Uluslar arası örgütlere çağrı
İnisiyatif adına açıklama yapan Roni Alasor, Kamışlı'da başlayan olayların, Suriye devletinin kolluk kuvvetlerinin Arap ırkçıları yerine Kürtlere saldırdığını belirtti; "Bu, olayların Kürt düşmanı devlet politikasının bir parçası olduğunu göstermektedir" dedi.
Suriye devletinin Kürtlere yönelik ırkçı ve Araplaştırma politikalarına son verip ülkede demokratik reformlara gitmesini isteyen Alasor, Birleşmiş Milletler'i (BM), Avrupa Birliği'ni (AB), Amerika Birleşik Devletleri'ni (ABD), İskandinav ülkeleri çatı örgütü olan Kuzey Konseyi'ni (Nordiske Radet), Helsinkifors Komitesi'ni, Uluslar arası Af Örgütü (UAÖ) gibi sivil toplum örgütlerini Suriye ve Güneybatı Kürdistan'da Kürtlere yönelik terör ve katliamlara müdahale ederek saldırı ve katliamları belgelemeleri için göreve çağırdı.
"Suriye, Irak'ın içişlerine karışmamalı"
İnisiyatif açıklamasında, Şubat'ta Federal Kürdistan'ın başkente Hewlêr'de Kürtlere yönelik katliamın Kürtlere düşman komşu devletlerin planlanmış bir terör eylemi olduğunu vurguladı.
Açıklamada, "Saddam rejiminin akıbetine uğramak istemiyorsa, Suriye devletinin bölgedeki Kürt düşmanı statükocu anti-demokratik devletlerle girdiği uğursuz ilişkilere derhal son vermesini ve Federal bir yapılanmaya giden Irak'ın içişlerine karışmamasını önemle salık veriyoruz" denildi.
Dayanışma mesajı
Dr.Husni Hajo, Anwar Sultanpane, Gelawêj Qadiri, Shino Shasweri, Dr. Kardu Hidayeti, Hunermend Qadir Elyasi, Ass. Dr. Haci Akman, Mıhemed Qadiri, Syamand Shasweri, Roni Alasor, Muhsin Shasweri, Diler Akrei, Kadir Budak, Nasir Resuli, Nizar Agiri, Goran Hajo, Baki Budak, Amed Hajo, Saleh Sultanpane, Kek Rafiq, Hasan Algunerhan ve Cefer Hemidi imzasıyla yayımlanan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
* Kamışlı'da başlayan ve giderek Amude, Derbespî, Afrin, Derîk, Heseki, Hisiça, Kobani, Halep ve Şam'a yayılan Arap Baas ırkçılarının halkımıza yönelik saldırı ve katliamlarını şiddetle mahkum ediyor, olaylarda yakınlarını kaybeden halkımızın acılarını paylaşıyor ve kendileriyle dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz.
* Kamışlı'da başlayan saldırı ve katliamların Suriye devletinin kolluk kuvvetlerinin gözleri önünde cereyan etmesi ve güvenlik güçlerinin Arap ırkçılarına müdahale yerine Kürtlere saldırması ise olayların Kürt düşmanı devlet politikasının bir parçası olduğunu göstermektedir.
* 13 ve 14 Mart'a sarkan olaylarda da Kürtlerin tepkilerine silahla karşılık veren Suriye devletinin binlerce Kürdü tutuklaması, bütün Kürdistan coğrafyası ve dünyanın dört bir yanındaki halkımızın büyük tepkilerine neden olmaktadır.
* Suriye devletinin ülkemizin Güneybatı parçasında demokratik ve milli haklarından mahrum olan bir buçuk milyon dolayındaki halkımız üzerinde yürüttüğü ırkçı ve Araplaştırma politikalarına derhal son verip ülkede demokratik reformlara gitmesini ve Kürt halkının temel insan hak ve özgürlüklerini anayasal güvence altın almasını olayların ilerde daha da şiddetlenerek büyümemesi için tek çözüm olarak görüyoruz. (BB)