Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin (ESP) 4’üncü Olağan Kongresinde konuştu. Gündeminde yeni süreç ve Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları vardı.
“Hastaneler bombalanıyor ve bu bir zafer olarak sunuluyor” diyen Bakırhan, “Bunun kimseye bir faydası yok. İktidarı uyarıyoruz; bu bir çözüm değil” dedi. Ardından da şunları ekledi:
“Bir taraftan emperyal hegemonik güçler orayı dizayn etmek istiyor. Bir taraftan da ulus devletlerin inkarcı politikalarıyla karşı karşıyayız. Biz ne hegemonların oluşturmaya çalıştığı sistemi destekliyor ne de ulus devletleri destekliyoruz. Rojava’da olduğu gibi halkların, kadınların bir arada özgürce yaşayabileceği bir sistem hayal ediyoruz. Bu umut kaynağını büyütmek ve yaşatmak için mücadele edeceğimizi belirtmek istiyorum.”
Rojava'ya iki günde 685 saldırı
"Yönetenlerin karar vermesi gerekiyor"
Bakırhan ardından konuyu sürece getirdi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına değindi. Barış çağrılarının nedenini ve zamanını sorguladı:
Kürt sorunu Türkiye’de mevcut anlayışın yürütemeyeceği bir noktaya geldi. Dolayısıyla bu kriz ve kaostan çıkışın en önemli yolu Kürt meselesini demokratik yollarla çözülmesidir.
Kürt meselesi, bugüne kadar 42 Başbakan, 13 Cumhurbaşkanı gördü. 3 trilyon doların heba edilmesine neden olan bir sorun... Emekçilerin ve ezilenlerin, insanca geçinebilecekleri bu ücret, Kürtlerin başına top, mermi olarak yağdı.
Dolayısıyla bu tartışmalarda ortaya koyacağımız en önemli duruşlardan birisi artık bu ülkenin ekonomisini, siyasetini, yaşamını zehirleyen çürüten bu anlayışı bir kenara bırakarak, bu sorunun demokratik yollarla, müzakereyle diyalogla çözülmesini savunma ve bunun mücadelesini yürütmektir.
Ülkeyi yönetenlerin bir karar vermesi gerekiyor. İkinci yüzyıla Türkiye halkları ve emekçilerinin ayaklarında prangalarla mı gireceğiz ya da Cumhuriyetin ikinci yüzyılında çözüm ve demokratik bir cumhuriyetle mi gireceğiz? Bu soruya tartışmayı başlatanlar bir cevap bulmalı.
Tarihsel Kürt ve Türk ilişkileri demokratik bir zemine kavuşmalı. Kürt kazandıkça Türk kazanır. Türkiye halkları kazanır. Türk kazandıkça Kürt emekçileri kazanır.
"İmralı'nın kapılarını açın"
Bakırhan ardından sözü Ömer Öcalan’ın Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye getirdi. Konuşmasını “Sayın Öcalan hukuki zemin oluşursa çözüm için her türlü rolü üstleneceğini belirtti. Biz de iktidara diyoruz ki; bu meselenin baş müzakerecisi Sayın Öcalan'dır. Açın İmralı'nın kapılarını Sayın Öcalan'ın düşünceleri halkla buluşsun.”