Avukatlar, Behiç Aşçı'nın 212 gündür F tipi cezaevlerinde uygulanan tecride karşı sürdürdüğü ölüm orucuna duyarsız kaldığı gerekçesiyle Adalet Bakanı Cemil Çiçek aleyhine tazminat davası açmak üzere Adliye'ye gitmişlerdi.
TİHV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Önen yaptığı yazılı açıklamada, "Hukukun ayaklar altına alındığı, avukatlık mesleğinin icra edilmesinin ve hak arama özgürlüğünün engellendiği, avukatların adliye içinde dövülmesine kadar uzanan bu elim olayı kınıyor ve sorumlular hakkında gerekli işlemlerin başlatılmasını talep ediyoruz" dedi.
Saldırıda pek çok avukat yaralandı
Önen, dava açma ve hak arama özgürlükleri engellenen avukatların saldırı sırasında, hakarete uğradığı, dövüldüğü ve sürüklenerek adliye binasından dışarı atıldıklarını ifade etti.
Önen, mesleki faaliyetlerini yürüttükleri ve kamusal bir görevi icra ettikleri sırada gerçekleşen saldırıda başta Ebru Timtek, Naciye Demir ile Güray Dağ olmak üzere pek çok avukat yaralanmış ve aşırı güç kullanılarak gözaltına alınmak istendiğini aktardı.
Yaralanan avukatlardan birinin, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'ne başvurduğunu ifade eden Önen, avukatların binaya yeniden girmelerini de barikat kurarak engelleyen polislerin, savcılığın talimatı ile adliye binasından ayrıldığına dikkat çekti.
Saldırı hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmıyor
Müdahaleyi "bugüne kadar benzeri görülmemiş bir olay" nitelendiren Önen, yasal olarak avukatların aranmalarıyla eşyalarına el koyma; mahkeme kararına bağlı olup mesleki görevlerini yerine getirmelerinin yasalarca güvence altına alındığını hatırlattı.
"Yaşanan olayda polislerin adliye binası içindeki keyfi tutum ve davranışlarını hukuk devleti anlayışı ile bağdaştırmak olanaklı değildir" diyen Önen şöyle devam etti:
"Kaldı ki savcının araya girmesinin ardından avukatların dava açmaları da eylemin kendinin hukuk dışı bir girişim olmadığına, tersine polis engellemesinin hukuk dışı olduğuna işaret ediyor." (KÖ)