Greenpeace ortaya çıkardı
Gemi zehirli atık içerdiği halde, Aliağa'da sökülmek üzere Fransa'dan Türkiye'ye yasadışı olarak ihraç edilmişti.
Greenpeace gemiyi, Fransa'nın Türkiye'ye yasadışı olarak zehirli atık boşaltarak Türk insanını ve çevreyi bilinen en tehlikeli kimyasal maddelere maruz bırakacağından endişe ettiği için takibe almıştı.
Greenpeace, Sea Beirut'un sahibinin, içindeki asbesti temizletmek için gerekli 40 bin Euro'yu vermeyi reddederek ve gemiyi Fransa'da terk ederek kaçtığını ortaya çıkarmıştı. Gemi daha sonra Fransa'daki Dunkirk liman yetkilileri tarafından Türk makamları gemideki zehirli maddelerden haberdar edilmeksizin Türk gemi sökümü şirketi Cemsan'a satılmıştı.
Çevre Bakanı'na eleştiri
Greenpeace eylemcileri, geçtiğimiz Cumartesi günü gemiyi Türkiye kıyılarına yaklaşırken durdurdu ve yetkilileri zehirli atık taşıdığı konusunda uyardı. Greenpeace, Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'i, yasak olmasına rağmen zehirli atıklar içeren hurda gemilerin sürekli olarak Türkiye'ye girişini kontrol altında tutamaması nedeniyle eleştirmişti.
Greenpeace eyleminin ardından Çevre Bakanlığı gemide bulunan bazı tehlikeli maddelerden örnekler aldı. Dün sabah, Greenpeace'in de şüphelendiği gibi, geminin asbest içerdiğini doğrulayarak geminin Fransa'ya geri gönderilmesi istendi.
"Fransız yetkililer durdurmalıydı"
Greenpeace Toksik Atık Ticareti Kampanya Sorumlusu Erdem Vardar, gemiyi Fransa'yı terk etmeden durdurmadığı için Fransız yetkilileri de eleştirdi. Vardar, açıklamasında şu noktalara dikkat çekti:
* Fransız yetkililer bu yasadışı ticareti daha gemi Fransa'yı terk etmeden durdurmalıydılar.
* Şimdi, geminin ve içerdiği tüm tehlikeli atığın güvenli bir şekilde Fransa'ya geri götürüleceğini ve Türkiye'ye bu zehirli atığı boşaltmaya yasadışı olarak teşebbüs edenlerin yasal olarak sorumlu tutulacağını garanti etmek zorundalar.
* Bu sorumlulara, gemiyi satın alan ve yasadışı olarak Türkiye'ye sokmaya çalışan gemi söküm şirketi de dahildir."
"Her sene yüzlerce gemi geliyor"
* Türkiye'de her sene yüze yakın gemi sökülüyor.
* Bunların en az yüzde 50'si Batı Avrupa denizcilik şirketlerinden geliyor.
* Gemilerin Türkiye'de sökülmesinin maliyeti Avrupa'ya kıyasla daha düşük oluyor.
* Çünkü, gemi söküm faaliyetleri Çin, Hindistan ve Bangladeş'dekilere benzeyen Aliağa gemi söküm tesislerinde, en temel çevre ve insan sağlığı koruma gereksinimleri bile yerine getirilmemektedir.
"Temel sağlık koşulları gözetilsin"
* Greenpeace, gemilerin sökülmesine karşı değildir, ancak bunların ticaretinin zehirli maddelerin başka ülkelere boşaltılması için bahane olarak kullanılmamasını garanti altına almak istiyor.
* Bu olay, Çevre Bakanlığı'nın Aliağa gemi söküm tesisleri aracılığıyla yasadışı olarak Türkiye'ye getirilen tüm zehirli atıkları görmezden geldiğini açıkça gösteriyor.
* Ayrıca, denizcilik endüstrisinin gemilerini ihraç etmeden önce içerdiği tüm zararlı maddelerden temizletmesi konusunda sorumlu tutulmasının gerekliliğini ortaya koyuyor.
Zehirli hurda gemilerle tehlikeli atık ticareti
* Greenpeace, zehirli hurda gemilerin, tüm dünya hükümetleri tarafından bir tür tehlikeli atık ticaretinin aracı olduğunun kabul edilmesini ve yüksek yaptırım gücü olan uluslar arası düzenlemelerin yürürlüğe konulmasını talep ediyor.
* İlk adım olarak, gemi sahipleri, gemilerindeki tüm zararlı maddelerin envanterini çıkarmak ve gemilerini ihraç etmeden önce bu maddeleri temizletmek zorunda bırakılmalıdır.
Dünya hükümetleri toplanıyor
Dünya hükümetleri bu konuyu görüşmek üzere 21-28 Mayıs tarihleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya gelecekler. (BB)
* Asbest özellikle 1980'lerden önce inşa edilmiş olan gemilerdeki yanmazlık, yalıtım gücü ve kimyasal olarak nötr olmasından dolayı kullanılmıştır. Gemilerin sökümü sırasında asbest çevreye yayılmaktadır. Asbest tozlarının düşük konsantrasyonları bile akciğerlerde yara benzeri dokuların oluşmasına ve asbestozis ve kanser gibi ölümcül hastalıkların oluşmasına neden olabilmektedir.
* Tehlikeli Maddelerin Sınır Ötesi Taşınmasına İlişkin Basel Konvansiyonu Birleşmiş Milletler Çevre Programı yönetimindeki uluslararası bir anlaşmadır. Konvansiyon tehlikeli maddelerin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere ihracını yasaklamaktadır. Avrupa Birliği 1997'de, Türkiye 1994'te konvansiyona taraf olmuştur. 1995'te Cevre Bakanlığı tarafından çıkartılan 'Tehlikeli Maddelerin Kontrolü Yönetmeliği' ile tehlikeli atıkların ve tehlikeli atik içeren hurda gemilerin Türkiye'ye ithalatı yasaklanmıştır.
* Avrupa Konseyi Yönetmelikleri'ne (EEC no 259/93 1 Şubat 1993 tarih) göre tehlikeli atıklar ihraç edilmeden önce gönderildikleri ülkeye bildirilmelidir. Fransa da böyle bir geminin Türkiye'ye gönderilmesi için izin alınmasını
gerektiren bu yönetmeliğe uymak durumundadır.