Yeniden görülen Hrant Dink cinayeti davasında gazeteci Nedim Şener tanık olarak dinleniyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 14. faslının dördüncü duruşmasında tutuklu sanıklardan Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek, tutuksuz sanıklardan Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler ile Reşat Altay hazır bulundu.
Duruşmada ilk olarak dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı'nda büro memuru olan polis Şafak Şen tanık olarak dinlendi. Şen, Hedef Şahıslar Programı hakkında bilgisi olmadığını söyledi.
Şen'in ardından "Dink Cinayetinde İstihbarat Yalanları" ve "Kırmızı Cuma" kitaplarının yazarı, gazeteci Nedim Şener dinlendi.
Şener: İlahi adalet benim için tecelli etti
“Sanıklar ilahi adalete vurgu yapıyorlar. Bu benim için ilahi adaletin tecelli edildiği an” diye konuşan Şener'in ifadesi özetle şöyle:
* Devletin tüm kanatlarının içinde yer aldığı bir suç faaliyetinden bahsediyoruz. Polis, müfettiş, MİTçi, jandarma ve gazeteci. Kimi ihmalle, kimi cinayete göz yumarak, kimi örgüt üyesi olarak dahil olmuş.
* Dink cinayeti devletin namus davasıdır. Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti bu cinayeti aydınlatmazsa 1915 soykırımı iddialarının altında kalır, bunu açıklayamaz. Ben de Dink cinayeti o soykırım zincirinin son halkasıdır derim.
* Dink cinayetini anlamak istiyorsak Hürriyet'te yayınlanan Sabiha Gökçen haberine bakmamız lazım. O dönem Hilmi Özkök, Genelkurmay tarihinde ilk defa, Hrant Dink'i hedef alarak Genelkurmay'ın sitesinden açıklama yaptı. MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'u arayarak Dink'in uyarılmasını istedi. Özel Yılmaz bunun üzerine Dink'i Valiliğe çağırdı. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nde FETÖ'cü yapılanma varsa bunu Hilmi Özkök'e borçluyuz.
* Bu olayların ardından bir anda sokakları Levent Temizerler, Veli Küçükler doldurdu. Dink hakkında Türklüğe hakaretten suç duyurusunda bulunanlar arasında dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Avni Usta da vardı. Bu adam daha sonra FETÖ'den açığa alındı. Savcılığı ne harekete geçirdi? Mehmet Soykan gibi bir adam mı, yoksa Avni Usta'nın yazısı mı?
"Abdülkadir Aksu'yu Gülen büyüttü"
* Burada Ali Fuat Yılmazer [dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü, daha sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğüne tayin edildi, dava sanıklarından] “Ben buradaysam beni atayan Bakan nerede” diyor. Haklı. Abdülkadir Aksu, Gülen'in gençliğinden beri elinden tutup büyüttüğü bir adam.
* Aynı yalanlar bu davada da sürüyor. Bu suikast davasında yalanı takip edin, faili göreceksiniz.
* Dink'i sokakta tehdit edenlerle FETÖ'nün çok uzak olmadığını görüyoruz. Hosrof Dink "Ergenekon sanıklarıyla o operasyonu yapanlar abimin cinayetinde aynı yerde duruyorlar" demişti bana.
* Zekeriya Öz [eski Ergenekon savcısı, üçüncü iddianamede sanık, firari] bize Dink'in hep Ergenekon cinayeti olduğunu anlattı. Ama polislerinin de içinde olduğu bir şema var [Ergenekon sanıkları ile Dink sanıklarının ilişkilerini gösteren şemadan bahsediyor]. Zekeriya Öz ile birlikte daha önce beraat kararı vermiş olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi hakim ve savcıları da yargılanmalı.
"Ergenekon ile Dink davası nasıl birleşmez?"
* Şemayı uzun süre inkar ettiler. Kimse “Ergenekon davası nasıl Dink davasıyla birleşmez” demedi.
* Dink avukatları yıllarca mahkemelerde olay yeri kameralarından kişileri gösterdi, ama o günkü hakimler polisler hiç uğraşmadı. Ama sonra baktık ki jandarma o kişiler istihbarat elemanlarıymış. Devlet içindeki sinsi yapılanmaları sürseydi bu dava bu aşamaya gelmezdi.
* Dink cinayetine tüm taraflarıyla bütünlüklü bakmak gerektiğini düşünüyorum ben. Bu Hrant Dink'e borcumuzdur. cinayetten bir hafta sonra olayla ilgili görüşmeler yapmaya çalıştım. “Katile poster” haberi bir algı operasyonuydu.
"Taraf, Teftiş Kurulu Raporunu eksik haberleştirdi, en önemli kısmı sakladı"
* Dünyada acaba öldürülmüş bir gazeteci cinayetinin karartılmasında yer alan gazeteciler var mı? Bunlar bugün gazetecilik listelerinde yer alıyor. Ercan Gün [Fox çalışanı gazeteci, tetikçi Samast'ın Türkiye bayrağı ile polislerle çektirdiği görüntüleri yayınlamıştı, üçüncü iddianamede sanık, tutuklu] ne yapıyor? Yılmazer'den bu 44 saniyelik görüntüyü alıyor. “Bana postaya geldi” diyor. Sonra Samsun'a gidip jandarma ile telefon görüşüyor. Görüntüleri jandarmadan aldığı algısı yaratıyor.
* Taraf Gazetesi Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun raporunu eksik haber yaptı, Yılmazer ve Akyürek'in [Ramazan Akyürek, eski Trabzon İl Emniyet Müdürü, cinayet döneminde İstihbarat Daire Başkanı, sanık] sorumluluğunu yazmadı. “Trabzon biliyormuş” diye yazmışlar, en önemli kısmı saklamışlar. Ben yazdım.
"Erdoğan neden Yılmazer'i görevden almadı?"
TIKLAYIN - KIRMIZI CUMA KİTABINDA "DİNK-SANTORO" BAĞLANTISI
* Bu raporun [Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporu] altında Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası var. Madem ihlali var niçin Yılmazer'i görevden almıyorsun? Daha sonra başka nedenle görevden aldılar.
"Bu operasyonun siyasi ayağı Aksu ve Atalay'dır"
* Benim için “Ergenekoncu” algısı yarattılar. Yıldırmak için. Hiçbir belgede adım geçmiyordu. “Seni tutuklayacaklar” haberi geliyordu. Bu operasyonun siyasi ayakları Abdülkadir Aksu ve Beşir Atalay'dır.
* Rahip Santoro cinayeti Hrant Dink cinayetinin provasıdır. Aralarında bağlantı olduğunu kitapta yazdım. Rahip Santoro cinayetinin Dink'le ilişkisini anlatmaya çalışırken tutuklandım.
Duruşma öğle arası ardından devam edecek. (EA)