Toplumsal Tabanlı Ekonomik Politika Gerek

12 Mart'ta İstanbul'da gerçekleştirilen I. Tüketici Zirvesi'nin sonunda, tüketici haklarına yönelik talep ve beklentilerin yer aldığı bir sonuç bildirgesi oluştu.

Zirveye, Tüketicileri Birliği'nin genel merkez ve şube yönetim kurulları, çalışma komiteleri, tüketici hakları alanında çalışma yapan akademisyen, gazeteci, kamu ve özel sektör temsilcileri katıldı.

Bildirgeyi açıklayan Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Av. M. Bülent Deniz, "Önümüzdeki dönemde, sosyal tabanlı ekonomik politikalar acilen uygulamaya konulmalıdır" dedi.

Ana gündem: Gıda güvenliği

4 maddelik sonuç bildirgesi, toplumsal tabanlı ekonomik politikaların gerekliliğine, kredi kartlarından kaynaklanan toplumsal sorunların çözümüne, önümüzdeki dönemin ana gündem maddesi olacağına inanılan gıda güvenliğine ve bilinçsiz tüketime karşı eğitim politikalarının gözden geçirilmesine değiniyor:

1. Toplumun "3 Kasım" ile siyasi iktidara verdiği kredinin ömrü tükenmektedir. Makro göstergelerdeki iyileşmenin halkın cebine yansıtılmaması, IMF. kaynaklı ekonomi politikalarında ısrar edilmesi, sosyal taleplerin tatmin edilememesi şikâyetlerin artmasına neden olmaktadır. Yoksullaşma devam etmekte, toplumun geniş kesimlerinden yükselen bu şikâyetler, feryada dönüşmektedir. İşsizlik büyümeye devam etmekte, toplumun üreten kesiminin birkaç ay sonrası için öngörüde bulunarak, üretim politikaları oluşturması mümkün olmamaktadır. Bu nedenle siyasi iktidar, sosyal tabanlı ekonomik politikaları üreterek, acilen uygulamaya koymalı, ekonomideki makro iyileşmenin halka yansımasını sağlamalıdır.

2. Önümüzdeki dönemin en öncelikli konusu, kredi kartlarına ilişkin yaşanan toplumsal soruna çözüm bulunmasıdır. BDDK tarafından hazırlanan yasa taslağı, Tüketiciler Birliği tarafından taslakla ilgili olarak BDDK'ya ulaştırılmış katkılar dikkate alınarak acilen TBMM'ye sevk edilmeli ve yasalaşmalıdır. Taslağın halen kredi kart sorunu yaşayanlar bakımından çözüm getirmediği dikkate alınarak, siyasi iktidar tarafından kamu bankaları eliyle daha önce kamuoyuna açıkladığımız çözümler yaşama geçirilmelidir.

3. Önümüzdeki dönemin ana gündemi gıda güvenliğidir. Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan "sahte rakı", "sahte ilaç" gelişmeleri, gerçekte gıda konusunda yaşanan sorunların pek azıdır. Yetersiz teknoloji ve yetersiz insan gücüyle gıda güvenliği ve denetiminin sağlanması mümkün değildir. Esasen Tarım Bakanlığı'nın mevcut yönetim anlayışı ve vizyonu da, gıda güvenliğinin sağlanmasına elverişli değildir. Tüketici odaklı yeni bir vizyon ile insan kaynakları ve teknolojiye yatırım yapılmalı, acilen gıda konusunun tüm taraflarını bir araya getirecek Gıda Konseyi oluşturularak, gıda konusundaki tüm sorunlar masaya yatırılmalıdır.

4. Tüketicilerin son dönemde medya, reklâm, promosyon ve taksit gibi yöntemlerle bilinçsiz tüketime itildikleri ve aslında ihtiyaç olmayan mal ve hizmetlerin satın alındığı, satın alınan mal ve hizmetlerin yeteri ve gereği gibi tüketilmediği gözlemlenmektedir. Hızla tüketim ve israf toplumu olma yolundaki bu ilerleyişin durdurulması, tüketicinin olduğu kadar, ülke ekonomisini de yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle tüketici eğitimi konusundaki eğitim politikaları revize edilerek, bireyin okul çağından itibaren, tüketim konusunda bilinçlenmesi sağlanmalıdır. (TK/EÜ)