Bir bölümünün son yıllarda yerleşik düzene geçtiğini ifade eden Savran, 2 bin 500 Yörüğün halen 300 çadırla konar göçer şekilde gelenek ve göreneklerini sürdürmeye çalıştığını anlattı.
Sarıkeçililerin geçimlerinin tamamen hayvancılığa dayandığını belirten Savran, şunları kaydetti:
"Yazın İç Anadolu Bölgesi'nin yüksek kesimlerinde, Konya yaylalarında yaşıyoruz. Kıl keçisi besleyerek hayvancılık yapıyoruz. Şu anda Sarıkeçililerin sahip olduğu kıl keçisi sayısı 50 bini geçiyor. Bu keçiler kapalı alanda değil dağlık, tepelik alanlarda yaşar. Bu keçiler ormanlık alanlara zarar verdiği gerekçesiyle birçok bölgede Yörükler çadır kuracak yer bulamıyor. Önceden yaylalara rahatça çadır kurardık. Şimdilerde ise ayak bastı, su parası adı altında bizden ücret talep ediliyor. Genelde de gerekçe olarak keçilerimizin ormanlara verdiği zararı gösteriyorlar."
Doğanın kıymetini Yörükler kadar kimsenin bilemeyeceğini vurgulayan Savran, her Yörüğün keçilerini ormanlık alanlardan uzak tuttuğunu, bu konuda bir zararın söz konusu olamayacağını bildirdi.
Yine de orman ekosisteminde tahribata yol açtığı söylenen kıl keçilerini vermeye razı olduklarını vurgulayan Savran, şöyle devam etti:
"Keçilerimizi vermeye razıyız, ancak bize yaşamımızı sürdürecek imkanlar tanınsın. Kıl keçilerinin yerine süt verimi yüksek kapalı alanda yaşayan sanem keçisi verilsin. Keçi besiciliği yerine büyükbaş hayvancılık bile yapabiliriz. Biz keçilerimizden vergi ödemeye bile hazırız. Ama bu geçiş için destek gerekiyor. Bize kredi imkanı sağlansın. Kredi çekelim, kendimize uygun hayvancılığı yapalım."(EÜ)