"Devletin sopası olduğunu da, tankı olduğunu da hatırlatanlara teşekkür ediyoruz" diyen Bilgen, Çiçek ve İyigün'ün açıklamalarını "provokatif bir yaklaşım" olarak değerlendirdi.
İyigün'ün açıklamalarına ilişkin Adalet Bakanlığı'nın ve savcıların harekete geçmesini isteyen Bilgen, "Demokrasi Partili (DEP) milletvekilleri ile ilgili son kararlar hakkında 'Avrupa Birliği (AB) yolunda bahane kalmadı' diyenler, şimdi daha gerçekçi bir sınavla karşı karşıyalar" diye konuştu.
"Yasal iyileştirmeler lütuf değildir"
Bilgen, açıklamasında özetle şunları söyledi:
* 1930'lu yıllardan bu yana devam eden politikalar sosyal barışı sağlayamıyor. Kamu gücünü kullananların uygulamada hukuk sınırını zorlayan davranışları hafızadan silinmedi. Bir "demokratik tövbe" söz konusu olacaksa bunun demokrasiye balans ayarı yapma cesaretini kendinde görenlerden gelmesi gerekir.
* Ülke genelinde ve bölgede devletin sopasını keyfi olarak kullanma yetkisini kendinde gören yönetim anlayışının değil hukuk devletinde kanun devletinde bile meşru görülmesi düşünülemez.
* Yasal iyileştirmeleri bir "lütuf" olarak tanımlamak provakatif bir yaklaşımdır ve karşı refleksleri de beraberinde getirir.
* Emekli bir generalin Kara kuvvetleri komutanının "suç" niteliği taşıyan emrini uygulaması gazete manşetlerinden itiraf ve ifşa edilirken, bu ülkede yargının sadece hükümetten değil ama gerçekten bürokrasiden de bağımsız olup olmadığını göreceğiz.
* Savcılar harekete geçebilecek yada adalet bakanlığı bu konuda adım atacak mı? En azından bu cesareti gösterecek yargı mensuplarını koruyabilecek mi? (BB/YS)