STKler: Kolera Salgını Hasta Hakları Sorunu

Sivil Toplum Örgütleri, ortak bir açıklamayla, Ankara'da iki aydır yaşanan kolera salgınına dikkat çekti; okulların açılmasıyla birlikte öncelikle çocukların, ardından bütün toplumun risk altında olduğunu belirtti.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Hasta ve Hasta Yakını hakları Derneği (HAYAD, Tüm Belediye Çalışanları Sendikası (Tüm Bel-Sen) ve Biyologlar Derneği, ortak açıklamalarında, "koleranın bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve ancak kamusal bilinçle çözülebileceğine" işaret etti.

"Bilgilendirme başta olmak üzere, sorunun çözümü için acil önlemlerin en kısa sürede alınmasını, bir daha benzer sorunları yaşamamak için sağlık, hasta hakları ve yerel yönetim - çevre politikalarının bilimsel, toplum yararına bir içerikte oluşturulması ve hayata geçirilmesini istiyoruz."

Örgütler, sorunun halk sağlığı, hasta hakları, sağlıklı çevre ve yerel yönetimlerin altyapıya verdiği önemle ilgili olduğunu söylerek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e, "Görevinizi yapmak için ikinci bir kolera salgınını, yani 11 yıl beklemeniz mi gerekiyordu?" diye sordu:

"Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e soruyoruz; 1994 yılında yaşanan kolera salgınında da Ankara'nın çevresindeki kirli su derelerinin mutlaka ıslah edilmesi önerilmişti. Aradan 11 yıl geçmesine rağmen bu konuda hiç bir şey yapmadınız. Bugünlerde bu derelerden sulanan sebze ve meyve bahçelerini kaldırtmaya çalışıyorsunuz."

Çocuklar ve toplum risk altında

Örgütler, salgınla ilgili bireysel hijyenin önem taşıdığını da vurguladı:

"Okulların açılmasıyla birlikte bizleri önemli bir tehlike bekliyor. Çocuklar hastalığın en kolay bulaşabileceği risk grubudur. Okullardaki tüm su depolarının kolera mikrobuyla kontamine (kirlenmiş-bulaşmış) olduğunu varsayarak en kısa surede dezenfekte edilmesi gerekmektedir.

"Gerek Sağlık Bakanlığı, gerekse Büyükşehir Belediyesi'nin konuyla ilgili çalışma yürüttüğünü gözlemliyoruz. Ancak sorunun adını koymaktan dahi çekinenlerin yürüttükleri çalışmaların yeterliliğinden şüpheliyiz. Bu aşamada toplumsal önlemlerin yanı sıra, beslenme ve bireysel hijyen kurallarının tam olarak uygulanması zorunludur. Çiğ sebzelerin dezenfeksiyonu ve şüpheli suların tüketilmemesi gerekir." (TK)