Yaz aylarında oluşturulan ve eski Bakan Bernard Stasi'nin başında bulunduğu komisyonun, kamu alanlarda dini ve siyasi simgeleri yasaklayan düzenlemelerde değişiklik yapması bekleniyor.
Türban sorunu nasıl başladı?
Fransa'da türban tartışması, Yahudi bir baba ve Cezayirli bir anneden doğan iki genç kızın Henri-Wallon d'Aubervilliers Lisesi'nde türbanla girmek istemeleri, ısrarları üzerinde okullarından uzaklaştırılmaları üzerine başlamıştı.
Duchère'de, 16 yaşındaki bir kızın, saçını gizlemeye yarayan "bandana"sını çıkarmayı reddetmesi, 13 Mart 2003'te lisede görevli öğretmenlerin çoğunun, greve gitmesine yol açmıştı.
Ayrıca, Paris Belediyesi'nde halkla ilişkiler bölümüne stajyer olarak çalışmaya başlayan bir kadının kadrolu olarak işe alındıktan sonra başörtüsü takması ve Belediyeye gelen erkeklerle tokalaşmak istememesi de bu tartışmaların çeşitli boyutlarını ortaya koymuştu.
Fransa'da bir süredir sorun haline gelen bir başka uygulama da, hastanelerde artan sayıda dil bilmeyen, Müslüman kadın hastanın, erkek doktorlarca muayene edilmeyi reddetmesi ve bu yönde taleplerin artmasıydı.
Hollande: "Sorun entegrasyonun parçası"
Daha önce, Türban gibi dini simgelerin kamu alanlarında, örneğin okullarda, yasaklanmasına sıcak bakan Fransa Sosyalist Partisi (SP) Genel Başkanı François Hollande, France 2 televizyonuna, Fransa'da zaten genelde bir "entegrasyon sorunu" yaşandığını, böyle bir yasaya paralel olarak, entegrasyon politikalarına ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı.
Hollande, türban sorununun laikliğin yeterince sindirilemediğini gösterdiğini ve bunun entegrasyon konusunun yıllardır ihmal edilmesinden kaynaklandığını öne sürdü.
Sarkozy : "Herkese başı açık fotoğraf"
Devlet, türban ve diğer dini simgelerle açıkça çatışmaya 19 Nisan'da başladı. Fransa İslami Kuruluşlar Birliği'nin (UOİF) düzenlediği yıllık oturumda İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy, 10 bin kişinin katıldığı, çoğu başörtülü kadınların erkeklerle ayrı oturduğu salona seslendi.
Konuşmasında, Müslümanlarla diğer Fransızlar arasındaki eşitliği değinen Sarkozy "kimlik kartlarında başı açık fotoğraf zorunlu. Katolikler buna uyarken Müslüman kadınların itirazı kabul edilemez," dedi.
Kadınlar geri adım istemiyor
Sorunun toplumsal boyutuna ilişkin çıkışlar bununla sınırlı değil. Aralarında aktrist İsabelle Adjani'nin bulunduğu 60 kişilik bir sanatçı grubu, bir dergide, başörtüsü konusunda geri adım atılmasının kadının toplumdaki yerine zarar vereceğini, kadınların toplumda ezilmesinin önünü açacağını öne süren bir ilan verdiler.
"Ne fahişe ne kurban" inisiyatifi direniyor
Fransa'da "getto"larda yaşayan Müslüman genç kızlar da bu "geri adım"ın kendi yaşamlarını olumsuz etkileyeceğini, özgür yaşamak istedikleri için maruz kaldıkları baskıları artıracağını açıklıyorlar.
Fransa'da Sohane adında bir genç kızın Vitry'deki bir sitede öldürülmesinden sonra örgütlenmeye başlayan "Ne fahişe ne kurban" İnisiyatifi, türban etrafındaki tartışmaları, bir dini ihtiyaç değil, "baskının bir aracı" olarak görüyor.
Fransa turunu yaptıklarından beri Fransa'da bir nevi, "Yeni Feministler" olarak görülen inisiyatifin başkanı, namaz kılsa da türbana karşı çıkıyor. (EÖ)
(Yazıda, "Politis" dergisi, Liberation ve Le Monde gazetelerinden yararlanıldı. Çeviren : Erol Önderoğlu)