"Özelleştirmeleri de kriz bahanesiyle yaşanan bütün gelişmeleri de izledik. Ucu bize değince ayağa kalkalım ve buna müdahale edelim dedik. Sokağa çıktık."
Mücadelemiz ekmeğimiz ve tüm işçiler için diyen Süleyman Kavak (47) 20 yılı aşkın süredir TEKEL işçisi. Evli ve iki çocuk babası. 1400 lira maaşla çalışıyor. "Bu parayla geçinmek çok zor" diyor.
Direnişe katılanlardan biri olan ve Samsun'daki Yaprak Tütün'de işçi olarak çalışan Kavak, "Şehirlerimizden Ankara'ya doğru yola çıktığımızda korkuyorduk. Ankara'da polis bize saldırınca hepimize bir güven geldi. Şimdi kendimizden eminiz ve kazanana kadar direneceğiz" diyor.
Direniş 10. gününde
Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya gelen TEKEL işçileri 10 gündür Türk-İş binasının önünde direnişteler. Özlük haklarının korunması için başlattıkları eylemlerinde polisin biber gazlı ve tazyikli suyla müdahalesine rağmen devam ediyorlar.
"Önce kendi şehirlerimizde yetkililerle görüşmek, derdimizi anlatmak istedik. 4/C uygulamasına karşı olduğumuzu söylemek istiyorduk. Ancak ciddiye alınmadık. Bunun üzerine Ankara'ya, siyasi iradenin merkezine giderek konuyu gündeme getirmek istedik" diye anlatıyor yola çıkış öykülerini.
"Ankara'da iki ayrı grup olarak eyleme başlamak zorunda kaldık. Bir kısmımız Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) binası önünde beklerken, bir yarımızı da Abdi İpekçi Parkı'na gönderdiler. Ama sonra birleşelim dedik ve bir arada devam ettik."
Polis 17 Aralık'ta TEKEL işçilerine müdahale etti. Çok sayıda işçi ve sendikacı gözaltına alındı. Gazdan etkilenen işçiler Atatürk Bulvarı'ndaki sıcaklığı 4 derece olan havuza girdiler. Cumhuriyet Halk Partili (CHP) milletvekilleri de gazdan etkilendiler.
"O saldırı geri adım atmamızı değil, birbirimize kenetlenmemizi sağladı" diyor Kavak. "Moralimiz şimdi daha iyi, kendimize de direnişimize de güveniyoruz."
"Tüm işçilerden destek bekliyoruz"
Kavak, Türk-İş'in ağır ama sağlam adımlar attığını, diğer sendikaları da direnişe katarak önemli bir hareket yaptığını söylüyor.
"Ama" diyor, "özelleştirme uzun zamandır işçinin belini büküyor. Sendikalar daha önce atmaları gereken adımları geç atmaya başladılar. Ama olsun yine de hiç atılmamasından iyidir."
"TEKEL direnişini bir milat olarak görüyoruz. Bizden önce özelleştirmenin mağduru olan, bizden sonra da olacak işçilerin hakları ve mücadeleleri için çok önemli bir gelişme diye düşünüyoruz" diyen Kavak, "Hükümetin işçiler lehine adım atmasını sağlarsak tüm işçiler için çok önemli bir şey yapmış olacağız" diye devam ediyor. Bu nedenle de Türk-İş dışındaki konfederasyonlara bağlı sendikalardan ve ülkedeki tüm işçilerden destek beklediklerini söylüyor.
"Ankara dışındaki işçiler şehirlerindeki AKP binalarının önünde eylemler yaparak, talepleri yükselterek direnişimize destek olsunlar. Çünkü bu sadece TEKEL işçilerinin mücadelesi değil."
"4/C değiştirilmesin, kaldırılsın!"
Kavak, "Bu krizin suçlusu ya da sorumlusu biz değiliz. Cezasını neden çekelim" diye soruyor. "Ekmeğimizi kurtarmak istiyoruz. Üretmek, ürettiğimiz kadar kazanmak, yani haklarımızı istiyoruz."
Konuşmasını "4/C uygulamasının değiştirilmesini değil kaldırılması için mücadele ediyoruz" diye sürdüren TEKEL işçisi Kavak, "Özlük haklarımızın korunarak başka kurumlarda istihdam edilmek istediklerini" de sözlerine ekliyor.(BÇ)