TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Kocaeli'nde düzenlediği basın toplantısında "Bugün de 17 Ağustos 1999'da olduğu gibi depremlere karşı hazırlıksız durumdayız. Beş yıl süre içinde mühendislik-mimarlık ve planlama anlamında, Afet Yönetimi açısından yeterli düzeye gelinemedi" diye konuştu.
Soğancı, "Türkiye'nin henüz üzerinde uzlaşılmış ve toplumsal mutabakatı sağlanmış Deprem Stratejisi yoktur" dedi.
Toplantıda açıklanan, TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulunun depremle ilgili değerlendirme ve öneriler raporunda bölgede hasarlı binaların çoğunda ikamet edildiği belirtildi.
"Uygulanabilir bir deprem planı yapalım"
Soğancı'nın açıklamasının ana başlıkları şöyle:
* Marmara ve Düzce depremlerinin ardından genel anlamda değerlendirildiğinde; mühendislik açısından istenilen düzeye varılamamıştır.
* Marmara ve çevresi yerleşim yerlerindeki okul, hastane ve diğer stratejik yapıların, mühendislik ölçütlerine uygun biçimde durumları belirlenemedi. Onarım ve güçlendirmelerin olmazsa olmaz koşulları "Uygulanması zorunlu kurallar" haline getirilemedi.
* Afet Yönetimi ile ilgili önemli gelişmeler sağlanmasına karşın, eşgüdüm ve meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin planlamalar içine katılımında istenilen düzeye varılamadı.
* Marmara Bölgesi ve özellikle depremi daha etkili yaşayan yörelerde ciddi psikolojik sorunlar yaşanmaktadır, bu konuda etkili bir planlama ve kurumlar arası işbirliği sağlanamamıştır. Bu durum gelecek nesilleri yakından ilgilendiren öneme sahiptir.
* Doğu Anadolu Fay Zonu ve çevresinde ciddi önlemler alınmamıştır.
* İmar mevzuatı ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadığı gibi ceza hukuku da imar suçlarına karşı duyarlı hale getirilememiştir. İmar mevzuatı imar suçlarını işleyenlere karşı yalnızca para, ya da işten uzaklaştırma cezaları değil, meslekten uzaklaştırma ve hürriyeti bağlayıcı ceza yaptırımlarına bağlanmalıdır.
* 22 Temmuz ve 11 Ağustos 2004 tarihlerindeki tren kazaları da son elli yıllık yönetim anlayışının iflas ettiğini gözler önüne serdi.
* Acil olarak yapılması gereken, siyasi erkin iradesini ortaya koyarak, üniversiteleri, meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini ve ilgili diğer aktörleri bir araya getirerek uygulanabilir planlama ve örgütlenmeleri yaparak harekete geçilmesidir. Bunları başarabilecek teknik beceri, bilgi birikimi ve deneyime sahibiz, bunun farkında olmak gerekir.(ÖG/BB)