalım? (PT)