Geçtiğimiz haftalarda çocukların silahla ilişkisi ve hatta kullanmalarından kaynaklanan ölüm olayları yer aldı gazetelerde. Bunlardan bir tanesi 5 yaşındaki bir çocuğun polis babasının tabancasıyla oyun arkadaşını öldürmesi olayıydı. Bir diğeri, 4 yaşındaki çocuğunun eşini öldürdüğünü söyleyen ve eşini öldürmekten yargılanan Z.O.'nun ifadesiydi ve Yargıtay tarafından çocuğun silah kullanabileceğine karar verildi.
Bir diğer olay daha var ki, ölüm veya yaralama gibi bir sonuç olmasa da, yine gazetelerde yer alan "Maganda Çocuk" haberiydi. Yine 5 yaşındaki bir çocuğu, babasının özel aracında oyuncak silah tutan elini camdan sarkıtırken gören bir muhabir tabancayı gerçek olarak algılamış, tabancayı tutan elin de bir çocuğa ait olduğunu bilmeden konuyu gazetesinde haber yapmıştı. Buna mukabil, başka bir ulusal gazete konuyu araştırmış ve gerçeği bulduktan sonra da olayın toplumsal ironisi ve gerçeğini göz ardı eden bir yorumla birlikte haberi ikinci manşet olarak vermişti. Daha sonra ise Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni yapılan hatanın farkına varmış, sorumlu ve duyarlı vatandaş ve habercilik anlayışı örneği olarak gerekli açıklamaları yapmışlardı.
Demokratikleşme ve eğitim
Çok kısa zaman içinde tanık olduğumuz bu olaylar dizgesi, bizleri toplumun geleceği olan gençler ve çocuklar konusunda endişeye düşürmeye yetiyor. Kabul edilmeli ki, silah ve şiddet konusunda toplumsal kültürümüzden kaynaklanan bir aksaklık var. Evet ama; bir şey daha var ki, biz modern toplumun gereği olarak demokratikleşmeye henüz hazır değiliz. Her şeyden önce eğitimin sorun olduğu bir çok kereler söylendiği halde, bu yönde yapılan çalışmalar bir reform niteliği kazanmıyor ve her konuda olduğu gibi silah ve şiddet konusunda da eğitimin çok yetersiz olması sebebiyle böyle olayları yaşamaya devam ediyoruz.
Aileler ve eğitim kurumları çocukların eğitimleri konusunda daha dikkatli davranmalı, hatta sivil toplum kuruluşları ve özel şirketler sosyal sorumlulukları kapsamında bu konuya duyarlı olmalılar. Bu bir yön ...
Derya Tuna olayı
Peki Derya Tuna olayına ne demeli? Artık insanlar hukukun üstünlüğüne inanmak zorundalar. Husumet varsa yargıya intikal etmeli, kendi kendine hak almak suç. Bu öğreti topluma verilmeli. Yasalarımıza göre şimdi artık can güvenliği nedeniyle Derya Tuna da; eğer hala yoksa, silah ruhsatına başvurabilir ve bir güzel de alır. Buna hakkı doğdu.
Korunmak için devletten silah talep etmenin çok yanlış olduğu aşikardır. Doğrusu devletten sadece insan olduğumuz için ve ayrıca Anayasa ile teminat altına alınmış olduğu için, yaşama hakkımızın korunmasını talep etmeliyiz.
Yurttaşına sapır sapır silah veren veya ruhsatsız silahlanmayı engelleyemeyen devletin hukuk devleti olduğuna inanmak çok zor. Ancak ikilem buradan kaynaklanıyor: Kolluk güçleri ne yapsın herkesin peşine bir polis takamaz ya.
Toplumumuzda topyekun bir "ahlak" sorunu yaşıyoruz. Silahla üstünlük sağlamak saygısızlıktır, utanç vericidir, ayıptır. Silah çekmek hile yapmaktır.
Çok muhtemel Irak Savaşı konusuna gelince; savaş başlayana kadar kim bilir kaç kişi daha bireysel bir silahla öldürülmüş olacak? (BB)
* Vurgular ve arabaşlıklar Bianet'e aittir.